"Mutlu olmak her şeyin yolunda olması demek değildir. Mutlu olmak, görmezden gelme konusunda ustalaşmak demek."
...zanaatında ustalaşmak isteyen, yaptıklarını geride bırakmayı da bilmeli. Eserinden ziyadesiyle memnun olursan öğrenmeyi kesersin. "Ben artık oldum" dersin. Oracıkta kalır, yerinde sayarsın. En iyisi her seferinde yeniden hevesle işe koyulmak, sil baştan.
Sayfa 115
“Çünkü zanaatında ustalaşmak isteyen, yaptıklarını geride bırakmayı da bilmeli. Eserinden ziyadesiyle memnun olursan öğrenmeyi kesersin. ‘Ben artık oldum’ dersin. Oracıkta kalır, yerinde sayarsın. En iyisi her seferinde yeniden hevesle işe koyulmak, sil baştan.”
Sayfa 114Kitabı okudu
Bir sanatta ustalaşmak zaman, anlayış, malzemeye karşı gereken duyarlılık ile temel becerilerin öğrenilmesi sırasında olağanüstü başarı gerektirir. Kişi, öğrenilen tekniği papağan gibi ezberlemeden ve kendini yaratmaya adamadan önce istekle dolu olarak defalarca denemek, başarısızlığa düşmek, riziko altına girmek, şaşkınlıklara ve hatta umutsuzluklara kapılmak gibi durumlarla karşı karşıya kalacaktır.
Yaşam denilen etkinlikte bir sanatçı olmak da, bütün bu saydıklarımızdan daha azını gerektirmez.
Sayfa 150 - İNKILÂPKitabı okudu
Güç toplumsal bir oyundur. Onu öğrenmek ve ustalaşmak için insanları inceleme ve anlama yeteneğini geliştirmelisiniz. Usta bir oyuncu olmak için usta bir psikolog olmanız gerekir. İnsanları harekete geçiren güdüleri tanımalı ve davranışlarını kuşattıkları toz bulutunun ardındakileri görebilmelisiniz. İnsanların gizli güdülerini anlamak gücün kazanımında sahip olabileceğiniz en önemli bilgidir. Aldatma ayartma ve kullanmanın sonsuz olasılıklarını ortaya döker.
Kendi iç dünyanızda uçuş yüksekliğinin sınırı yok elbet. Ama zamanı geldiğinde yapılacak o yumuşak inişte ustalaşmak için kaç kez yere çakılıyor insan düşünsenize...
Uçuşa başladığımız noktadan ne kadar uzaklaştığımızı nasıl hızla unutuyoruz...
Burnum yere her yapıştığında tekrar havalanmak zorunda olmaktan bıksam da bundan başka bir seçeneğimin olmadığını öğrendim artık. Tecrübe denilen şey böyle böyle ediliyor demek ki ...
Ne kadar yüksek, o kadar soğuk... Ne kadar yüksek, basınç o kadar fazla... Ne kadar yüksek, düşmesi o kadar sert...
Hepinizi rüyalarınızdaki cennetten, dizlerinizdeki yara izinden, dilinizdeki zehirden ve gülüşünüzdeki masumiyetten tanıyorum...
Siz mışıl mışıl uyurken bunları yazan bir uykusuzdum ben !
