Toplu sünnet, toplu ihtida; (1675)
Onların yüzlercesini sünnet edilirken izledim (13 günde 2000 kişi sünnet edildi) ve Türkler yabancıların bunu izlemesinden rahatsız olmazlar çünkü özendirici olacağını düşünürler. Çok daha olgun yaşta din değiştirerek Türk olanlar vardır. Elli üç yaşında olduğu söylenen yaşlı bir adamın sünnet edildiğini gördüm. Din değiştirmenin en çok görülen şekli (birkaç kişiyi gördüm), sultan veya vezirin huzuruna çıkarak, kepini yere atmak ve sağ elini veya şehadet parmağını havaya kaldırmaktı. O zaman, hemen (orada bu iş için bekleyen) bir memur tarafından götürülür ve diğerleriyle beraber sünnet edilirlerdi. Vezirin huzuruna çıktıktan sonra zıplayarak ve sevinç gösterileri yaparak çadıra gelen bir Rus genci gördüm; ancak sünnet olurken (olgun yaşta olan çoğunun yaptığı gibi) homurdanıyordu. Bir gece genç bir delikanlı bize veziri nerede bulabileceğini sordu, biz de ona vezirle ne işi olduğunu sorduk. Bize ağabeyinin Türk* olduğunu ve kendinin de, onu bularak sünnet olmak istediğini söyledi; iki gün sonra sözünü tutmuştu. On üç gün içinde iki yüz kişi din değiştirdi. Bu bizim için utanç verici bir şeydir, çünkü iki yüz yıl içinde bu sayıda Türkü kazanamadığımıza eminim; Roma Hıristiyanları buradaki temsilcilerinden dolayı gurur duysalar da (hakikatten pek çok vardır; Cizvitler, Fenikeliler, Frenkler). Ama bana inanın bunların Türkleri döndürmekten daha önemli amaçları vardır.
Sayfa 138 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
1000 yıl öncesinde yazılmış...
Bu dünyada bir kıymetim yokmuş gibi geliyor bana. Bunu utanç verici ve dayanılmaz buluyorum.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Alıntıdır ..
Rus edebiyatının talihsiz bir dehâsı: Puşkin Ey güzel ülke! Uzak ülke. Ey bilmediğim ülke! Ne kendi isteğimle geldim sana, Ne de soylu bir atın sırtındl Beni bu yiğit delikanlıyı, Gençliğin ateşi sürükledi sana. Bir de başımdaki şarap dumanları.. Ataol Behramoğlu'nun çevirdiği, Nadir Göktürk'ün bestelediği Tanju Duru'lu, Emin İgüs'lü ‘’Ezginin
Benim ülkemde ’modernlik’ ve ’dindarlık’ öyle bir ayırıma ve tanımlamaya tâbi tutulmuştur ki, modernlik, İslam’dan mümkün olduğunca uzaklaşmak şeklinde yorumlanmış ve yüceltilmiş ; dindarlık ise, 'yobazlıkla aynı şey sayılmış ve küçük görülmüştür. Bu yüzden, yükselen değerler açısından baktığımızda; kişinin, gözle görülür bir utanç duymadan, dindarlığını söz konusu etmesi veya ibadetlerinden bahsetmesi, hayli güç hale gelmiştir. Namaz kılmak mı? Aa ne tuhaf! Ben sabahları yürüyüş yapıyorum şekerim! Oruç? Aa olur mu? Hem doktorum izin vermiyor. Benim özel bir diyetim var zaten. Onu uyguluyorum. Çok sağlıklı. Zekât mı dedin? Ben Hayvanları Koruma Derneğine ya da Kimsesiz Çocuklar Derneğine her yıl yüklü miktarda bağış yaparım canikom! Hah hah ha! Yani benim ülkemde uygulamaları gerçek bir mümin olmayı, ancak hor görülmeyi göze almakla mümkün hale getirmiştir. Bu yüzden, aslında bahsedilmemesi daha uygun olan ibadetlerimden, bahsetmekte bir sakınca görmüyorum.
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
Kimse fikrini değiştirdiği için utanmamalı; zihnimiz tam olarak bunun için var. Emerson șöyle demiştir: " Tutarlılığın aptalca olanı, küçük zihinlerin saplantısıdır. Küçük devlet adamları, filozoflar ve papazlar bunları pek sever." İşte bu yüzden bilgeliği öğrenebilmek ve onu özümseyebilmek için kendimizi böylesine zorluyoruz. Asıl geçmişte yanıldığımızı keşfetmemek utanç verici olurdu. Unutma, sen özgür bir unsursun. Biri inandığın ya da yaptığın şeyler hakkında mantıklı bir noktaya parmak bastığında aslnda seni eleștirmiyor. Sadece sana daha iyi bir alternatif sunuyor. Önerisini kabul et!
Sayfa 134
Reklam
193 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.