Üvercinka
... Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar Bütün kara parçalarında Afrika dahil (1956)
İNGİLİZ İngilizde bol gelirli bir bay şarkı söylüyor Elbet söyleyecek yok bir de söylemesin mi Gözleri yüzünün tenha bir köşesine çekilmiş Üstelik şarkının hakkını iyi veriyor   Ben soluğu Meryem'in sokağında alıyorum Meryem'in diyorsam, Kolay Meryem'in, usullacık Meryem'in Karanlık bastırmış üstümüzü külliyetli miktarda Alçak sesle konuşuyoruz korkudan değil   Çünkü ne zaman ağzından öpecek olsam Hele bu ağız onun kendi ağzıysa Kocaman bir gül yer alıyor arkamızda Zulma karşı   Ayakta duran kadınlar olur ya Meryem bunlardan Üç türlü ayakta duruşu var Birini yalnız bana kullanıyor — Güzel mi bari — Hem de nasıl 1956
Reklam
KANTO Ben nerde bir çift göz gördümse Tuttum onu güzelce sana tamamladım Sen binlerce yaşıyasın diye yaptım bunu Bir bunun için yaptım — Garson bira getir Garsonun adı Barba Ben nereye gittimse bütün zulumlardı Bütün açlıklardı kavgalardı gördüğüm Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu Namussuz bir çağ bu biliyorsun — Garson rakı getir Garsonun adı Hakkı Sen belki de bir resimsin ne haber Kırmızı bir Beykozun yanında duruyorsun Yapan bir de ağaç yapmış yanına Dallarına konsun diye kelimelerin — Garson şarap getir Garsonun hali harap 1956
Üvercinka
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez Sevişmek bir kere daha yürürlüğe
Çünkü ne zaman ağzından öpecek olsam Hele bu ağız onun kendi ağzıysa Kocaman bir gül yer alıyor arkamızda Zulma karşı Ayakta duran kadınlar olur ya Meryem bunlardan Üç türlü ayakta duruşu var Birini yalnız bana kullanıyor -Güzel mi bari? -Hem de nasıl. (1956)
İsmindeki y harfini atmasının hikâyesi...
Bu esnada Ağustos 1955'te kızı Ayçe dünyaya gelir ve Cemal Süreya, girdiği sınavın ardından İstanbul Karaköy'e müfettiş yardımcısı olarak atanır. Genç kız da üniversite için İstanbul'a gittiğinden burada da görüşürler. Üvercinka, Süreyya ismindeki 'y'yi de attıran kadındır. Bir telefon numarası üzerine bahse girerler, hafızasına çok güvenen Cemal Süreya, kaybederse adından bir harf atacağını söyler. Numara onun dediği gibi çıkmayınca da iki olandan birini atmak daha mantıklı gelir ve y harfini atarak "Süreya" olarak kullanmaya başlar. Bu durumu 1956 yılında yayımlanan "Elma" şiirinde ilan eder: "Adımın bir harfini atıyorum."
Sayfa 3 - Betül Şükür / ANADAN DOĞMA ŞAİR: CEMAL SÜREYAKitabı okudu
Geri110
106 öğeden 101 ile 106 arasındakiler gösteriliyor.