Öğrenmemiz gerekeni öğretene kadar hiçbir şey hayatımızdan çıkmıyordu. Talihsiz durumlarda, acı çeken insanlarla karşılaşmamızın ya da onların var olmasının ya da bir yerlerde acı çekmemizin bir nedeni olmalıydı. Yaşadıklarına ve yaşayacaklarına, kazanacağın öğretilere tüm kalbinle teslim ol ve kötü durumlarda hiçbir zaman umudunu kaybetme.
Bazı insanlar acıyı bile yaşamamıza izin vermiyorlar. Elini omzuna atıp sanki umurlarındaymış gibi, “Takma kafana, geçer yaaa,” diyorlar. Geçmez piç kurusu. Bu şekilde geçmez o acı. Önce o acı çekilir sonra zamanla geçer.
Reklam
Ne kadar özlemiştim kendimle baş başa kalmayı, hiçbir yere, hiç kimseye ait olmamayı.
255 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yedi
KİTAP TAVSİYEM "YAZAN & 7" ALINTILAR _Kendi tercihleri kendi yollarını döşer... _Hiçbir Şey sabit değildir... _Bir değil binden, sonsuzdan öte değil mi 'senden içre' olan cümlesi... _Kendimle kalabalıklığım doğruydu doğru olmasına ancak, bunca kalabalıklığa rağmen yine de yalnızdım... _Evrenlerin yapısında pek çok
Yazan & 7
Yazan & 7Ayla Kapan · Librum Kitap · 20231 okunma
Ölüm dönüşü olmayan bir uyanış ve gittiğimiz dünyada ölümsüz e yaşamaktır.
Reklam
“Hayatta arzuladığı tek bir şey bile yoktu.”
“Sizi unutmaya uğraşıyor, çünkü onu dinleyecek, onun olacak özgürlüğünüz yok.”
“Nedensiz yere mutsuz olduğu günler vardı sonra; sevinmeye de, üzülmeye de değmezdi sanki hiçbir şey için, yaşamak ya da ölmek fark etmezdi. Hayat tuhaf ve korkunç bir kargaşa, insanlarsa kaçınılmaz yok oluşa doğru körlemesine ilerlemeye uğraşan kurtçuklar gibi görünürdü gözüne. Böyle günlerde çalışamaz, kalp atışlarını hızlandıracak düşler kurup içini ısıtamazdı.”
“Düş kurmak, yalnız olmak, rahatsız edilmemek iyi geliyordu ona.”
Reklam
“Hayatı boyunca, asla dile gelmeyen duygular ve düşüncelerle yaşamaya alışmıştı.”
“…gidişiyle her şey ışığını, rengini, anlamını yitirmişti sanki. Yaşam koşulları hiçbir şekilde değişmiş değildi, fakat sanki bütün varlığı anlamsızlaşmış; rengi atmış, giymeye değmez bir giysi gibi solmuştu. Her yerde, onun hakkında konuşturmaya çalıştığı herkeste onu arıyordu.”
“Geçmiş hiç yaşanmamış gibiydi; ciddiye almaya istekli olduğu hiçbir ders sunmuyordu ona. Gelecek ise asla adım atmaya yeltenmediği bir gizdi. Yalnızca bu anın bir anlamı vardı, yalnızca bu an onundu. Sahip olduğunu kaybettiği; tutku dolu, yeni uyanan benliğinin arzuladığının elinden alındığı duygusuyla, yalnızca bu an işkence edebilirdi ona, o sırada etmekte olduğu gibi.”
“Kötü ayrılmayı ben de istemiyorum, ama anlamıyor musunuz? Sizi görmeye alıştım, hep yanımda olmanıza alıştım. Yaptığınız hiç dostça değil, hatta ayıp. Üstelik bir özrünüz dahi yok. Bense birlikte olacağımızı sanıyor, önümüzdeki kış şehirde sizi görmenin ne hoş olacağını düşünüyordum.”
“Hiçbir söz o sessizlik anlarından daha anlamlı, arzunun ilk kez hissedilen ve nabız gibi atan kabarışından daha fazla bir şeylere gebe olamazdı.”
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.