Hiçbir şey insan hayatı kadar değerli değildi. Hayatı, onun neşe ve kederden oluşan o ilginç potasından seyreden kişinin, kendi yüzüne camdan bir maske takması ve sülfürlü dumanların korkunç hayaller ve çirkin rüyalarla beynini rahatsız etmesini ve hayal dünyasını bulanıklaştırmasını engellemesi mümkün olamazdı. Algılanması güç olan öyle zehirler vardı ki özelliklerini anlaması için insanın bunlardan çok çekmiş olması gerekirdi. Öyle tuhaf hastalıklar vardı ki tabiatlarını anlamak için insanın bu hastalıkları geçirmiş olması gerekirdi. Yine de bunların karşılığında ne kadar büyük bir ödül beklerdi insanı! Tüm dünya insanın gözüne ne kadar da harika görünürdü! Tutkunun o ilginç katı mantığı ve aklın duygularla renklenen hayatı... Onların nerede buluştuğunu, nerede birbirinden ayrıldığını, hangi noktada bir araya geldiklerini ve hangi noktada uyumsuzluk içine düştüklerini gözlemlemek... Bütün bunlarda ne müthiş bir mutluluk vardı! Bunun bedelinin ne olacağı önemli miydi? Heyecan verici bir duygu için ne bedel ödense azdı!
"İyi olmak insanın doğasıyla uyumlu olmasıdır." Diye cevap verdi. " Başkalarıyla uyumlu olmaya çalışınca uyumsuzluk baş gösterir."
Reklam
Dünyada açıkyüreklilikten zor ve övmeden kolay bir şey yoktur. Açıkyüreklilikte yüzde bir değerinde bile olsa, bir nota falsolu oldu mu, uyumsuzluk hemen fark edilir; övmede ise, baştan sona bütün notalar falsolu bile olsa, yine de kulağa hoş gelir, zevkle dinlenir. Övgü ne kadar kaba olursa olsun, yine de en azından yarısı, övülene gerçek gibi gelir ve bu toplumun her katmanında böyledir.
Sayfa 595Kitabı okudu
Yaşamda sevişmenin önemi
Eski Taocular için sevişmenin ne derece önemli olduğu ‘Su Nü Chinö’deki şu söyleşiden anlaşılabilir : imparator Huang Ti: ‘Bezginlik ve uyumsuzluk içindeyim, üzüntülü ve kaygılıyım. Bu durumdan kurtulmak için ne yapayım?’ Su Nü : ‘Bit erkekteki bütün bozukluklar sevişme konusundaki sorunlara yanlışlara bağlanabilir. Suyun ateşten daha güçlü olması gibi kadınlar da hem cinsellik, hem yapı bakımından erkeklerden daha güçlüdür. Taocu sevişmeyi bilenleri beş ayrı çeşnide yiyeceğin nasıl ve ne oranlarda birbirleriyle karıştırılıp lezzetli bir yemek yapılacağını bilen bir ahçıya benzetebiliriz. Taocu sevişmeyi bilip Yin (dişil) ve Yang (eril) uyumunu , sağlayan kimse beş kıvançtan bir harman yapıp bunlardan cennettekileri kıskandıracak bir hazza erişir. Taocu sevişmeyi bilmeyenlerse zamanından önce, sevişmenin tadını çıkarmadan ölür. Yüce İmparatorumuzun irdelemek istedikleri konu bu olmalı sanırım?
Sayfa 58 - YolKitabı okudu
Birey kendine ait bir konum edinmek istemedikçe, uyumsuzluk sergilemez.
Sayfa 34
Yalnızlık heceleri.
21. Kendini seven insanların güzelliği ile konuşacağız. Kimsenin sevgisi kimseye bağış olmayacak. Dünyanın bütün dillerinden şarkılar okuyacağız. Bütün dillerin acısını, sevincini canımızda duyacağız. Şarkılarımızı toprak katılacak; taşlar dinginliğini verecek sesimize; gökyüzünü binlerce kanatla donatacak gözlerimiz. Irmaklar yalnız dışımızdan akmayacak. Doğadaki her varlık kendi mucizesine katacak bizi. Akşamlar iki güneş olacak sokaklarımıza. Ellerimiz kimseyi yalnız bırakmayacak. Çocuklarımız bir daha doğuracak bizi. Tek yalnızlığımız aşk olacak. Erkeklerimiz sabahlardan dingin; çaresizlik kadınlarımızı terkedecek. Bütün bir ülke özür dilemeyi öğreneceğiz. Lunapark palyaçoların dan başka üniforma kalmayacak dünyada. Güzel anılar kadar güzel olacak ölüm... 'Arabasını yıldıza bağlamış' birisinin yalnızlıkları mı bunlar? İyimserlik mi? Bir kabalık reddiyesi? Uyumsuzluk kışkırtıcılığı? Bir devrim taslağı belki; bir eşitlik tasarımı. Bir hayal denemesi, güven duygusu için. Kolay ve küçük şeylerin rahatsızlığı. Bencilliği utanca çevirme girişimi... Ait olma duygusu ile aykırılığın birbirini sevmesi... Yalnızlık... Seni bir gün biz seçeceğiz. O zaman güzel olacaksın.
Sayfa 74 - KırmızıkediKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.