Tuhaflık bulaşıcı mı, yoksa şehrin genlerinde mi var?
Yeni yılın kendi adıma ilk kitap incelemesi, geçen yıl okuduğum kitaplar içerisinde beni en çok sarsan, en çok etkileyen, hüzünlendiren, tebessüm ettiren, sorgulatan, çeşitli duygular arasında oradan oraya sürükleyen bu ‘tuhaf’ kitaba kısmetmiş…
Lise yıllarından beri, çeşitli zamanlarda kitaplarıyla hayatıma girmiş bir yazar Orhan Pamuk… Bazen
İçerisinde bulunan sekiz öyküden oluşan tek kitabıyla şahsi kanaatime göre Türk edebiyatında Oğuz Atay öykücülüğü olarak yeni bir öykü tarzı oluşturdu. İletişimsizlik, yabancılaşma gibi konular daha önce birçok öykü kitabında işlenmiş olsa da Oğuz Atay bu temalara çok dürüst bir kendiyle hesaplaşma tavrı ekleyip teknik olarak da ironiyi
Kitapta Peygamberimizle (s.a.v) ilgili çok âşîna olduğumuz bilgiler mevcut. Daha önce siyer kitapları veya Gazali kitapları okuyanlar bilgileri tekrar ediyormuş hissi yaşayacaklardır. Fakat bu durum beni hiç rahatsız etmedi çünkü bazı bilgilerin tekrar tekrar edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kitâp içeriğindeki konu detaylarına gelecek olursak,