Zor
Üstada sormuşlar; -Yazmak mı zor? Yoksa okumak mı? "Her ikisi de kolay,okutmak zor"
Üstada başarısının sırrını sormuşlar, Doğru kararlar demiş. Bu doğru kararları nasıl alabildiğini sormuşlar, Tecrübe demiş. Peki tecrübenin sırrı nedir diye sormuşlar, Üstad bir iç çekmiş ve yanlış kararlar demiş.
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
"Dua ediyorum neden kabul olmuyor?" , sorusunu üstada sormuşlar.
Elcevap: Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevap vermek var. Fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu(istenilen şeyin kendisi) vermek, Cenâb-ı Hakkın hikmetine tâbidir. Meselâ, hasta bir çocuk çağırır: "Ya hekim, bana bak." Hekim "Lebbeyk,"(buyurunuz) der. "Ne istersin?" Cevap verir. Çocuk "Şu ilâcı ver bana" der. Hekim ise, ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına(faydasına) binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez. İşte, Cenâb-ı Hak, Hakîm-i Mutlak, hazır, nazır(bakan, gözeten) olduğu için, abdin(kulun) duasına cevap verir. Vahşet(Yalnızlık) ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla(yakınında olma) ve cevabıyla ünsiyete(dostluk) çevirir. Fakat insanın hevâperestâne(nefsin isteklerine düşkün bir şekilde) ve heveskârâne(hevesine düşkün bir şekilde) tahakkümüyle(baskısıyla) değil, belki hikmet-i Rabbâniyenin(Allah'ın hikmeti) iktizasıyla,(gerektirme) ya matlubunu(isteklerini) veya daha evlâsını(daha iyisi) verir veya hiç vermez.
Sayfa 85 - Devamı için bknz. 85-86
Üstada sormuşlar; -Yazmak mı zor? Yoksa okumak mı? "Her ikisi de kolay,okutmak zor"
üstada sormuşlar ? kırılan kalp yine sever mi ? Üstad " Evet " demiş. Yine sormuşlar : " Üstadım siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi ? " Üstad yine cevap vermiş: " Peki sen bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtin mi ?"
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.