"Ben bu denizde boğulurum." dedi balık, "Bu oksijen beni zehirliyor." dedi insan, bir kutup ayısı "Üşüyorum." dedi ve bir kuş "Gökyüzü kanadımı incitiyor uçamıyorum." diyerek yere serildi... ︎
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
Adam artık mecali kalmamış gibi Yaren Hanım’ın dizlerinin dibine çöktü. Koskoca adam diz çöküp aşağıdan ona bakıyordu." Yaren…” dedi. Sesi o kadar boğuktu ki, Yaren Hanım eliyle ağzını kapattı. Hıçkırıklarını sakladı."Ölüyorum. Nefes alamıyorum. Yaşamıyorum yıllardır. Baharımı aldın ellerimden. Sonsuz bir soğuktayım. Üşüyorum. Beni al, kadın. Ne olur, beni yeniden al. Bırakma.”
Sayfa 297Kitabı okudu
"Çok üşüyorum" dedi. "Kış içeride, dışarıda değil. Ölüm gibi soğuk" diye ekledi.
gideceğim, dedi. burada üşüyorum. dünya ağır. insan korkunç. inanacak gücüm kalmadı. her şeye bulantıyla bakıyorum. güzellik yıkıcı. hiçbir inceliğe inanmıyorum.
Kapıyı kapatsana. Evin içine buz gibi rüzgar giriyor, üşüyorum. Katı bir yüreğin olduğu evde daima soğuk rüzgarlar esmez mi? dedi, adam.
Reklam
"Hoş geldin Emelcim" dedi doktor hafif bir gülümsemeyle, kırklı yaşlarının sonlarında, ince yapılı, gözlüklü bir adamdı, "Nasılsın geçen haftadan beri?" Rüzgâra... Rüzgâra kapılmış gibi hissediyorum kendimi, bu bir hal ya da cevap ise eğer, öyleyim; koşmak istiyorum bir de sonra, uzaklara hep uzaklara -kaçmak değil ama. Koşmak istiyorum. Bazen de babamın elinden tuttuğum günler geliyor aklıma: Gençlik Parkı'nda havuzun kenarına oturmuşum, kâğıthelva yiyorum. Keşke orda olsam diyorum ama fakülteyi de bitirsem, bir sendikanın avukatı olsam mesela ama kuğulara ekmek de atsam... Bir de sorunun cevabı olmamakla beraber; keşke bir tane de erik atsam şimdi ağzıma. Nasılım geçen haftadan beri hiç erik yememiş gibiyim. Nasılım, geceleri ter içinde uyanıyor gibiyim, ter içinde uyanıyorum, ter içinde uyuyorum, ikisini birbirinden ayıramıyorum. Bazen sıcak geliyor bazen de üşüyorum sadece birini mi yaşamalı diye düşünüyorum. Oysa mevsimler var! Ve de ikisi bahar... Ellerimi sağa sola koyuyorum, oraya buraya, ellerimi karnımda buluyorum, dönüyorum, dönüyorum yorganın altında. Ağladığım da oluyor. Tuz, diyorum, vücudumdaki bütün tuz terk etmek istiyor sanki beni. Nasılım, tuzsuz kalmış gibiyim doktor beyciğim, tuzsuz kalmış gibiyim. Kendini rüzgâra kapılmış gibi hissettiğini, uzaklara koşmak istediğini, hem geçmişi hem geleceği özlediğini, sık sık dalıp gittiğini ya da tam o sırada canının yine erik çektiğini söylemek istedi Emel. Bazı geceler ter basıyordu, uzun uzun tavana bakıyordu, ağlıyordu, onları da söylemek istedi ancak "İyiyim, teşekkür ederim" dedi sadece, "Siz nasılsınız?"
Sayfa 25 - YKYKitabı okudu
Gideceğim, dedi. Burada üşüyorum. Dünya ağır. İnsan korkunç. İnanacak gücüm kalmadı...
"Üşüyor musun?" diye sordun." Üşüyorum" dedi. Epeyce zamandır, çok üşümekten içinin ürpermesine engel olamıyor. Üşüyor musun, diye sorduğunda aslında seni seviyorum dediğini biliyor. Üşüyen kadınlara âşık adamlara özgü bir telaş bu. Geçmiyor üşümesi."
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Gideceğim, dedi. Burada üşüyorum. Dünya ağır. İnsan korkunç. İnanacak gücüm kalmadı.
Sayfa 47 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
İncecikti.Sözcükler,karşısındakini incitirim kaygısıyla titreyerek çıkardı ağzından.Zülüfleri dudaklarının üstünde ikinci bir sözdü.Sesindeki her duyguya yüzündeki her anlama inanırdım.Şiir okurdu.Şarkı söylerdi.Çiçekli gamzeleri vardı.Öyle güzeldi ki,kimse kederini göremezdi.Bir baba acısı fısıldardı arada bir.Uzak bir çocuğa tutunurdu.Hepimizi bu acıyla severdi.Sonra hemen yeşeren otların fotoğrafını çekerdi.Tanrıyı incitmiş gibi gökyüzüne gülümserdi. Bir gün ışıksız rüzgarsız bir sessizlikle geldi.Gideceğim,dedi.Burada üşüyorum .Dünya ağır.İnsan korkunç.İnanacak gücüm kalmadı.Her şeye bulantıyla bakıyorum.Güzellik yıkıcı.Hiçbir inceliğe inanmıyorum.Bir sonsuz kum içinde bir yıldız rüyasıyım.Seni sevecektim.Söyleyemedim.Gidince mi ? Yalnızlık benden önce gidecek.biliyorum.Belki filizlenen bir taş…bir yerlerde. Hepsi bu…
Sayfa 46 - KIRMIZI KEDİ YAYIN EVİ
"...dedim tut ellerimi sakın bırakma dedim korkuyor musun dedi çok üşüyorum.."
Sayfa 28 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Dedi tut ellerimi dedi sakın bırakma Dedim korkuyor musun dedi çok üşüyorum
"Sensiz üşüyorum," diye yalan söyledi Amelia, kollarını Montoya'ya uzatarak. "Biraz sonra ıslak ve sıcak olacaksın." dedi Montoya, ya- takta sevgilisine katılırken. Amelia onun sıcaklığını yanında hissetti ve ardından du- daklarının omzuna nazikçe yapıştığını algıladı. Montoya'nın eli en küçük kıvrımlarını ve
Sayfa 165
576 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.