“Geç Çiçek Açanlar”, modern dünyanın “21 yaşında milyoner ol yoksa loser’sın” (ing. Late Bloomers - USA iş jargonlarından) Karlgaard, başarıyı yaşa göre ölçmeye çalışan sisteme sağlam bir hayırdır çekiyor.
Kitabı okurken, sanki biri toplumun başarı takvimini alıp güzelce buruşturup çöpe atmış gibi hissediyorsun. Nörobilimden psikolojiye uzanan sağlam bir zemin üzerine kurulmuş, içi dolu dolu ama havalı jargonla boğmayan bir dille yazılmış. Fakat bazı bölümletfr sıkıldıgın yerler oluyor çünkü USA araştırmalar var ama meraklısı sever. Zaten yazarın niyeti de “sen özelsin” masalı anlatmak değil, daha çok “herkesin kendi ritmi var, seninki biraz caz belki” demek.
En güzel yanıysa kitap boyunca kimseye “geç kaldın” denmemesi. Aksine, “başlamak için en doğru zaman senin başladığın andır” gibi hemen bir farkındalık bırakıyor. Erken başarı hikâyeleriyle dolup taşan dünyada, bu kitap adeta geç açan çiçeklerin şerefine kaldırılmış bir kadeh gibi. Chs. Uzun lafın kısası, bu kitap bir “motivasyon pompası” değil, daha çok “ya sakin ol, maraton bu” diyen bir akıl hocası gibi. Ve evet, bazı çiçekler geç açar ama bir açar, ortalığı mis gibi kokutur diyor.
Sonuç?
Erken açanlar övülür, geç açanlar efsane olur.
Bu da böyle bir “mental çiçek bakımı”ydı.
Güller gibi kalın.