"El elin nesine, gülerek gider yasına" Atasözünün Anlamı
Her şey Gölgesizler’deki berberin şu sözleriyle başlamıştı: “Desene yaşam tekrarlardan oluşuyor… Yanıma oturtmuş, gözlerindeki cellat gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu. ‘Tekrarlardan değil, tekrarların tekrarlarından.’” Tabii bu başlangıç Hasan Ali Toptaş’ın sessiz kıpırtılarla ördüğü soluk soluğa bağıran dil cümbüşü için geçerli. Başlayan ama
Cümle mühendisi bir yazar ve rüya içinde rüya... Çok katmanlısından.
Rüya ile yüzümüze çarpılan buz gibi hayatın, buzdan daha soğuk gerçekleri... Açlıktan çığrışan çocuklar, şehirden ve onun debdebesinden kaçan biçare insanlar, geçim zorluğu... Köy hayatının ve tezek kokularının insanların omuzlarına yüklediği, sayısız ağır roman...
Çok gerçekçi
“Yeryüzüne susmaya gelenler sınıfındanım diyen bir insanın, hakikaten, bu kadar konuşmaması gerekirdi…Geri kalan ömrümü susarak geçirecek kadar çok konuştuğum için, doğrusu, şimdi mahcubiyet duyuyorum.” Ah ah! Gerçekten de ne çok konuşmuşsun Hasanım Ali! Şimdi seni sevip okuyan da sırlarını bilecek, şişiriliyor deyip okuyan da.
Hasan Ali
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
Dünya büyük bir şey değildir Hasanım Ali, kimi zaman sevdiğimiz insanın yüzü, kimi zaman hayal edilen bir dokunuşun büyüsü, kimi zaman da kapıldığımız bir hevesin genişliği kadardır.
“../taşıdığımız yüklere alıcı gözüyle bakınca, bunların içinden insanlığa hayrı dokunmayacak olanları hemen oracıkta bırakmalıyız Hasanım Ali, boş yere hamallığını yapmamalıyız..”