Aklıma o bilge, Ara Güler geldi. Dostluğumuzdan büyük onur duyduğum dünya ustası, bir söyleşimizde şunları söylemişti: "Yahu, bir ören yerine, bir arkeolojik kazı bölgesine gidiyorsun; bakıyorsun, zeminin metrelerce altında yapılar, yapıtlar, toprağın altında kalmış kat kat kentler... Kendi kendime hep sordum... Kim kalınlaştırıyor peki bu toprağı?"
Doğru bre! Kimler kalınlaştırıyor bu toprakları? Ben de 1960'larda, Erzincan'da bir höyüğe gitmiş, dibinden çağIarcasına maden suyu fışkıran bu tepecikte bir Osmanlı kalesi, onun altında bir Beylikler Dönemi kalesi, onun da altında bir Urartu tapınağı olduğunu görüp aynı şeyleri düşünmüş, orada fiyakalı bir fotoğraf çektirmiş, ama o sıralar 14-15 yaşlarında olduğumdan, düşüncelerimi doğru dürüst yazamamıştım. (Emekleye emekleye günlük tutuyordum artık.)
Ara Baba? Soruyor ve yanıtlıyordu: "Kim kalınlaştırır bu toprakları? İnsan kalınlaştırıyor. Kirleterek, içine sıçarak kalınlaştırıyor!"
Sayfa 205 - Sel Yayıncılık, 1. Baskı