Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlık ve kötülük arasındaki ilişkinin, okyanus ve üstünde yüzen bir buzdağı arasındaki ilişkiyle aynı olması mümkün müydü? Okyanus ve buzdağı, her ikisi de aynı maddeden oluşur . Buzdağı sadece katı halde olduğu için aynıymış gibi görünür . Ama gerçekte uçsuz bucak­sız okyanusun bir parçasıdır .İnsanlığın kendisinden ahlaki bir uyanış beklemek tıpkı kendi saçını çektiğinde havalanmayı beklemek kadar imkansızdır . Ahlaki bir uyanış için insan ırkı­nın dışında bir kuvvet gereklidir ...
Sayfa 26 - Cixin LiuKitabı okudu
Benim toz denizi sandığım şey ölüm okyanusuymuş meğer.
Reklam
"İnsanlığın kendisinden ahlâki bir uyanış beklemek tıpkı kendi saçını çektiğinde dünyanın havaya kalkmasını beklemek kadar imkânsızdır. Ahlâki bir uyanış için insan ırkının dışında bir kuvvet gereklidir."
İthaki YayınlarıKitabı okudu
'ikizler takımyıldızı elele tutuşmuş yukarda ne türlü oyunlar oynanıyor biz burda ne oyunlar oynuyoruz şafaklar söküyor dünya uyanıyor '
Sayfa 77
bu satırlara hayran kaldım
..Sosyal statü bakımından alçaldığı,buna karşılık ruhsal bakımdan yükseldiği duygusu vardı içinde.Zorunlulukların boyunduruğundan kurtulup ileri doğru attığı her adım onu güçlendiriyor,bir birey olarak geliştiriyordu.Çevresine kendi gözleriyle bakmaya ,hayatın derinden akan gizlerini görmeye,kavramaya başlamıştı.Ruhu onu çağırırken ,''başkalarının fikirleriyle yaşamakla'' yetinmeyecekti artık.
Her dakika başı burnunu çeken sümüklü bir adam oturdu yanıma. Uçak havalandı. Umutlarımı geri kazandığım topraklara veda ederken yanımda oturan sümüklü adama baktım. Eski müdürümü anımsatıyordu bana. Rezil hayatının farkındaydı ama etrafındakilere lüks içinde yaşayan mutlu bir adam rolü yapmayı seviyordu hostesten bir kadeh şampanya isterken. Bana
Sayfa 428Kitabı okudu
Reklam
Shaun’la birlikte arabaya atlayıp Cairns’in yolunu tuttuğumuzda, Cardwell’e gerçek anlamda veda ettiğim gerçeğiyle yüzleşiyordum. Burada miladımı doldurmuştum. Bu kasabayı aşkla sevdim ve beni büyütmesine izin verdim. Hayatım boyunca ikinci evim olarak kalacaktı Cardwell… Her köşesi anılarla dolu sokaklardan geçerken arka koltuğa koyduğum maskeye bakıyordum… O an aklımdan tek bir şey geçiyordu… Tarihin en büyük soykırımına ve işkencesine maruz kalmış Aborjinlerin o atasözünü hatırlıyordum: “Hepimiz bu zamanın ve bu yerin ziyaretçileriyiz. Biz sadece geçiyoruz. Buradaki amacımız gözlemlemek, öğrenmek, gelişmek, sevmek… ve sonra eve döneceğiz.”
Sayfa 422Kitabı okudu
Elinde çok büyük bir paket vardı. Bana doğru yaklaşıp “Demek son kez çalışıyorsun? Al bakalım Türk. Beni unutma,” dedi. Paketi aldım. İçinden çıkan büyük şeyin etrafına sarılmış gazeteleri yırtıp açtım. Karşıma muazzam bir ahşabın üzerine harikulade desenlerle oyularak şekil verilmiş muhteşem bir maske çıktığında şaşkınlığımı gizleyemiyordum.
Sayfa 418Kitabı okudu
Ah Peter, ah… Hayatımda tanıdığım en pamuk kalpli, en sevecen, en tatlı insandı. Onun yüreğine kitaplar yazılır, şarkılar söylenirdi. Hayatı boyunca bu kadar büyük yıkıntılar yaşayıp da hâlâ bu kadar iyi kalpli ve merhamet sahibi bir insan olabilmeyi nasıl başarmıştı… Pek bir şeyi yoktu Peter’ın. Sadece Cardwell’de babasından yadigar evi, satsan bin dolar etmeyecek külüstür bir arabası ve bir de teknesi vardı. Ama o yüzlerce, binlerce anıya sahipti. Günlerce, aylarca anlatabilirdi. Onun yaşadıkları hiç kimse parayla satın alamazdı. Üstelik bu yaşlı adam içindeki müthiş enerjiyle hâlâ hayaller kuruyor ve o güzel anılara yenilerini eklemek için çiftliklerde benim gibi mücadele ediyordu. Birkaç ay sonra tekneyle dünya turuna çıkacaktı… Tekrar düşündüm… Yirmili yaşlardaki gençlerimizi hayallerini yaşamaya cesaret edemeyecek kadar korkutan şey neydi? Bunun seyahat etmekle bir ilgisi yoktu. Kişinin hayali diğerlerinden farklılık gösterebilir. İnsanlar kendi yaşamak istedikleri hayat için adım atmaya korkuyorlardı. Onlar için tek gerçek, sistemin buyurduğu içi dışı boş katranlı bir çukurdu. Peter konuşmasına şöyle devam etti: “Sürekli, ‘Bizden geçti artık,’ diyen insanları anlamak güç. Dünyada tutku olmadan başarılmış hiçbir şey yoktur. Yol bizi nereye götürüyorsa, hedefe doğru yol olmayan yerden gitmeli. Belki iz bırakırız.” “Ne güzel söyledin. Mutlu olmaya dair en ufak bir çaba sarf etmeyip yine de mutlu olmayı bekleyen insanları anlamak güç. Hayata baktığımız gibi yaşarız.”
Sayfa 405Kitabı okudu
Peter… Çiftlikte neden sana hep kötü davranıyorlar? Herkes daima senin üzerinden şaka yapıyor.” “Bilmiyorum ki… Ben alışığım buna. Hayatım boyunca, çocukluğumdan beri hep böyle oldu. Beni hep aşağıladılar. Sürekli sataşılan insan oldum. İlkokul sıralarından şimdiye, yani altmış üç yaşıma kadar hep aynıydı. Kötü talih mi diyeyim, ne diyeyim
Sayfa 400Kitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.