Müslüman bir söylemle Amerikan uşaklığı aşılayan cihad çağırısı şöyleydi:
"Cihada Hazır Olunuz:
Bilmiş olunuz ki büyük fırtına patlamak üzeredir. Müslümanlar ile kızıl kafirler arasında topyekün savaş kaçınılmaz hale gelmiştir. İmtihan günleri gelip çatmıştır. Müslüman kardeşim sen bu savaşta bitaraf kalamazsın. Komünizm küfrüne karşı derhal
Ermeniler er ya da geç Azerbaycan’dan çıkartılacaktır. Zira oyunun kuralı bu.
Neredesin Ey İkbal ?
Uyan derin uykudan
Derin uykudan uyan!
diyen İKBAL, yine ikaz etsene, belki dün duyuramadın Cihan’a sesini, belki bugünküler duyar!
Siyonizm’in “Büyük İsrail” idealini kapsayan bu inanıştaki coğrafya, Tevrat Bab 15’te şöyle açıklanıyor: “Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları senin soyuna vereceğim!”
Netanyahu, "Yeşaya kehaneti’nin gerçekleşeceğini" söyledi. Netanyahu, Tahrif edilmiş Tevrat’ı işaret ettiği konuşmasında: “Artık tek bir amaç
_Sümerler, Türk'tür.
_Tarih 5500 yıl önce Sümer’de başlar.
_Sümerce kesinlikle Türkçedir. Prof. Atakişi Kasım
_MÖ 2400 yıllarına ait çivi yazılı belgelerde Türk adları bulundu.
_Sümerce, Türk, Fin ve Macar dillerine akrabadır. Asurolog Jule Oppert
_Atatürk demiş ki: Bırakın şu Asurları! Asurlar Arap cinsinden. Bu Sümeroloji olacak demiş.
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Laikliğe ve çağdaşlığa giden yolda, her şeye dini karıştırdığınız bir ülke, ebediyen kaybetmeye ve geriye gitmeye mahkûm edilmiş demektir. Cehalet ve şeriatın anlamı, bir toplumu uçuruma sürüklemekten başka bir şey değildir.
Bizi kıskanan Amerika, Avrupa, Çin vs sizin deyiminizle gavur olabilir ama dünyanın gelişmiş sayısız teknolojilerine sahip
🇹🇷 youtu.be/ahAYLi4drFA
Ey milletim umudunu yitirme
Korkma sıkılma sakın
Güneş doğdu üstümüze
Dağlar bahar gül açmış
Hadi kalk düştüğün o yerde
Kalbini hisset dinle atıyorken nabzında…
Damarlarındaki akan o asil kanda!
İçinde dolu dizgin, dört nala koşan atlar…
Hatırla! tarih yazan kahraman sensin; unutma!
Söyle delikanlım ah söyle bin yıllık hilâli
Yeniden kuralım biz seninle Kuvayi Milliyeyi
Hadi söyle kadınım sen söyle özgürlük şarkımızı
Duyulur sesimiz dünya düşünsün bundan sonrasını!
Söyle delikanlım ah söyle toprakta ellerimiz
Yeniden yükselsin Anadolu, tütsün ocağım evimiz
Hadi söyle kadınım sen söyle evlad-ı fatihanı
Kim durduracak evelallah anasından hür doğanı
“Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım
Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım
Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım”
Şafak Yağmurları bak uyan artık uykudan…
Doğdu üstümüze ay, sıyrıldı bulutlardan
Söz – Müzik: Yücel Arzen HACIOĞULLARI
MEHMET EMİN YURDAKUL'UN KİŞİLİĞİ
Agâh Sırrı Levend
Bir toplumda beliren yeni düşünce akımlarını, değişen edebiyat ve sanat hareketlerini, kendilerini meydana getiren nedenleri incelemeden, yalnız görünüşlerine bakarak açıklamaya çalışmak çok yanıltıcı olur. Kişisel bir heves ürünü gibi görünen bir eserin bile, sonradan yeni bir devrin