Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız... Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi nerdesin, ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın , değil mi? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz . Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce beklemekten. Ömür
"Eylül!.. Henüz renk ve güzel kokular bitmemiş, fakat baharın bol renkleri, hissedilmez şekilde kaybolmuştu. Bu kayboluşta geri gelmek ister gibi bir eda vardı ama, bu boş, acı, hırçın bir edaydı ve buna karşın baharın rengi soluverdi. Artık uyanmış, doğanın ruhunu görüyordu; yaprakların nasıl sararmış, birçoğunun düşüp çamurlarda çürümüş olduğunu görüyor ve şimdi, hava ne kadar güzel olsa, ne kadar geçici, bu renk ve güzel kokuların ne kadar vefasız, ne kadar ele avuca sığmaz, eldeyken değeri bilinmemiş, öylece harcanmış bir hazine olduğunu acı acı görüyordu. İşte artık ne bir çiçek kalmıştı, ne de güzel bir koku…"
Reklam
Kemiğini korumak için sürekli havlayıp durduğu için dişlerinin yokluğunu kimsenin fark etmediği bir köpekten farkı yok.
336 syf.
6/10 puan verdi
Adından dolayı bir merak uyanmış ve almıştım. Farklı bir şeyler bekliyordum ama ne beklediğimi ben de bilmiyorum, o yüzden sormayın. ''Sıradışı'' diye adlandırılmış olsa da çokta sıradan olmadığını düşünüyordum ama tarihlere baktığımda o dönemde böyle cins vakalar ilgi çekici ve gurur verici olmalı. Kitabın verdiği mesaj her açıdan doğruydu. İnsanlar ''akıl''dan olan hastalığı, bedeni bir şeye tercih edebiliyor, ne kadar acı ve ne kadar doğru. Ön yargı yıkmada iyi bir konumda olduğunu söyleyebilirim ki zaten ülkemizde bu kadar ilgi görmesinin tek sebebi, insanların psikolojik problemlerinin onları deli yapmadığını görmek ve kitap bu fikri vermiş. Psikoloji açısından ön yargılarınız varsa tavsiye ederim.
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630,1bin okunma
Nasrettin Hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki Ceviz ağacının altında dinleneyim demiş. Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş: "Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma,incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş", deyip uykuya dalmış. Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve: "Yarabbi sen en iyisini bilirsin" demiş. "Şimdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu" Nasreddin Hoca'dan. Keyifli Bol Okumalı akşamlar.....-GG-
Yununlılar garson çağırmak için el çırpıyormuş, Türkiye'de öyle yapsak bizim garsonlar alkışladığımızı sanıp teşekkür ederler, dedi Ali. Kendine gelmiş olmalıydı. Devam etti: Temel, rüyasında hesabı ödemediği iddia edildiği için garsonlardan dayak yemek üzereymiş. Uyanmış. İyi ki de uyandım yoksa gerçekten hatırlamıyorum ödedim mi, ödemedim mi?
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
İç âleme uyurken değil de uyanmış olarak dönmeye çalış! Özünden haberi olmayanın, gözünün ne gördüğünden de haberi yoktur!
Güzel arabalar vasat insanların kıskançlığını, entelektüellerin küçümsemesini ve uyanmış ruhların merhametini çeker.
Sayfa 446Kitabı okudu
512 syf.
9/10 puan verdi
Sıra dışı bir şeyler okumak istiyorsanız , kelimenin tam anlamı ile "sıra dışı" bir hikaye. Romanı bitirdiğinizde uzun bir rüyadan uyanmış gibi hissedeceksiniz ve ayrıntıları net hatırlayamamakla birlikte gerçekten sihirli bir dünyayı ziyaret ettiğinizi düşüneceksiniz. Yazar "rüya" hissini oldukça başarılı bir şekilde vermiş. İki sihirbazın yaşadığı aşkı anlatan hikaye bir yandan kasvetli , bir yandan ışık saçıyor. Okuyucuyu büyüleme garantili.
Gece Sirki
Gece SirkiErin Morgenstern · Pegasus Yayınları · 2012307 okunma
Bu sabah telefonun alarmından tam 7 dakika önce uyandım. Alarmdan önce uyanmış olmanın mutluluğu tarif edilemez. Aslında uykumu alamamıştım ama mutluydum. Sabah uykusu kadar sevebileceği biri lazım insana. Sen gibi, senin gibi, biraz da sana benzeyen... Ve en önemlisi bir gün "nasılsın sabah uykum?" diye mesaj attığımda "Oha bu adam beni çok seviyor" diye düşünebilecek kadar zeki...
Reklam
"Şaşırtır ölüm," diye devam etti dayı. Doğrudan Faruk'un gözlerine bakıyordu. "O kadar ki, bebekliğinden itibaren 'Anne uyutur, anne uyandırır' demeyi öğrenip bunu yüz sene yaşasa da unutmayan insan, 'Allah yaşatır, Allah öldürür' demeyi unutur. Sanki kötü birisi gelmiş de bir kötülük yapmış gibi hisseder ölüm geldiği zaman. Halbuki canlı olmanın şartı, aynı zamanda ölü olmaktır. Şaşkınlık bunu unutturur. Her canlı ölümü tadacaktır. Dünya hayatı aldatıcı bir eşyadan, maldan, mülkten, oyun bahçesinden, o bahçede ki oyuncaktan başka bir şey değildir. Gerçek hayat, öldükten sonra ki hayattır. Hayat büyük bir unutuş ise ölüm de aksine derin bir fark ediştir. Hayat uykudur Faruk, ölüm ise ebedi bir uyanış. Uyanmış ve gerçek uyanıklığın tadını almış hangi insan tembel tembel uzanmak ister o kirli ve kalabalık yatağa?"
...böyle bakılınca, böyle aramadan, böyle yalın, böyle çocuksu gözlerle bakılınca, güzeldi dünya. ay ve yıldızlar güzeldi, güzeldi çay ve sahil, orman ve kaya, keçi ve gülböceği, çiçek ve kelebek güzeldi. güzel ve iç açıcıydı dünyayı böyle gezip dolaşmak, böyle çocuksu, böyle uyanmış, çevresine karşı böyle kucak açarak, güvensizlikten böylesine uzak..
Bedenim uyanmış olabilir ama ruhum horluyor.
368 syf.
5/10 puan verdi
kitap sürekli aynı olaylar etrafında dönüyor.sonunda hep bir kişi ölüyor. zoey nefereti yeniyor neferet iyice öfkeleniyor vesaire vesaire.aslında kitabın konusu iyi fakat biraz uzun sürdü.zirvede bırakmalık kitaplar vardır bu da onlardan biri olabilirdi fakat yazar sürdürmeyi seçmiş.ben kefarete kadar okudum ama bir arkadaşta vardı ondan okudum.kendi kitaplığımda gece evi serisi yok.
Uyanmış
UyanmışP. C. Cast · Pegasus Yayınları · 20112,454 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.