Kendini bil Mükemmel olmadığını, biçare olduğunu, hatalı olduğunu, kibrinle farkında bile değilken günaha girdiğini, insani hor göremeyeceğini hatırla! Eşitsin. Denksin. Değilsen bile adil olmak zorunda olduğunu unutma! Kendini bil, çünkü kendini ne kadar bilirsen ilaha o kadar yaklaşırsın. Kendini bilirsen, karşındakinin taşıdığı ilah'i n"uru da bilirsin. O ister farkında olsun bu sırrın ister olmasın. Sen biliyorsun ve görüyorsun ya! Artık şeytan bile ilahi sevginin (aşkın) karşısında yenilmiştir. Nefsini köreltmişsindir. Eline, beline ve diline sahip olmak demektir "sakınmak" demek değildir aslında. Sakınmadan ilahi aşkı bilmektir. "Uyur idik uyardılar Diriye saydılar bizi." - Pir Sultan Abdal
Alevîlere gelince; Türk atalar çerçevesi içine yerleştirerek, onların var olma haklarını ilk tanıyan Fuat Köprülü olmuştur;
Sayfa 256 - cem yayıneviKitabı okudu
Reklam
1826'da Yeniçeriler ocağının kaldrılışından sonra, onlarla sıkı ilişkileri dolayısıyla Bektaşîler Tarîkati kapatıldı ve malları satıldı.
Sayfa 227 - cem yayıneviKitabı okudu
«Sünnîlik-Şiîlik» tartışma ve çatışması, Safavî propaganda ile Şiîlik bir siyaset olarak öne sürülünce uç noktaya ulaşacaktır.
Sayfa 203 - cem yayıneviKitabı okudu
«Tuttum aynayı yüzüme «Ali göründü gözüme...»
Tanrısallığın «Ali» adının, insan yüzünde belirebilmesi için, bıyığın varlığından vazgeçilemez. Kaşların yayı «ayn»ı , burun çizgisi «lâm»ı ( J ) ve bıyık eğimi «yâ»yı çizer ve böylece insan yüzünde, hem sağdan, hem soldan «Ali» adı okunabilir.
Sayfa 195 - cem yayıneviKitabı okudu
Nesîmî, diri diri derisi yüzülerek öldürülmeye mahkûm edilmiştir. Menkabe, onun işkenceler boyunca şiirlerini okuyarak «Ene’l-Hakk» demekten bir an bile vazgeçmemiş olmasını istiyor. Böylece o, Türkler için milli bir MansÛr el-Hallâc olmuştur.
Sayfa 191 - cem yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bir söylentiye göre, genç bir adam Halep çarşısında Nesîmî’nin bir gazelini okuyordu. Küfür gerekçesiyle tutuklandı; mürşidini korumak isteğiyle gazeli kendisinin yazdığını söyledi ve ölüme mahkûm edildi.
Sayfa 190 - cem yayıneviKitabı okudu
«Nefsini bil ki Tanrıyı bilesin»
İnsan kendini bularak, tanrısallığını ve tanrısal doğasını bulacaktır.
Sayfa 190 - cem yayıneviKitabı okudu
efsaneye göre Korkut Ata» Türklere İslâm’ı öğretmek üzere Ebubekir tarafından görev verilmiş eski bir ozan'dır. Bu efsanevi kişilik, Sir-derya bölgesinde, Türkmenlerde ve Azerbaycan’da» Derbend yöresinde görülür; Doğu Anadolu’da Dede Korkut olur.
Sayfa 170 - cem yayıneviKitabı okudu
Ahmed Yesevî, yarı efsaneleşmiş bir çehredir. Altay'dan başlayarak Kırgızlar, Kazaklar, Özbekler, Türkmenler ve Kazan çevresi Volga Türklerinden, Anadolu ve Rumeli'ye kadar, dili Türkçe geniş bir alanda, hemen hemen bütün Türkîslâm âleminde, dinî bir saygı görmektedir. Ünü, Taciklere kadar ulaştığı üzere, dili Türkçe ülkeleri de aşmıştır.
Sayfa 167 - cem yayıneviKitabı okudu
Reklam
Safavî devletinin kuruluşunda Türk boylarının rolü kesindir: Faruk Sümer’in ve Oktay Efendiyev’in gösterdikleri gibi: Safavî hareketin başı İran’da ise vücudu da, Anadolu’da ve Azerbaycan’da idi.
Sayfa 162 - cem yayıneviKitabı okudu
Ahmed Yesevî’ye, «Türkistan’ın doksandokuz bin pîrinin pîri» denmiştir." Hacı Bektaş, Horasan Erenlerinin pîridir.
Sayfa 158 - cem yayıneviKitabı okudu
Türkler, daha Orhon bölgesinde Çinlilerle komşu yaşadıkları sıralarda, Budhacılığı tanımışlardı. Bilge Tonyukuk’un «Budha ve Lao Tzu’nun insanlara uysallığı ve alçakgönüllüğü öğrettiklerini, bunlarınsa savaşan bir ulusa uygun bilgiler olmadığını» öne sürerek, Budhacı tapınakların ve Tâocu manastırların yapılmasına karşı çıktığını, Çin kaynaklan bize bildirmektedir.
Sayfa 128 - cem yayıneviKitabı okudu
Alevîlerde ve Bektaşîlikteki şamancı kalıntılara, İlk olarak Fuat Köprülü işaret etti.
Sayfa 125 - cem yayıneviKitabı okudu
Resim