Öyleyse, uyumsuzluk duygusunun bir olay ya da bir izlenimin basit incelemesinden doğmadığını, bir durumla belirli bir gerçek arasındaki bir eylemle onu aşan dünya arasındaki karşılaştırmadan fışkırdığını söyleyebilirim. Uyumsuz her şeyden önce bir kopuştur. Karşılaştırılan öğelerin ne birinde ne de öbüründedir. Karşılaştırılmalarından doğar.
Sayfa 46 - Can YayınlarıKitabı okudu
Sirkadiyen Ritim
İnsan vücudunda, hipotalamusun bir parçası olan üst kiyazmatik çekirdekte (suprachiasmatic nucleus - SCN) bulunan bir iç saat vardır. Bu saat, yakındaki epifiz bezinin salgıladığı melatonin hormonu aracılığıyla vücudun uyku ve uyanıklık döngüsünü kontrol etmeye yarar. Melatonin seviyeleri akşamları yükselerek kan basıncını düşürür ve uykumuzun gelmesine neden olur. Şafak vakti yaklaşırken melatonin seviyesi tekrar düşer ve uyandığımızda kan basıncımız yükselir. Gece boyunca melatonin azalırken, kortizol (vücudu aktiviteye hazırlayan bir hormon) seviyeleri yükselir. Bu saat, kişiden kişiye değişen, fakat 24 saate yakın süren ve bu nedenle sirkadiyen, yani "günlük" anlamına gelen düzenli bir ritmi korur. Üst kiyazmatik çekirdek, sürekli olarak gerçek ışık seviyeleriyle senkronize olur. Bunu da beyinde kendi üzerinde bulunan optik kiyazma aracılığıyla gözlerden aldığı girdiler sayesinde yapar. Jetlag, ışık seviyeleri ile üst kiyazmatik çekirdeğin saati arasında büyük bir uyumsuzluk olmasından kaynaklanır. Aydınlığa maruz kalmak, sistemi yeniden senkronize etmenin iyi bir yoludur.
Sayfa 312 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Uyumdan önce uyumsuzluk olduğu için hayatlarımızın güzelliğini hissedebiliyormuşuz."
Sayfa 102Kitabı okudu
"Müzikte ahengin kulağa hoş gelebilmesi için öncesinde ahenksizlik olmalıymış. Bu sebeple müzikte ahenk ve ahenksizliğin bir arada var olması gerekiyormuş. Yaşamımızın da müzik gibi olduğunu söylüyor. Uyumdan önce uyumsuzluk olduğu için hayatlarımızın güzelliğini hissedebiliyormuşuz."
Sayfa 102Kitabı okudu
Demokrasinin Cinsiyeti
Bu mesele,Leninizm eleştiririlerinin gündeme getirdiği klasik sorunun da ötesine geçer,çünkü mesele yalnızca örgütün amaçları ve yapısı gibi,açık ça politik olan iki şey arasındaki uyumsuzluk değildir.
Sayfa 139 - MetisKitabı okudu
Freud’un Psyche ile Soma arasındaki dinamik bağlantıyla ilgili bilinen araştırmalarını başlattığı histeri, tanımı gereği bir “kadın hastalığı” olarak ortaya atılmıştır. Bunun nedeni adını Yunancada rahim anlamına gelen hyster (on dokuzuncu yüzyılda bu organın duygusal rahatsızlıklanın nedeni olduğuna inanılıyordu) kelimesinden almasından çok, yüzyıl dönümünde Viyana’da bu hastalığın kadınlar arasında ortaya çıkıyor olması ve on dokuzuncu yüzyıl boyunca, diğer birçok bozukluk gibi bu ruhsal bozukluğun da Aristoteles’in kadınlığın kendisini bir sakatlık olarak gören düşüncesini destekler biçimde kadın üreme sisteminden kaynaklandığının düşünülüyor olmasıdır. Gerçekten de fiziksel ve sosyal çevreye uyumsuzluk üzerine ortaya çıkan anoreksi ve agorafobi gibi hastalıklar, hem geçmişte hem de günümüzde çok fazla sayıda kadın üzerinde etki bırakmış ve bırakmaktadır. Anoreksi -iştah kaybı, kendini aç bırakmaknedeniyle zarar görenler genelde ergen kız çocuklandır. Agorafobiden -açık ve kamu alanlannda duyulan korku- mustarip olanlarsa sıklıkla orta yaş ev kadınları ve romatizma hastalandır.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.