Hızlı yazabilmek için, çocukluğunda gördüğü bir mobilya ustasını taklit etti Usta, yapacağı mobilyanın önce resmini çiziyor, kalfalarını çağırıp bu mobilyanın nerede kullanılacağını ve ne işe yarayacağını anlatıyordu Sonra, parçaları ayı ayrı çizip ölçulerıni belli ediyor, bunları kalfalarına bölüştürüyordu Ustaya, kalfaların hazırladığı parçaları birleştirmek kalıyordu A Dumas da böyle yaptı Yazacağı roman veya tiyatro eserlerinin senaryosunu hazırlıyor, karakterleri ayrı ayrı belli ediyor, sonra sekreterlerine senaryoya ve karakterlere uygun malzeme toplamalarını söylüyordu A. Dumas'a bu malzemeyi kendi üslubu ile birbirine eklemek kalıyordu.
Ustaya sormuşlar 'usta herşey bitti şimdi ne yapacağız' usta şöyle cevap vermiş 'hazırlanın bi kadeh içicez'
Reklam
Ustaya demişler ki "kaybettik şimdi ne yapacağız?" o da demiş ki "Yatın uyuyun."
Ustaya sormuşlar " her şey bitti şimdi ne yapacağız" usta da demiş ki " yap çayını, aç kitabını"
Yağmurla Gelen
Bir adam ustanın çırağı; takaların kalafatlanması,yakılması ve boyanması için çırak bulur ve bulduğu çırakların haftalıklarının yarısını alır.Bu kişi ustaya iyi görünür.Yoksa usta çok iyi birisi haftalığın yarısını aldığını duysa müsade etmez.
Sayfa 38 - ykyKitabı okudu
; insanın kendine ve içindeki ustaya güvenmesi gerektiğiydi.
Sayfa 17
Reklam
Olayı çözdüm veya olay çözdürüldü bilemiyorum. Ama hangi ustaya bunu anlatabilecektim.
Kalktım, giyindim, dışarı çıkıp yüzümü yıkadım. Sofraya oturdum. Anam boyuna konuşuyor. Ben ağlamaklıyım. Lokmalar boğazımdan gitmiyor. Zorla yiyorum. Bitse, bitse de şu kahvaltı, kendimi bir Pehlivan Ustaya atsam. İnsanların zulmünden, kötülüğünden, güzelliğinden, iyiliğinden konuşsak...
Ama bana bir iş gerek. Yoksa kahrımdan, bu her günkü anamın halinden çatlayıp öleceğim.Kitabı okuyor
Ustaya sormuşlar “çok çaresiz hissediyoruz şimdi napıcaz” usta”saatlerce uyicaz başka napıcaz amk”demiş
“Bizim ilişkimizde olduğu gibi aşk, dengi dengine sanatıdır. Sen hiç zengin bir genç kızın, yakışıklı diye kapıcı Ahmet Efendi’ye, inşaat işçisi Hasan Usta’ya âşık olup evlendiğini Türk filmleri dışında bir yerde gördün mü?”
Sayfa 206Kitabı okudu
Reklam
"Ben var ölmek istemek diyen ustaya inat ben istedi yaşamak izin vermedi hayat."
Ustaya sormuşlar Her şey kaybettik, ne yapacağız? Usta cevaplamış "Çay koy, yeniden başlayacağız.."
Ezana yarım saat falan var, son pideleri veriyoruz artık. Kan ter içinde kaldım acemilikten... Bir pide daha sardım, uzattım önümdeki müşteriye. Dalından kanatlanan kuş gibi bir ses, ‘Bir ekmek alabilir miyim?’ dedi. Nasıl güzel göz, nasıl güzel yüz, nasıl güzel ses... ‘Ekmek mi?’ dedim. Ekmek yok. Pide var, ekmek yok. ‘Ekmek yok mu?’ diye ustaya
"Sanatçı olunmaz sanatçı doğulur" diye aptalca bir söz vardır. Sanada ilgisi olmayanla­rın iki de bir söyledikleri bir sözdür bu. İnsan sanatçı doğuyorsa okula ustaya öğretmene gerek var mı! Sanat yapmak adına avaz avaz bağıran bir takım sözde şarkıcılar doğuştan sanatçı ya da en azından doğuştan yetenekli sanatçı adayları olduklarına inanırlar. Oysa yeteneklerimizi dünyayla ilişkilerimiz içinde kazanıyoruz ve nasıl kazandığımızı da bilmiyoruz. Doğa kişiyi anasının karnında sanatçı yapacak kadar iyilikçi değildir. Bilinçlenme olgusu alttan alta sessiz sessiz gerçekleşen bir olgudur.
“Ustaya sormuşlar herşeyi kaybettik, ne yapacağız ? Usta cevaplamış: çay koy yeniden başlıyoruz. “
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.