Üç tane yaşım olduğuna karar verdim: 6, 18,75
Bunlar hiç yaş almıyor. Hiç de susmuyorlar. Durmadan bunların çekişmesi, mızmızlığı ve dırdırıyla idame ettiriyorum hayatımı.
6 yaşındaki, çocukluğuna saplanmış. Barış apt. yaşıyor.Asosyal diye anaokuluna gönderiliyor. Çok da utangaç, içli bir çocuk. Arada yaptığı şımarıklıkları biri görüp bir şey dese hayat boyu gülmeyecek. Hep büyüklerini memnun etme derdinde.
18 yaşındaki tam bir ters pencere. Her şeye diğer pencerelerden bakıp herkesin hakkını teslim etmeye çalışmaktan pencereleri açık bırakmış, cereyanda kalmış. Kafa o yüzden üşütük. Duygularını çok yüksek yaşıyor. Her şeye öfkeli olmakla sevmek arasında gelgitleri var. Sert müzikler dinleyip geceleri yazarak kendini telkin ediyor. Çokbilmiş olduğu için sadece bilgi içeren sohbetlerden keyif alıyor gerisi laf kalabalığı geliyor.
75 yaşındaki sevgiyi anlamış bir teyze. Seviyor, seviliyor. Biraz bağnaz. İnsanlıkla ilgili türlü nutukları var. Çiçekler artık elinde ölmüyor kedilerden de korkmuyor. Neyse ki Sözcü okumuyor. Müstakil bir evde yaşıyor. Arkadaşlarıyla sohbetli oyun masalarının tadını çıkarıyor.
Bu üçü de toplamda yarım akıllı. 24 yaşındaki bana da diğer yarısı kalmış bu aklın
Uzun bi aradan sonra "ne gerek vardı?" dedirtti bana bu kitap çünkü seçtiğim kitaplar genelde beni yanıltmaz. Uzun uzun tasvirler, sıkıcı sürekli tekrar eden cümleler ne anlattığını anlayamadığım üşütük bi adamın karmaşık öyküsü. Ben pek sevemedim ya da bana hitap eden türden değil. Bilemedim...
Kör BaykuşSadık Hidayet · Ren Kitap · 028bin okunma
Isaac Asimov’un deyimiyle “Bilimkurgunun üç büyük novasından biri” olan Stanley G. Weinbaum, 1902’de doğdu. 32 yaşında yazarlık kariyeri başlayan ve çok kısa bir süre sonra ise hayata gözlerini yuman Weinbaum, ardında sadece 12 kısa öykü bıraktı. Ölümünden sonra 11 öyküsü daha ortaya
Adına şiir yazılmış bir film 'Tabutta Rövaşata'.
Derviş Zaim'e...
umut'un tuncel'i altın ayı kurtiz
teknesinin sakalına gömüldü
ağı çektikçe pırıltısı küsük balık
kucakladı reis sesiyle tayfasını
bölüştü elindeki yoku
"Üşütük bir psikiyatristle tanışmıştım bir keresinde. İnsan ya yılbaşına ya da doğum gününe doğru hayatıyla hesaplaşır demişti. Bu da insanın ne kadar salak bir yaratık olduğunun ispatı işte."
Bir Mars Destanı, Stanley G. Weinbaum’ın 1934 yılında yayımlanan bilim kurgu öyküsü.
Stanley G. Weinbaum, 1935 yılında akciğer kanserine yakalanarak hayatını kaybetmiş. Buna rağmen kısa zamanda yazdığı başarılı bilim kurgu öyküleriyle edebiyat dünyasında kalıcı bir iz bırakmış.
Kitapta yedi tane bilim kurgu öyküsü var.
İlk iki öykü : Bir Mars Destanı ve Hayaller Vadisi Mars’ta geçiyor. Kitapta en beğendiğim öyküler bunlar oldu. İki öyküye de 8 puan verdim.
Üçüncü öykü: Uyumun Doruğu, dünyada geçiyor. Bunu da beğendim ve 7 puan verdim.
Dördüncü öykü: Pygmalion’ın Gözlüğü, beni sarmadı. Sıkılarak okudum. Puanım 5
Beşinci öykü: Üşütük Ay, uzaydaki bir gezegende geçen eğlenceli ve macera dolu bir öyküydü. Beğendim ve 7 puan verdim.
Altıncı öykü: Eğer Dünyaları, dünyada geçen bir öyküydü. Beğendim ve 7 puan verdim.
Yedinci ve son öykü: İdeal, sıkılarak okuduğum bir öykü oldu. 5 puan verdim.
Kısaca özetlemem gerekirse; Bir Mars Destanı, çağının ötesinde, bilim kurgu dünyasına yön vermiş bir eser. Bilim kurgu seven herkese tavsiye ederim.
Gönlüm sarhoş bir yazıdır ıssız kağıtlarda
Boyuna adres sorar
Belediye sınırları dışında
Üşütük bir gecekondu
Üstü boran; altı kar
Bir göz oda da olur
Daktilo çatırtısına alışık bir komşu
Sonrası... hamd ü senâlar...