Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İhtilaf ahlakı
İslam; şahısların, cemaatlerin, tarikatların, siyasetlerin, diyanetlerin, ilahiyatların temsil edeceği bir din değildir. Dinin baki hakikatleri, fani şahsiyetler/kurumlar/gruplar üzerine bina edilemez. İslam, ancak güzel ahlakla temsil edilir. Her ne surette olursa olsun, herhangi bir isim/sıfat altında, kişi veya kişiler mutlaklaştırılamaz.
DİNİ SEVDİRMEK İÇİN hadis uyduranlar
Bu kişilerdeki esas kaygı dini sevdirmek, ibadetleri sevimli göstermektir. Bu popülist kaygı Allah’ın indirilmiş dininin, uydurulmuş hadislerle ve izahlarla karışmasına yol açmıştır. Bunlar arasında Ebu İsmet Nuh gibi Kuran’ın her suresinin faziletleri hakkında hadis uyduranlar vardır. Peygamberimiz’i yüceltmek için Peygamberimiz’in üstünlüklerine dair hadisler üretenlerde mevcuttur. Bu uydurucuların kendilerini savunmak için şöyle söyledikleri aktarılır: “Biz Hz. Peygamber adına yalan uydurmadık, bilakis bunu Peygamber’in getirdiği dini güçlendirmek için yaptık.” [İbni Hacer, Fethul Bari]. Bu alıntıda gördüğümüz gibi bunlar, bu tarzda hadis uydurmayı yalan olarak bile görmemişler, hatta bu korkunç fiillerinde belki de sevap ummuşlardır: “Biz Peygamber lehinde yalan söylüyor ve şeriatını takviye ediyoruz” (İbnul Cevzi, K. Mevzuat). Görüldüğü gibi bu uydurucular Allah’ın Kuran’ını eksik görmekle, bir de üstüne hadis uydurmakla kalmamış, üstüne üstlük dindarlıkta şampiyonluğu da kimseye bırakmamışlardır.
Reklam
335 syf.
·
Puan vermedi
UYDURULMUŞ DİN DEĞİL İNDİRİLMİŞ DİNİ YAŞAMAK İSTEYENLERE
Müslümanların ; Dinde öncelikleri ( Farz,vacip,sünnet,nafile-Haram ,mekruh..)karıştırmaları . Tesbihata önem verirken , mesala selamlaşma,komşuluk ilişkileri ,sıla-i rahim .. gibi sosyal hayatı ıskalamaları .. Niceliğe çok önem verip nitelik,kalite,samimiyeti ıskalamak. Bu ve daha birçok yanılgılarımız ortaya koyan ve islamın doğru anlaşılmasını sağlayacak güzel bir eser.
Öncelikler Fıkhı
Öncelikler FıkhıYusuf el-Karadavi · Nida Yayıncılık · 2017334 okunma
ŞERRİN ELEBAŞLARI
Bazı kimseler dinde olmuşlar fitne-u bela Onların adlarını zikredeceğim evvela Başta gelir Mustafa İslâmoğlu Layıktır o herife denilsin isyanoğlu. Çünkü babası onu reddetmişti Onun ne olduğunu çok iyi bilmişti Sahabileri ve din âlimlerini sevmiyor Müsteşriklerin yolunu takip ediyor. Dini, indirilmiş ve uydurulmuş diye iddia ediyor Fakat ne yapacağını kendisi bile bilmiyor Zavallı; dinin gitmiş kalmışsın dinsiz Aklını kaybetmişsin olmuşsun dengesiz. Televizyonda kendini kibirle sallama Daima 'anladınız mı' kelimesini kullanma Allah için bu sözleri söylüyorum Yoksa seni hiçbir zaman kıskanmıyorum.
Sayfa 200
Geleneksel kültür yaşamın dine dönüşme evresi.
Hz. Peygamber'in Allah katından aldığı vahyin hayata taşınması ve uygulanmasını ifade eden Sünnet de sonuçta bir gelenektir. "Uydurulmuş din" kategorisinin karşılığı gelenek, "indirilmiş din"in karşılığı ise Kur'an metnidir. Bu itibarla, "uydurulmuş din" ve "indirilmiş din" şeklindeki kategorik ayrımın ifade ettiği şey, geçmişteki dinî geleneğin artık geçersiz olduğuna hükmedip bugünün dünyasında yeni bir dinî gelenek oluşturmanın lüzumunu belirtmekten ibaret olsa gerekir.
İndirilmiş din bilgiyi ve bileni yüceltirken, uydurulmuş din onları küçümser ve horlar. İndirilmiş din, delile ve bilerek imana çağırırken, uydurulmuş din 'kocakarı imanına' çağırır. İlki gökleri ve yeri, güneşi ve ayı, dağları ve denizleri, bulutu ve yağmuru okunması gereken birer ayet olarak takdim ederken, ikincisi 'mucize' uydurur. İndirilmiş din Allah'ı "dosdoğru bir yol üzere olan" ve "sorumlu davranan" bir Rab olarak sunarken, uydurulmuş din O'nu keyfi davranan, sağı-solu belli olmayan, ilkesiz ve kuralsız bir GÜÇ olarak sunar. İlki dünyayı "ekim yeri" ahireti "hasat yeri" olarak görürken; ikincisi dünyayı "köpeklerin talip olduğu leş", ahiret saadetini de şefaat ve torpille gelen 'beleş' olarak görür. Ama yine de 'leş'in büyüğüne konmaktan bir türlü vazgeçemez.
Reklam
İndirilmiş din/ Uydurulmuş din
DİN NEDİR, NE DEĞİLDİR? Din kesinlikle afyon değildir; fakat en kaliteli afyon dinden yapılır. Din kesinlikle şarap değildir; fakat en çok din ile sarhoş ederler. Din kesinlikle uyandırmak içindir; fakat en çok din ile uyuturlar. Din kesinlikle ayıltmak içindir; fakat en çok din ile bayıltırlar. Din kesinlikle uyarmak içindir; fakat en çok
Hiç kimse "din elden gidiyor" sloganıyla dinin hamiliğine soyunamaz. Kendi fikrini "indirilmiş din" diğer düşünceleri "uydurulmuş din" ilan edemez. Hele hele kendi kavgasını "İslam'ın kavgası" olarak lanse etmek, şahsi tartışmalarımızı ilmi tartışmaların önüne geçirmek, ne büyük musibettir.
Ali Şeriati, İslami mücadelede bütüncül yaklaşımın önemine değinir ve bu konuda şu vurguları yapar: “Firavun’u vur ki: ‘Hüküm yalnızca Allah’a aittir.’ (6/57), Karun’u vur ki: ‘Mal-Servet Allah’ındır.’ (5/120), Belam’ı vur ki: ‘Hâlis din yalnız Allah’ındır...’ (39/3)” İşte günümüzdeki birçok Müslümanın sorunu, İslami mücadeleyi bu bütünlüğü içinde algılamamak ve bu üç temel sorunla (-Gayri İslami siyasi düzenler, - Ekonomik sömürü çarkları, - Bid'at ve hurafelerle bulandırılmış din anlayışları) eş zamanlı ve eşgüdümlü bir topyekün mücadele yerine, bunlardan herhangi biriyle mücadeleye odaklanmalarıdır. İşte günümüzde "uydurulmuş din - indirilmiş din" vurgusuyla öne çıkan ve çabalarını hep bu alana hasreden ve bu sebeple de küresel, bölgesel ve yerel gayri İslami siyasi güçler, onların bâtıl ideoloji ve kavramlarına karşı İslami muhalefet ve mücadeleyi ihmal eden, dahası giderek bu bâtıl ideolojik algılara entegre olma yoluna giren kesimlerin temel sorunu işte budur. "Uydurulmuş din"den söz edip yerine "indirilmiş din"e yönelme önerisinde bulunanların, aynı şekilde modern tuğyan tarafından uydurulmuş dünya görüşü/ideoloji, hukuk sistemi ve kavramlara karşı, indirilmiş/inzal edilmiş hayat ve hukuk nizamını, vahyin kavramlarını önermemeleri, bu konuda bir çaba ve mücadele içinde olmamaları bu bütüncül kavrayıştan uzaklaşmış olmaları sebebiyledir. (Şükrü Hüseyinoğlu)
Uydurulmuş Din Varmış; İndirilmiş Din Varmış!
'Uydurulan dini bırakın, indirilen dini yaşayın!' dedi bir reformist. Demek sana göre, Muhammed aleyhisselam'ın, Kur'ân'ın dışında kurduğu bütün cümleler uydurulan din(!) "Benden sonra sünnetime ve Hulefâ-i Raşidîn'in sünnetine yapışın!" diye buyurduğu müctehid halifeler, âyet ve hadislerden çıkardıkları hükümlerle, keyiflerine göre bir din uydurmuşlar öyle mi? (Buhari) "Ümmetim, asla dalâlet üzerinde birleşmez!" buyurduğu ümmetin âlimleri, bize 1400 yıldır uyduruk bir dini vazetmişler size göre demek ki(!) (Heysemî - Zevâid)
Reklam
Hz. Aişe annemizin evlilik yaşıyla ilgili 'ilmî(!) üretimler' her nedense 'seküler söylemin canını sıkmayacak' versiyonlarıyla artmaya başladı. (Suizanlarım da var ama neyse.) Elbette bu 'can sıkmama telaşı' üretilen bilgisinin sıhhati konusunda insanı 'acaba'ya düşürüyor. Yani, maksat, Hz. Aişe annemizin evlenirken gerçekten kaç yaşında olduğunu öğrenmek mi, yoksa Hz. Aişe annemizin evliliğini 'seküler merkezlerin razılığını kazanacak bir şekle' sokabilmek mi? Yahut da, daha fenası, sekülerleşmiş algımıza göre tarihi yeniden şekillendirmek mi? Sekülerlerin razılığını kazanmak konusu bence boş bir telaştır. Zira onlar bu mevzuda sussalar başka yerden yine saldıracaklar. Üstelik İslam kaynaklarının nikah yaşı hakkındaki beyanlarının topyekün reddiyesi yapılmadan sırf bu olayla oynamak da pek birşey değiştirmiyor. O zaman da iş daha berbat yerlere gidecek. Öyle ya, ayağımız şu usûlsüzlüğe alıştı mı, artık tahrifin önünde kim durabilir? Seküler algımızla uyuşmayan her yerde dine bir bıçak atabiliriz. Bir zaman sonra da hakikaten 'indirilmiş din'den 'uydurulmuş din'e geçiş tamamlanır. Ahmet Ay
Hurâfe ile savaşırken hurafereci olan kişi: Yaşar Nuri Öztürk
Yaşar Nuri Öztürk'e göre Atatürk Kur'an'ın isteğini yerine getirmiştir: ''Atatürk, Kur'an dışı dinciliği ve hurafe tasallutunu yıktı. Onun yıkılmasını bizzat Kur'an istiyordu. Atatürk, Kur'an'ın istediğini yaptı. Dini Kur'an'ın dışına çekip örflere boğduranların bu yapı­landan rahatsız olması
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.