Ağlam uyan
Sabah oldu ey insan
Seni yaratan bir rabbin var
Ona her daim etmelisin iman
İman dediğin, imanı kamil olur
Ruh huzur bulur
İnsan kendini güvende hisseder...
Atın su içtiği yerden iç, at pis su içmez.
Döşeğini kedinin yattığı yere ser.
Köstebeğin kabarttığı yere ağaç ek.
Yılanın güneşlendiği yere ev yap.
Kuyuyu, kuşların sıcakta yuva kurduğu yere kaz.
Tavukların yattığı vakitte yat, uyandıkları vakitte uyan; altın tohuma sahip olacaksın.
Daha çok yeşillik ye; hayvanlarda olduğu gibi, güçlü ayakların ve yüreğin olacak.
Bolca yüz; kendini, sıcak havalarda sudaki balık gibi serin hissedeceksin.
Ayağının altındaki yerden çok gökyüzüne bak; fikirlerin daha aydın ve hafif olacak.
Konuşmaktan çok susmaya önem ver; kalbinde sakinlik , ruhunda dinçlik olacak."
İstanbul'un en nezih semtlerinin birinin, en nezih sitelerinin birinin, en nezih binasının, en lüks dairesinde sıradan olmayan bir sabah yaşanmak üzereydi. Beş yaşındaki Onur Zorlu, annesinin deyişiyle ''minik adam'' sabahın sekizinde uyanmıştı her zaman olduğu gibi. Yumruk yaptığı elleriyle gözlerini ovalamıştı. Minik