Macar Edebiyatı hep böyleyse mümkünse hiç burdan çıkmayalım , roman bir oturuşta bitecek cinsten ama israf etmek istemiyorsunuz ...öyle güzel bir anlatımı var ki hiç bitmesin diyorsun , mesela romanın ilk bölümünde yaşlı kadının eşini yitirişindeki acıyı yüreğimde hissettim, o bölümü okumadım da yaşlı kadının ağıtını dinledim sanki ... diger bolumlerde o ağıt olmasa da romanın bütününe hakim bir hüznün içine giriyorsunuz , insan böylesi bir aşktan sonra hayattan tat alır mı ? o da almıyor zaten .Kızı İza fazlaca üzerine düşüyor ama bu görev gibi bir düşüş.. hani "konuşuyoruz ama birbirimizi dinlemiyoruz derler" yaa o türden bir ilişkileri var çok sevdiği kızıyla aralarında ,neticede "aman onu yapma, aman bunu yapma" diye diye annemiz her şeyden tecrit ediliyor.eşiyle birlikte gazlı ocağına -burası beni çok etkiledi - kadar bütün anılarını yitiriyor . İhtiyar kadın çığlıklarını duyuramadan göçüyor bu dünyadan , öyle ki İza annesini katbettiğinde bile o cığlığı duymak istemiyor .Magda Szabo hem sanatını konuşturmuş hem de dersini ustaca vermiş :) heybemize düşeni ziyadesiyle aldık .
özetle ; konudan ziyade anlatımın güzelliğine vurulacağınız ,okuyacak bir kitap bulamazsanız ikinci kez okumak istiyeceniz türden bir roman.