İnsanlarla ilgisi azdı aslında. Bilginin karşısında insanları cüceleşmiş görüyordu. Bilgiyi, bilimi ortaya atanlar; buluşların, bulguların sahipleri, düşünürler, yazarlar yanında sokaktaki adam neydi? Herkesin değil ama en azından bir bölük insanın (kimler olmalıydı onlar; bir sınıfları, meslek grupları var mıydı, bilmiyordu) saf ve erişilmez ruhlarının olmasını, yalandan uzak yaşamalarını isterdi. Bu isteği de düş demekti aslında. Bu yüzden artık dostlar edinmek istiyordu. Bilgiyi alt etmiş, yenmiş dostlar... Belki de gerçek yol göstericiler... Kendisi çıraklık dönemindeydi daha, Nurten de...
"Kâtiplerin görevi sadece geçmişi incelemek ve bu konuda ustalaşmak değil, aynı zamanda bugünü aktarmak ve kaydetmektir. Cephe hatlarımızın doğru tasvirleri, stratejik kararlar almak için güvenilir bilgiler ve en önemlisi, gelecek nesillerin iyiliği için tarihimizi belgeleyeceğimiz titiz ayrıntılar olmadan sadece krallık olarak değil, toplum olarak da mahvoluruz."
Şu satranç tahtasına bak. Şu an, oyun başlamadan önce ne kadar düzenli, güvenli ve huzurlu görünüyor. Ne kadar güzel. Ama sıkıcı. Cansız. Fakat o tahtada ilk hamleyi yaptığın anda durum değişiyor. Karmaşıklaşmaya başlıyor. Yaptığın her hamlede kaos daha da artıyor. Oynaması gayet basit. Ama ustalaşmak zor. Yaptığın her hamlede olasılıklarla dolu yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyorsun. Oyunun başında, hiç varyasyon yoktur. Taşları yerleştirmenin tek bir yolu vardır. İlk altı hamlenin ardından dokuz milyon varyasyon ortaya çıkar. Sekiz hamleden sonra 288 milyar farklı seçenek belirir. Olasılıklar gitgide artar. Satranç oynamanın evrendeki gözlemlenebilir atom sayısından daha çok yolu vardır. Yani işler bayağı bir karışır. Oynamanın tek bir doğru yolu yoktur, birçok yolu vardır. Satrançta olduğu gibi, hayatta da her şeyin temelinde olasılık yatar. Bütün umutların, bütün hayallerin, pişmanlıkların, yaşadığımız her bir anın.
"Usta bir sanatçı olman için ilk ve en önemli şey, sözlerini özenle seçmendir. Aslında öyle basit ki. Kendi hikayeni yazıyorsun ve tabii kendi aleyhine olmasını istemiyorsun.
İkincisi, hiçbir şeyi kişisel algılama.
Bu da çok işine yarayacak. Bununla hemfikir olursan, hayatındaki dramın çoğu yok olacaktır. Üçüncüsü, varsayım da bulunma. Kendine bir cehennem yaratma; yalanlara ve batıl inançlara inanmaya bir son ver. Ve dördüncüsü, daima yapabileceğinin en iyisini yap. Eyleme geç. Ustalaşmak için uygula. Çok basit."
Bir alışkanlıkta ustalaşmak istiyorsanız kilit nokta kusursuzlukla değil, tekrarla başlamaktır. Yeni bir alışkanlığın her özelliğini ayrıntılı olarak paylaşmanıza gerek yok. O alışkanlığın pratiğini yapmalısınız.
Bir alışkanlıkta ustalaşmak istiyorsanız kilit nokta kusursuzlukla değil, tekrarla başlamaktır. Yeni bir alışkanlığın her özelliğini ayrıntılı olarak planlamanıza gerek yok. O alışkanlığın pratiğini yapmalısınız.