Günümüzde her yerde algofobi, genel bir acı korkusu hâkim. Acı toleransı da hızla düşmekte. Algofobi "sürekli-anestezi"ye yol açtı. Acı yaratacak her durumdan kaçınılıyor. Aşk acılarına bile şüpheyle bakılmaya başlanmış artık. Algofobi toplumsal alana da uzanır. Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve fikir ayrılıklarına ve çatışmalarına giderek daha az yer verilmektedir. Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar. Siyaset palyatif bir alana yerleşerek her türlü canlılığını yitirir. “Alternatifsizlik” siyasi bir ağrı kesicidir. Muğlak “orta yol” palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücadelelenin yerini sisteme uyma baskısı alır. Demokrasi-sonrası bir toplum yapısı yaygınlaşmaktadır. Bu palyatif bir demokrasidir.
Sayfa 13 - Metis Yayınları, 6.Basım, Şubat 2024Kitabı okudu
Ta ki sonunda herkes birbirini boğazlama noktasına gelene dek.
Köklü değişikliklerden genellikle pek hoşlanmayız. Yeryüzünde­ki bütün sefalete, adaletsizliğe ve mutsuzluğa rağmen, kendi kendimizi ve öteki türleri yok ettiğimiz bir dünyada yaşıyor olmamıza rağmen, kurulu düzenle, kitaplarla ve birbirimiz­le uyuşmayı sürdürürüz. Hep birlikte uyum içinde yaşamaya devam ederiz. Oysa anlaşmanın getirdiği yalancı uyum duy­gusu, bizi felakete götüren rayları sağlamlaştırır. Yine de, an­laşmazlık çıkararak sevimsiz olmak istemeyiz. Birbirimiz­le ve yetkililerle uyuşma çabasını sürdürürüz.
Reklam
Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve ayrılıklarına ve çatışmalarına giderek daha az yer verilmektedir. Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar.
Sayfa 13
Acı verici tartışmalara yol açabilecek çatışma ve fikir ayrılıklarına giderek daha az yer verilmektedir. Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar.
Algofobi(Acı Korkusu)
Algofobi siyasete de yansır. Uyum ve uyuşma baskısı artar. Siyaset palyatif bir alana yerleşerek her türlü canlılığını yitirir. “Alternatifsizlik” siyasi bir ağrı kesicidir. Muğlak “ortayol” palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücadelenin yerini sisteme uyma baskısı alır. Demokrasi sonrası bir toplum yapısı yaygınlaşmaktadır. Bu palyatif bir demokrasidir.
Sayfa 13 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Sırf günü huzurlu geçirmek için sık sık “evet” der, ama aslında “hayır”ı kastederiz. Uyuşmak suretiyle başkalarıyla” aramızda bir bağ kurarız. Anlaştığımız insanları sever, uyuşmadıklarımızdan hoşlanmayız. Genellikle uyuşmamaktan çok uyuşmaya vakit ayırırız. Evliliklerin, uzun süreli arkadaşlıkların, olumlu iş atmosferlerinin, yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkilerin kalıcı olabilmesi ancak uyuşmayla mümkündür. Bir şey ters gittiğinde danışmanın, öğretmenin, endüstri psikologunun, halkla ilişkiler uzmanının görevi, taraflar arasında yeniden uyuşma sağlamaktır. Köklü değişikliklerden genellikle pek hoşlanmayız. Yeryüzündeki bütün sefalete, adaletsizliğe ve mutsuzluğa rağmen, kendi kendimizi ve öteki türleri yok ettiğimiz bir dünyada yaşıyor olmamıza rağmen, kurulu düzenle, kitaplarla ve birbirimizle uyuşmayı sürdürürüz. Hep birlikte uyum içinde yaşamaya devam ederiz. Oysa anlaşmanın getirdiği yalancı uyum duygusu, bizi felakete götüren rayları sağlamlaştırır. Yine de, anlaşmazlık çıkartarak sevimsiz olmak istemeyiz. Birbirimizle ve yetkililerle uyuşma çabasını sürdürürüz, ta ki, sonunda herkes birbirini boğazlama noktasına gelene dek. Uyuşma, uyuşmazlıkla değil, tam bir kar- gaşayla sonuçlanır. Ama o ana dek, olumsuz beyanlarda bulunmaya cesaret edemeyiz. Kendi kurduğumuz hapishanelerde kendi kendimizin sansürcüsü oluruz.
Reklam
Geri17
80 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.