Her paylaşımımda özellikle #okumaközgürlüktür etiketi bulunur. Virginia Woolf’ta tam olarak bu tarz bir soruna parmak basmış Kendine Ait Bir Oda kitabında. XVI., XVII., XVIII. yüzyıllarda kadınlara tanınmayan bazı haklara dem vurmuş. Neden bir Shakespeare kadınlardan çıkmıyoru, kadının o yüzyıllarda bunu yapmaya hakkının olmadığını çünkü kadının aşağılandığını, ötekileştirildiğini, okutulmadığını, küçük yaşta evlendirilip, çocuk bakmakla yükümlü olduğunu, sanat yapmak için sadece erkeklere olanak verildiğini vb... pek çok güzel nedenle anlatmış.
.
.
Kitabın anlattığı şey çok güzel olmasına ve çokta kısa bir eser olmasına karşın, kitap pek sürükleyici gelmedi bana. Buna rağmen okunulası bir eser.
.
.
#alıntılar
Kadınlar koruma altında bir uğraş olmaktan çıktığı anda, her şey olabilir, diye düşünerek kapıyı açtım.
“Koca dayağı” diye yazıyordu orada, “erkeklere tanınan bir haktı ve alt tabakadan olduğu kadar üst tabakadan olanlar tarafından da hayasızca uygulanabiliyordu...”
Kitap raflarını gözlerimle tararken, on sekizinci yüzyıldan önce kadınlar hakkında hiçbir şey bilinmemesi çok esef edilesi bir durum, diye kendi kendime söylenmeyi sürdürdüm.