eger seytansan da buraya gelmek icin epey gec kaldin. anliyor musun? zaten neden geldin ki buraya? dedigin gibi oyun oynamaya mi? insanlari yoldan cikarmaya mi? biz insanciklarla dalga gecmeye mi? bizi istedigin muzikte dans ettirebilecegin adice bir oyun uydurmak icin mi? oyleyse gec kalmissin. cok daha onceleri gelmen gerekiyordu, artik dunya olgunlasti, senin yeteneklerine muhtac degil. seni boylesine kolayca kandirip paralarini cebe indirmis olan kendimden, thomas ergo'dan soz etmiyorum. maria'dan soz etmiyorum. benim su mutevazi, kucuk dostlarima bak da utan: boyle etkileyici, korkusuz, her seyi yapmaya hazir iblisleri senin cehenneminde bulabilir misin? oysa oyle kucukler ki, tarih sahnesinde bir yerleri bile olmayacak.
Sayfa 198
Yabancı Gözüyle Türkiye
Arkadaşlar, ilginç ve yer yer komik bir yazı biraz uzun ama vakit olunca okunabilir Pierre Flener, bir süre Ankara'da çalışmış Lüksemburglu genç bir akademisyen. İnternet'te gezinirken Türkiye'ye ve Türk insanına dair tuttuğu "sosyolojik günlüğü" gördüğümüzde, Evrensel Pazar için uygun bir malzeme yakaladığımızı düşündük. Yaklaşık on gün
Reklam
... anne babaların çocuklarını abartılı biçimde övmesini utanç verici buluyorum.
bizim beyefendileşmiş kişinin -her nasılsa zengin ve ünlü bir çevreye yanaşmış, bir de girmeyi başarmışsa- özelliklerinden biri ağırbaşlı saygın bir kişi havasına girmesi ve kendini alabildiğine kandırma isteğidir ... "Hepsi böyle yaşıyorlar, peki ya ben?" Burada kesinlikle yenemeyeceği bir utanç duymaktadır içinde. Kısaca: Doğruluk, dürüstlük bir bakıma tuhaf anlaşılıyor, özsaygının zerresi yok.
Sayfa 980 - 981 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gözyaşları içinde insanlara ulaşan vaizler insanlara kibirlerinden, yitirdikleri uyum ve ölçüden, kaybettikleri utanç duygusundan söz ettiler: Ya alaya alındılar ya da taşlandılar. Tapınak önlerinde kutsal kanlar aktı. Bu olanlara rağmen yeniden birleşmeyi düşünen kimseler çıktı ortaya: Başkalarından çok kendini sevmeye devam ederek, aynı zamanda kimsenin hayatına karışmadan herkesin bir arada, uyumlu bir toplum içinde yaşaması mümkünmüş gibi...
Sayfa 787 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Utanç Verici Hakaret Eşiği (Ağlamıyorum, Gözüme Tren Kaçtı)
Salgın sırasında hastalarını bırakıp giden hekimler çok kınandı. Şehre geri döndüklerinde kimse onları işe almak istemedi ve onlara kaçaklar demeye başlayıp kapılarına "Burada kiralık doktor bulunur" gibi yazılar astılar. Din adamları için de aynı şey geçerliydi. Açıkçası onlara da çok sataşıldı, kilise kapılarına "Burada kiralık vaiz kürsüsü bulunur" veya daha kötüsü "Satılık" gibi utanç verici sözler yazıldı.
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
266 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.