Kendisine, nasıl dua edileceğini soran birine şöyle demektedir: Benim duam, yaşamımdır. Ona göre insanın amacı, iyi ve uzun yaşamak olmalıdır. Bunun içinse erdem (fazilet) gereklidir. Erdem, bir bilgi işidir. Erdemsizlikler bilgisizliklerden doğar. Her insan, görevini, gerektiği gibi ve eksiksiz olarak yapmalı: “Kralsanız kral olun, uyruksanız uyruk olun, kocaysanız koca olun, karıysanız karı olun, çocuksanız çocuk olun”. Ölümden sonra ne olacağını soranlara da “sen daha yaşamın ne olduğunu bilmiyorsun, ölümden sonrasını nasıl bilebilirsin?” dermiş. Ona göre ölümden sonrası kesinlikle bilinmemelidir. Çünkü insanlar ölümden sonra yaşanmadığını bilirlerse ölülere saygı göstermezler, ölümden sonra yaşandığını bilirlerse sevdikleri ölülere kavuşmak için canlarına kıyarlar.
“Dil, din, ırk, uyruk ayrıcalık olamaz. İnsanlar arasında eşitsizlik nedeni olamaz. Eşit haklar, eşit olanaklar... Parasız öğretim herkes içindir. Karşılıksız sağlık hizmetleri herkes için eşittir. Emeklilik, tatil hakkı herkes içindir..."
bu kitaba inceleme yazmak niyetiyle başladığım için ince eleyip sık dokumam, kelimelerden cümlelerden anlamlar aramam, notlar çıkarmam gerekti; haliyle bitirmek uzun sürdü ve yoruldum ama neyse ki artık o büyük gün geldi. cesur yeni dünya kitap incelememi okuyorsunuz.
kitabı önceki yıllarda okumuştum fakat sonra unutmuşum. zannımca bir kitabı
"Dil, din, ırk, uyruk ayrıcalık olamaz. İnsanlar arasında eşitsizlik nedeni olamaz. Eşit haklar, eşit olanaklar... Parasız öğretim herkes içindir. Karşılıksız sağlık hizmetleri herkes için eşittir. Emeklilik, tatil hakkı herkes içindir..."
Fakat, eğer bugün ne bağımlılığa alışkın ne de özgürlüğe tutkun yepyeni insanlar doğsa, bu insanlar bağımlılığın ve özgürlüğün ne olduğunu bilmedikleri gibi adlarını da hiç duymamış olsalardı veya uyruk olma ya da özgür yaşama seçeneği ile karşı karşıya kalsalardı, hangisini kabul ederlerdi? Bir insana hizmet etmeyi değil de yalnızca akla boyun eğmeyi sevecekleri üzerinde kuşkuya düşmemek gerek.
DİN VE İDEOLOJİ- ŞERİF MARDİN
İletişim Yayınlarından 17. baskı olarak 2008 yılında çıkmış elimdeki kitabın “metodolojik not” başlıklı ilk bölümünde yazar temel olarak modern davranış bilimlerinin tarih bilimleri ile birleştirilebileceğini iddia etmiş. Burada sosyal antropolojinin yapı ile fikir arasındaki ilişkileri anlatan tetkiklerinden