70-80 arası doğan yazarları okuyamama hastalığı. Buna da bir isim bulmak lazım.
Üzüntü = Akciğerlerinizi Aşırı düşünce = Dalağınızı Kaygı = Midenizi Nefret, Kırgınlık = Kalbinizi Yalnızlık= Tiroit bezinizi Geçmişi unutamama= Safra kesenizi Korku, Endişe = Böbreklerinizi Kafaya takma= Sindirim sisteminizi Kızgınlık, Sinir = Karaciğerinizi YORAR.
Reklam
Adalete güvendiğim, tecelli edeceğine inandığım, masum canına kıyanın bir daha güneşi göremeyeceğinden emin olduğum o eski günleri o kadar özlüyorum ki. 20 yaşında üniversite öğrencilerinin kuryelik yapmak zorunda kalmadan sadece derslerine çalıştığı, çalışanın da sokakta uluorta katledilmediği o eski güzel günler. Bu gece huzurla uyumama imkan yok, uyuyamam. Kimse de uyuyamasın zaten. Hayat "bitse de gitsek" dediğimiz kötü bir gerilim filmi artık bu ülkede. Her yeni doğan gün yeni kötülükler getiriyor. Organize ya da münferit kötülükler. Ve hiçbir filmimiz mutlu sonla bitmiyor artık. Çok üzgünüm çocuk. Ne desem anlamsız. Birkaç kişinin nasıl yaşayacağımıza, nasıl öleceğimize karar verdiği, milletin hiçbir söz hakkının olmadığı, ilahi adaletten gayrı sığınacak limanımızın kalmadığı Yeni Türkiye! Aynı yaşta öğrencilerim var, hepsi de Ata gibi pırıl pırıl. Bir sonraki derste yüzlerine nasıl bakacağım? Offfff! Alıntıdır.
Uyuyamamak da yalnızlığa dahil mi ?
“çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamak ise yakalanmak.”
Sigmund Freud
Sigmund Freud
En kötüsü de artık geceleri uyuyamamak...
İnsanın kendine yapacağı en büyük kötülük kafasını dinlemek. Susmuyor bir türlü. Hiçbir şey düşünmeden boş gözlerini tavana dikmek insan için gerçek bir hazine.
1,000 öğeden 311 ile 320 arasındakiler gösteriliyor.