Anne Sütü Mucizesi
Neslin sıhhatle devamı, aile müessesine bağlıdır ve evlatlar hiç şüphesiz, ailenin sürur kaynağıdır. Evlatlar, daha dünyaya gelişinde, her misafirden tatlı karşılanır. Hem nasıl karşılanmasın; sevmenin ateşe perde, ikram etmenin sırat köprüsünü geçmeye vesile, birlikte yemenin, kurtuluş beraatı bahşettiği evlat, anne babası için dünya nimetlerinin
Isan eskileri uyarma sopa yimineye kadar adam olmazlar
Reklam
XIX. yüzyılın "burjuva" toplumu, varlığını kuşkusuz günümüzde de sürdüren toplum, çarpıcı ve çatlamış bir sapkınlık toplumudur. Ve bunun ikiyüzlülükle bir ilişkisi yoktur, çünkü hiçbir konu bu denli açık ve bol konuşulmamış, söylemler ve kurumlarca böylesine açıkça üstlenilmemiştir. Toplumun cinselliğe karşı aşırı derecede katı ve genel
Haz ve iktidar birbirini götürmez; biri öbürüne karşı çıkmaz; birbirlerini izler, birbirlerine karışır ve birbirlerini kışkırtırlar; karmaşık ve olgusal uyarma ve kışkırtma mekanizmalarıyla birbirlerine bağlanırlar.
Siyonizm bir timsaha benzer. Bu timsahın üst çenesi Amerika ise alt çenesi Avrupa Birliği'dir. Beyni Siyonizm, gövdesi ise işbirlikçilerdir. Türkiye üzerinde oynanan oyunları bilmek için milletimizin iki asırdır sürüklendiği Batılılaşma macerasını ve Avrupa Birliği'ni iyi bilmek gerekir. 1980'li yıllardan itibaren Milli Görüş olarak bütün Anadolu'yu dolaşıp Ortak Pazar'la ilgili konferanslar vererek, bu birliğin gerçek mahiyeti noktasında Türkiye'mizi ve insanımızı uyarma görevini yapmış idik. Türkiye'nin de körü körüne dâhil edilmek istendiği bu birlik nedir? Nasıl oluşmuştur Avrupa Ortak Pazarı? Bugünkü ifadesiyle Avrupa Birliği, geleceği olan bir kuruluş mudur? Ortak Pazar kelimesi içinde "Pazar" diye bir söz ifade ediliyor. Yapılan propagandalarla da bunun sanki bir iktisadi iş birliği hareketiymiş gibi anlaşılmasına özen gösteriliyor. En baştan belirtmek gerekir ki aslında Ortak Pazar denen hadise, bir iktisadi iş birliği hadi- sesi değildir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne sokulması demek 400 milyonluk bir Hristiyan âleminin içerisine, 75 milyonluk Türkiye'yi götürüp bir vilayet olarak bağlamak, onların emrine sokmak, onlarla birlikte tek bir devlet håline getirmek hadisesidir. Hadise ekonomik değil, siyasidir ve ideolojiktir. Bundan dolayıdır ki iktisadi meselelerin ötesinde çok büyük mana ve ehemmiyet taşıyan bir konudur.
Sayfa 118
Göz belki de cinsel nesneden en uzak bölgedir fakat bir nesneyi baştan çıkarma durumunda uyarımı belli bir niteliğiyle en çok uyarıya maruz kalan da odur söz konusu uyarma neden olan bu niteliği cinsel nesne söz konusu olduğunda güzellik olarak tanımlarız
Sayfa 146 - FreudKitabı okudu
Reklam
Bir elini ensesine uzattı, diğeriyle de kolunu tutarak onu öptü. Ama ne öpücüktü. Saçlarını eline dolayarak başını yanj yatırdı, dilini ağzına soktu ve onu yiyip bitirdi. Lucienin vü cudu eriyerek Reidinkiyle birleşti ve Reid baştan çıkarma diyarına dalma girişiminin şimdiden bitip bitmediğini merak etti. Bu merakı Lucienin onu göğsünden iterek
Sayfa 89
Kendime Not:
Kullanıcı adını "grzkl" yapan birini insan yerine koyup uyarma. Belki gerçekten öyledir 😊
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Oysa canım Romantizm istemişti.
𝐺𝐼𝑅𝐼𝑆 Kitabın adı
Romantizm Okulu
Romantizm Okulu
olduğu için canım biraz romantik komedi okumak istemişti...
Heinrich Heine
Heinrich Heine
abim sanırım ağır bir
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
hayranı. Kendisini ilahlaştıracak kadar -belki de öyle yaptı- övüyordu bu kitapta. Genel olarak çok fazla Alman ve Fransız edebiyatını karşılaştırmakta ve -bilmiyorum çoğu kez Fransız edebiyatını yermekte idi- Alman
Romantizm Okulu
Romantizm OkuluHeinrich Heine · Yapı Kredi Yayınları · 201519 okunma
FIKIH
Kendisiyle uyarma ve korkutmanın gerçekleştiği fıkıh, bizim açıkladığımız manadaki fıkıhtır, yoksa fıkıhtaki boşanma, köle âzat etme, liân, selem ve icâre gibi bahislerin teferruatını bilmek değildir. Hem bunlarla insanları uyarı ve korkutma gerçekleşmez. Hatta sırf bunlarla uğraşmak kalbi katılaştırır ve kalpten ilâhî korkuyu çekip alır; günümüzde sadece bu meselelerle uğraşanlarda gördüğümüz gibi...
Sayfa 162 - Semerkand YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kadın cinsiyeti için atılmış bir iletidir
Meme kanseri kadınların en sık yakalandığı kanser ve diğer kanserlerin aksine gençken de yakalanılabiliyor. Diğer kanserlerde olduğu gibi ne kadar erken evrede fark edilirse süreç o kadar sağlıklı ilerler dolayısıyla ne kadar geç fark edilir ve teşhis konulursa öldürücülüğü o kadar şiddetli olur. Bunun farkındalığı toplumda ne sıklıkta onu bilmiyorum o yüzden belki bilmeyenler vardır diye uyarma gereği hissettim. Erken fark etmenin yollarından biri de elle muayene. Hem basit hem de kıymetli olan bu uygulamayla erkenden bir anormallik sezdiğinizde bunu aile hekiminiz veyahut diğer hekimlere bildirebilirsiniz. Ne yapıp edip bir yerden elle kendi kendinizi muayene etmeyi öğrenin hatta sosyokültürel düzeyi daha düşük olan aile bireylerinizdeki kadın bireyleri de aynı şekilde muayene edebilirsiniz. Muayene oldukça basit. Ve her banyodan banyoya 1dk sürecek bu işlemi kendi üzerinizde yapabilirsiniz. Sizin için bulursam iyi anlatan bir link, bu iletiye ekleme yaparım inşallah. Şurada ayrıntılı ve güzel bir şekilde anlatılmış : memorial.com.tr/saglik-rehberi/...
Ses ayrı, öfke ayrıdır. Sesi öfke sanmak ya da öfkeyi ses sanmak yanılgısı, insanları ve toplumları, ya tam bir uyuşukluğa, ya dizginlenmez bir felâkete götüren, görüş ve anlayış yanlışları veya saplantılarıdır. Ses'in öfkesi olduğu, öfkeli olduğu anlar olabilir. Sesin bütün anlam ve amacına hakim olmamak şartıyla, çok nadir durumlarda, doz ve ölçüsü kaçırılmamak kaydıyla, yalnız ve yalnız «uyarma» maksadıyla sesin perdesi yükselebilir, hatta öfke atmosferine çıkabilir. Ses, öfke atmosfer veya stratosferine yükselebilir, ya da çağlayanına yansıyabilir ama, orada saplanıp kalmamak ve aslına dönmek niyetinden asla saşmamak kaygısını kaybetmeksizin. Sesin öfkeden ibaret olması insanlık için en kötü bir talihsizlik, Sesi olmayıp sadece öfkesi olmak ise, aşağıya doğru en büyük düşüşü. Ses, ilerleyerek ruhun en yüce niteliklerine bürünüp, aşka ve sırra dönüşür, öfke ise, ine ine, üst üste katlana katlana, katmerlene katmerlene, öçe, kine... Biri ruhun cennetine, öbürü nefsin cehennemine pencere açar. Ses, yapmaya, öfke yıkmaya götürür kişiyi. Biri bir mimari planına ve mermere, ahenk ve simetriye, kozmosa; öbürü, kazma ve küreğe, kakafoni ve katastrofa, kaosa eğilimlidir. Ses, aksiyon, öfke çok kez reaksiyondur. Hele, bir ülkü aksiyonuyla ilişkili olmadığı zaman…
Dinsel törenler, merasimler ve festivaller İslam toplumunda son derece önemli toplumsal işlevlere ve anlama sahip iken, Osmanlı nümayişleri ve geçit alayları aynı zamanda diğer Akdeniz toplumlarıyla ortak özellikler göstermekteydi. İslami ritüeller yoğun duygular uyarma ve kitleleri birlikte harekete geçirmede güçlü bir etkiye sahipti. Her askeri sefer ve zafer kutlaması başkentin ulu camisi olan Ayasofya'da başlar ve nihayete ererdi. Burada sultan, rical, ordu komutanları ve büyük bir inananlar topluluğu bir araya gelir ve zafer için dua ederdi..
Sayfa 28 - Kronik KitapKitabı okudu
915 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.