benim ülkemde 'modernlik' ve 'dindarlık' öyle bir ayırıma ve tanımlamaya tabi tutulmuştur ki, modernlik islamdan mümkün olduğunca uzaklaşmak şeklinde yorumlanmış ve yüceltilmiş, dindarlık ise yobazlıkla aynı şey sayılmış ve küçük görülmüştür. bu yüzden, yükselen değerler açısından baktığımızda; kişinin gözle görülür bir utanç duymadan dindarlığını söz konusu etmesi ve ya ibadetlerinden bahsetmesi hayli güç hale gelmiştir.
iz
248 syf.
·
Puan vermedi
Bir Asır Sonra Balkan Savaşları, alt başlık olarak gayet isabetli bir tercihle ‘Utanç Verici Bir Hezimetin Muhasebesi’ başlığını kullanmış. Kitabı derleyen kişi Türkiye Günlüğü dergisinin efsanevi ismi Mustafa Çalık. Kitap bir derleme demiştim. İçinde Nevzat Kösoğlu ve Yılmaz Öztuna gibi rahmetli üstatların da mevcut olduğu 11 farklı yazarın 13
Bir Asır Sonra Balkan Savaşları
Bir Asır Sonra Balkan SavaşlarıMustafa Çalık · Cedit Neşriyat · 201423 okunma
Reklam
284 syf.
7/10 puan verdi
Kitap , Anne Frank'in babası Otto Frank'in kendisine 13.yaş günü hediyesi olarak aldığı hatıra defterine 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 yılları arasında 2 yıl boyunca Hollanda'nın Nazilerce işgali sırasında ailesiyle birlikte Nazilerden saklandıkları sırada başından geçenleri yazıp anlattığı günlüğüdür. Kitabın ilk baskısı 1947'de
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Epsilon Yayınevi · 20227,5bin okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
#Kitapyorum #NaşideGökbudak #SırmanınGünlüğü #syf397 Bitti... Yazarın okuduğum ilk kitabı, genel anlamda anlatımı akıcı, sade, anlaşılır... Konu bakımından da fena değil ama türk filmi tadında benim tarzım olmayan bir kitaptı. Öksüz ve yetim bir kızın köyden kaçtıktan sonra başına gelen tüm kötülüklere ve olumsuzluklara rağmen hayallerinin peşinden nasıl gittiğini ve azmini anlatmış... İntikam hırsı ile yanıp tutuşan bu çocuk hayatında ilk defa kutlanan doğum gününde aldığı ilk hediyesi olan günlüğe hayatının en üzücü, en buhranlı ve en utanç verici anılarını yazar... Bence bu kitabı annelerden çok günümüzde her imkana sahip olup da hiçbirşeyden mutlu olamayan 12-13 yaşlarında ergenliğe geçiş yapmaya başlayan kızların okuması daha verimli sonuçlar getirecektir diye düşünüyorum...
Sırma'nın Günlüğü
Sırma'nın GünlüğüNaşide Gökbudak · Nemesis Kitap · 2011323 okunma
Alıntıdır ..
Rus edebiyatının talihsiz bir dehâsı: Puşkin Ey güzel ülke! Uzak ülke. Ey bilmediğim ülke! Ne kendi isteğimle geldim sana, Ne de soylu bir atın sırtındl Beni bu yiğit delikanlıyı, Gençliğin ateşi sürükledi sana. Bir de başımdaki şarap dumanları.. Ataol Behramoğlu'nun çevirdiği, Nadir Göktürk'ün bestelediği Tanju Duru'lu, Emin İgüs'lü ‘’Ezginin
Yabancı Gözüyle Türkiye
Arkadaşlar, ilginç ve yer yer komik bir yazı biraz uzun ama vakit olunca okunabilir Pierre Flener, bir süre Ankara'da çalışmış Lüksemburglu genç bir akademisyen. İnternet'te gezinirken Türkiye'ye ve Türk insanına dair tuttuğu "sosyolojik günlüğü" gördüğümüzde, Evrensel Pazar için uygun bir malzeme yakaladığımızı düşündük. Yaklaşık on gün
Reklam
468 syf.
8/10 puan verdi
·
45 günde okudu
31 yaşında başlayıp 59 yaşına kadar belirli dönemlerde tutulmuş bir takım notların, bilgilerin, içsel duyguların anlatıldığı dokuz adet defterin toplamıdır bu günlükler. İlk kez 1988 yılında Almanya’da yayımlandı. Aslında Zweig ilk günlüğünü 2 yıl boyunca aralıksız tutmuş ama çalınması onun şevkini kırmış. Sonra tekrar tekrar düşünüp başlamış
Günlükler
GünlüklerStefan Zweig · Can Yayınları · 1997218 okunma
Benim ülkemde ’modernlik’ ve ’dindarlık’ öyle bir ayırıma ve tanımlamaya tâbi tutulmuştur ki, modernlik, İslam’dan mümkün olduğunca uzaklaşmak şeklinde yorumlanmış ve yüceltilmiş ; dindarlık ise, 'yobazlıkla aynı şey sayılmış ve küçük görülmüştür. Bu yüzden, yükselen değerler açısından baktığımızda; kişinin, gözle görülür bir utanç duymadan, dindarlığını söz konusu etmesi veya ibadetlerinden bahsetmesi, hayli güç hale gelmiştir. Namaz kılmak mı? Aa ne tuhaf! Ben sabahları yürüyüş yapıyorum şekerim! Oruç? Aa olur mu? Hem doktorum izin vermiyor. Benim özel bir diyetim var zaten. Onu uyguluyorum. Çok sağlıklı. Zekât mı dedin? Ben Hayvanları Koruma Derneğine ya da Kimsesiz Çocuklar Derneğine her yıl yüklü miktarda bağış yaparım canikom! Hah hah ha! Yani benim ülkemde uygulamaları gerçek bir mümin olmayı, ancak hor görülmeyi göze almakla mümkün hale getirmiştir. Bu yüzden, aslında bahsedilmemesi daha uygun olan ibadetlerimden, bahsetmekte bir sakınca görmüyorum.
"Yıllarca düşüncelere dalıp, şafağı ederek yaşayıp durdum. Çiçeklerin renklerine bakıp, kuşların seslerini dinledim; mevsimlerin döngüsünde gökyüzünü, mehtabın gölgelendirdiği yeryüzünü, kırağının, karın görüntüsünü izledim.Sadece, ‘ah! yine bu mevsim mi geldi?’ diye zamanın ayırdına vardığımda, ne olacağından endişe duydum.Yaşamımın kalan günlerinin yalnızlığına çare yok. Ancak, bir yandan da kalplerimizin uyuştuğu kişilerle kıymetsiz romanımla ilgili yazışarak yalnızlığımı avutuyorum.Bu dünyada bir kıymetim yokmuş gibi geliyor bana. Bunu utanç verici ve dayanılmaz buluyorum... ... Her halükârda, kendimi başka bir dünyadaymış gibi hissediyorum. Evime dönmek kendimi daha yalnız ve mutsuz hissetmeme sebep oldu."
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.