Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Fundamentals of Rumi's Thought A Mevlevi Sufi Perspective’in Önsözü
academia.edu/116271428/Funda... Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'ın yazdığı "Mevlâna: Hayatı, Şahsiyeti ve Fikirleri" (Fundamentals of Rumi's Thought A Mevlevi Sufi Perspective) kitabının İngilizce çevirisine yazdığı önsözle
Fethullah Gülen ve Şefik Can
academia.edu/116271428/Funda... Aşağıdaki yazı Fethullah Gülen'in Şefik Can'nın kitabına yazdığı önsözle ilgili... Abdullah Aymaz'ın kaleminden okuyalım. 1910 yılında Erzurum'da müderris Tevfik Efendi ile Gülşen Hanım'ın oğlu olarak
Reklam
559 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
İnsanda okuma zevkini en yüksek seviyelere ulaştıran muaazam bir kitabı okumuş olmanın hazzıyla yazıyorum. Ne yazarsa yazsın zevkle okurum dediğim karakterine aşık olduğum yazar Victor Hugo... Nasılda büyüksün o kalbine neler sığdırmışsın be adam. Paris'e betimlemeleriyle hayat veren insanları kalpleriyle gören bunu okura harf harf
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,5bin okunma
Allah’a ulaşmak için yaradılmışlar adedince yol vardır… Canınla süpür, cananının eşiğini. Ancak o zaman gerçek âşık olursun." Diye başlamıştı yıllar önce izlediğim bir film . Doğar doğmaz her insan kendi lisanıyla, kendi gayretiyle, kendi gücünün yettiği oranda Allah’ı aramaya koyulur . İnsanlar adedince Allah’a ulaşma yolu var iken dini
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yedi Güzel Adam
Yüreği güzel insalara, kitap okuyanlara, okudukça güzelleşenlere, okuyabiliyor olmanın kıymetini bilenlere, nimetlere şükredenlere merhaba:) "Artist" Sanatçı olarak bilinen Cahit Zarifoğlu özgün olmanın hakkını vermiş olduğu bu şiir kitabını ben hem severek hemde biraz yorularak okudum; nasıl bu kadar kendi içine dönük olabiliyor bir yazar diye diye yoruldum. Duyguları o kadar kendine has o kadar içine dönük ki Cahit Zaifoğlu'nun anlatırsa inciniriz sanki, ben yazdım siz anlayın der gibi. Ya da o kadar güvenmemiş olmalı ki dünyaya kalemi tam anlamıyla açmamış kağıda hislerini; sır gibi yazmış Zarifoğlu. Bir sırrı hem paylaşmak istermiş hem de saklamak istermiş gibi, hem anlayın beni der gibi hem de yazıyorum siz anlamasanız da olur. der gibi yazmış. Anlamak için gayret gerek. Yüreğe, düşünceye ağır gelen bir yanı var Zarifoğlu'nun. Duyguları fazlasıyla kapalı olan bu eseri zorlandığınız takdirde iki defa okumanızı tavsiye ederim, ancak öyle sözlerin lezzetini alabilirsiniz diye düşünüyorum:) Üstad olmanın hakkını veriyor Zarifoğlu, beyne de yüreğe de nakış nakış işleniyor sözleri. "Aşk aceleyle oraya buraya göz gezdirir Sevgi sabırla ahır kapılarından süzülmektedir" diyor Muhteşem değil mi? Bence öyle:) Duygu yoğunluğu çok fazla kitapta. Aşk, ölüm, yokluk, sesleniş, paylaşma vb. Her yazılan anlaşılmıyor fakat keyif alınmayacak bir eser değil asla. Sindire sindire okumanızı tavsiye ederim. Ben çok severek okudum, umarım sizde okurken keyif alırsınız. Aceleyle gelmez bu eser, hissedersiniz keyif alırsınız:) Keyifli okumalar:)
Yedi Güzel Adam
Yedi Güzel AdamCahit Zarifoğlu · Beyan Yayıncılık · 202318,3bin okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Ruhunuzu şiir ile dinlendirmek için okuyun!
Selamünaleyküm kitap dostları.. Bu kitap o kadar güzel ki. Gerçek bir şairin gerçek, samimi, gülümseten şiirini okumak o kadar iyi geldi ki bana.. Okuduğum her sayfada durup düşündüm, her satırında düşündüren bir şiir yazmış merhum
Abdurrahim Karakoç
Abdurrahim Karakoç
Emeğine sağlık. Rabbim mekanını cennet eylesin inşallah... Bazı şiirler vardır sadece aşktan, sevgiliden
Gökçekimi
GökçekimiAbdurrahim Karakoç · Kadim Yayınları · 2018451 okunma
Reklam
ÜSTAD ve AHMET HAMDİ TANPINAR...
- "(...)Ahmet Hamdi Tanpınar’ın derlediğim bir yazısı vardı, müthiş! Üstad’ın gençlik arkadaşı biliyorsunuz. Müftü çocuğu; ama eşikte bir adam ne camiye girebiliyor ne de uzaklaşabiliyor. Biraz Cemil Meriç gibi. Arafta bir aydın. Birçok türde güçlü. Fakat şiirde Necip Fazıl'ın topuğuna erişemiyor. Onun da kıskançlığı var hayatı boyunca. Haset ediyor. Ve Kop Dağında Bir Dükkan diye yazı yazmış. İlk hikâye kitaplarından biliyorsunuz. Kop Dağında Bir Dükkan adlı yazısında diyor ki: “Bu adam eğer kendisini şiirin dar nizamına sokmamış olsaydı; ya orduları ufukları bürüyen bir kumandan yahut zaferleri konuşulan bir deli olurdu.”
Sayfa 34 - Kâzım Albay, -Bekir Oğuzbaşaran ile Röportaj-Kitabı okudu
İBDA ve BÜYÜK DOĞU...
- "(...)Salih Mirzabeyoğlu, Üstad’ın takipçisidir, dedim. 70 cilde varan eseri var Büyük Doğu'ya nispetle yazmış hep Salih Mirzabeyoğlu. Tabii eser ortada ve kendisine bağlı bir gençlik de var. İBDA da Büyük Doğu gibi, İBDA’daki “BD” harfleri Büyük Doğu demek, yâni Büyük Doğu’yu içine alıyor. Yani bunu görmemek mümkün değil. Ama bu çizgiyi devam ettirmek benim gördüğüm kadarıyla cesaret işidir, şecaat işidir, kahramanlık işidir ve kolay değildir. Bunu herkes yapamaz. Bir de bunu söylemek lazım…
Sayfa 33 - Kâzım Albay, -Bekir Oğuzbaşaran ile Röportaj-Kitabı okudu
SAKARYA DESTANI...
- "(...)1949'da Kayseri'den İstanbul'a dönüşünde yazmış Üstad Sakarya Türküsü'nü. Ben daha sonra Büyük Doğularda gördüm. Şiirin ilk adı Sakarya Destanı. Belki siz de görmüşsünüzdür… Üstad daha sonra bunu Sakarya Türküsü yapmış. Şiirlerinde büyük değişiklikler yaptığı herkesin mâlûmu. Hatta merhum Orhan Okay Hoca diyor ki, “Dünyada Necip Fazıl kadar şiirleri üzerinde değişiklik yapan bir başka şair göstermek mümkün değildir!” Yani tekevvün hâdisesi mâlûmunuz, böyle gelişme, “hani beşikten mezara kadar ilim” deriz ya. Aynı zamanda Üstad eserlerini sürekli yoğuruyor, geliştiriyor, tekevvün ettiriyor. Yani değiştirmekten de çekinmiyor. Onun için hemen hemen her şiirin 3-5 değişik biçimi vardır."
Sayfa 29 - 30, Kâzım Albay, -Bekir Oğuzbaşaran ile Röportaj-Kitabı okudu
Kâbe'nin Siyahları
Afganistan'ın Suudi Arabistan sefiri, şair bir dostumuz vardı. Cidde'de bulunur, fakat onbeş yirmi günde bir mutlaka Medine-i Münevvere'ye gelirdi. Kütüphaneye uğrardı, görüşürdük. Bir defasında, Farsça bir şiir yazmış, getirdi, okuduk. "Bu kasidenin şah beyiti, tac beyiti, en güzel beyiti, sizce hangisidir?" diye sordu... Gösterdim. "Aferin, dedi; ben de öyle düşünüyorum. Bu beyit beni ağlattı ve hep ağlatacak..." Beyitte, şair, Kâbe-i Muazzama'ya bir sual soruyor ve cevabını alıyordu. Meålen şöyle idi: "Ey Kåbe, niçin senin elbisen siyahdır, niye siyahlar giydin, böyle niye karalara büründün?" Kâbe cevap veriyor: "Ey şair, benim hâlimi anlayan şair, derdimi soran şair, ben karalar giymeyeyim de kimler giysin? Mekke ahalisi, sevgilim Muhammed Mustafa'nın kadr ü kıymetini bilemediler. Onu gücendirdiler. O da gidip Medine'ye yerleşti. İşte ben bunun için, sevgilimden ayrı düştüğüm için karalar giyiniyorum."
Sayfa 362 - Kaynak Yayınları - 6. Baskı (2010)Kitabı okudu
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.