Dünyanın karşısında kayıtsız kişi ne cahildir ne de düşman.
Konuşmaktan vazgeçtin ve sana cevap veren tek şey sessizlik oldu.
Reklam
Daha sonra, çok daha sonra, belki de birçok kez uyandın, birçok kez yeniden uyukladın, sağına döndün, soluna döndün, sırtüstü, yüzüstü yattın, belki ışığı bile yaktın, belki bir sigara içtin, daha sonra, çok daha sonra, uyku bir hedefe dönüşüyor, ya da hayır, aksine, sen uykunun hedefi oluyorsun.
Artık hiçbir şey istememek. Bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek. Avare dolaşmak, uyumak. Kalabalıkların, sokakların seni sürüklemesine seyirci kalmak. Su oluklarını, parmaklıkları, kıyılar boyunca akan suyu izlemek. Rıhtımlar boyunca gitmek, duvarların dibinden yürümek. Zaman kaybetmek. Tüm tasarılardan, sabırsızlıktan kurtulmak. Arzulamayan, gücenmeyen, isyan etmeyen biri olmak.
Sayfa 39 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Pek yaşadın denemez, oysa her şey çoktan söylendi, çoktan bitti.
Sayfa 33 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Uyuyan bir adamı uyandırmak kolaydır, ama uyuma numarası yapan bir adam çok zor uyandırılır.
Reklam
Bir köpek karşısında yansız kalamazsın, bir insanın karşısında da öyle. Oysa bir ağaçla hiçbir zaman diyaloğa girmezsin. Bir köpekle karşı karşıya yaşayamazsın, çünkü köpek, her an, senden onu yaşatmanı, beslemeni, okşamanı, ona uygun bir insan olmanı, efendisi olmanı, onu anında yere yatıracak o köpek ismini gürleyen Tanrı olmanı isteyecektir. Oysa ağaç senden bir şey istemez. Köpeklerin Tanrısı, kedilerin Tanrısı, yoksulların Tanrısı olabilirsin, elinde bir tasma, biraz ciğer, biraz servet olması bunun için yeterlidir, ama asla bir ağacın efendisi olmayacaksın. Kendin de bir ağaç olmayı istemekten başka bir şey yapamayacaksın.
Sayfa 30 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Yalnızsın. Yalnız bir insan gibi yürümeyi, aylak aylak dolaşmayı, sürtmeyi, bakmadan görmeyi, görmeden bakmayı öğreniyorsun. Saydamlığı, hareketsizliği, var olmayışı öğreniyorsun. Bir gölge olmayı ve insanlara sanki hepsi birer taşmış gibi bakmayı öğreniyorsun.
Sayfa 42
Dünya yerinden kıpırdamadı ve sen değişmedin. Ka­yıtsızlık seni farklı kılmadı. Ölmedin. Delirmedin.
Sayfa 100 - metis yayınları, ikinci basım, haziran ikibin, pdf
“Kadın başını yana çevirip sanki ona çirkin olmadığını göstermek istiyor. Konuştuğu adamın —kocası mı, kardeşi mi?— bir yakını olduğu belli. Onunla konuşurken bacağını dizine (C’nin dizine) değdiriyor, çekiyor, bastırıyor, gevşetiyor. “Katıksız dişi bu.” İçinde çoktandır uyuyan hayvan uyanmış, nafakasını istiyor. Başına kan yürüdü. Nasıl doyuracak onu, parayla kadın eti mi alacak?”
Reklam
Yirmi beş yaşındasın ve yirmi dokuz dişin, üç gömleğin, sekiz çorabın, artık okumadığın birkaç kitabın, artık dinlemediğin birkaç plağın var. Başka şeyleri hatırlamayı canın hiç çekmiyor: ne aileni, ne öğrenimini, ne aşklarını, ne dostlarını, ne tatillerini, ne de tasarılarını.
Sayfa 19 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Yine böyle bir günde, biraz daha önce, biraz daha sonra, bir şeylerin yolunda gitmediğini, açık konuşacak olursak, yaşamayı bilmediğini, hiç bilmeyeceğini şaşırmadan keşfediyorsun.
Sayfa 18 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Ne kimseyi görme, ne de konuşma, düşünme, dışarı çıkma, yerinden kımıldama isteği duyuyorsun.
Sayfa 17 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Daha sonra, sınav günün geliyor ve sen kalkmıyorsun. Önceden düşünülmüş bir hareket değil bu, bir hareket de değil zaten, bir hareket yokluğu, yapmadığın bir hareket, yapmaktan kaçındığın hareketler. Erken yatmıştın, rahat bir uyku çekmiştin; çalar saatini kurmuş, çaldığını işitmiş, çalmasını beklemiştin, en azından dakikalarca beklemiştin, ya sıcaktan ya ışıktan, ya da sütçülerin, çöpçülerin gürültüsünden, ya da beklemekten uyanmıştın zaten.
Sayfa 16 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Franz Kafka
Evinden çıkman gerekmez. Masandan kalkma ve dinle. Hatta dinleme, yalnızca bekle. Hatta bekleme bile, kesinlikle sessiz ve yalnız ol. Dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş bir halde eğilecektir önünde.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Resim