Uyuyan Güzel
İpek dokumak için çok küçüktü,
bu onu üzdü; ölü gibi yattı,
yıllar önce daha anne sütü emerken kâhinlerin söylediği gibi.
Ama peri masalına yakışacak şekilde
Sarışın ve kötü ruhlu Prens Willy çıkageldi Korudan geçip şatoya ulaştı
ve onu solgun ve zayıf yanaklarından öptü.
Anne babası derin uykudaydı,
yatağın yaylarının gıcırdadığını duymuş olmalılar; gözlerine inanamadılar
Prens’e acı içinde yalvardılar:
“Lütfen yeni bir hayata yol açmayın, efendim. ”
Artık ona saldırmaktan vazgeçin, onu uyandırın yeter.
Şair Driek van Wissen’in çift anlamlı sözleri (bir bölümü kaçınılmaz olarak kayboluyor çeviride) olmasa bile “Uyuyan Güzel” masalı, büyüyen bir kızın kaderinin şiirsel bir anlatımıdır.
KÖR KUYU
Böyle bom boş mu derim
Uyuyan bu kör kuyu
Kıskanıyor hislerim
Bu deliksiz uykuyu
Kalp yok ki derdi olsun
Sen zevke giden yolsun
Bağrına adem dolsun
Uyu, kör kuyu, uyu.
~•~
I.
Ey Alem-i İslam'ın kanayan yüreği,
Gözü kanlı Siyonizmin elinde bir keklik avı,
Bir zamanlar masmaviydi gökyüzün,
Sokakların huzur kokar,
Kardeşliği anlatırdı.
ÖYLE BİR HİKÂYE
Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri:
– Atikali, Atikali! diye bağırdı.
Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
Doğru yolun,güzel kanaatlerin maskeleri.Bugün artık pençesine düşmüş olduğun şey hakkında yirmi beş yıldır hiç mi bir şey anlamadın?Kendi tarihinde hiç mi çatlaklık,zayıf nokta görmedin?
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Leonardo gibi Walt Disney de sanatına gizli mesajlar ve semboller yerleştirmeye bayılırdı. Eğitimli bir simgebilimci, eski Disney filmlerini seyrederken bir kinaye ve mecaz yağmuruna tutulduğunu hissederdi.
Disney'in çoğu gizli mesajı din, pagan mitleri ve eziyet gören tanrıça hikâyeleriyle ilgili olurdu. Disney'in Sinderella, Uyuyan Güzel ve Pamuk Prenses gibi masalları yeniden ele alması bir tesadüf değildi -hepsi de kutsal dişinin hapsedilmesini anlatıyordu. Ayrıca Pamuk Prenses'teki sembolik elmanın -zehirli elmadan ısırık alan prensesin kendinden geçmesi- Havva'nın Cennet Bahçesi'nden kovulmasına açık bir gönderme olduğunu anlamak pek de zor değildi. Uyuyan Güzel'deki Prenses Aurora ise -şifreli ismi "Gül" idi ve onu kötü cadıdan korumak için ormanın derinliklerinde saklanıyordu- çocuklar için yazılmış bir Kâse hikâyesiydi.
Sayfa 289 - Altın Kitaplar Yayınevi, 10. Basım / Şubat 2004Kitabı okudu
İnsan “güzel” olarak doğar. Büyüdükçe kendini büyük zannedenlerin oturduğu tahtları sallamaya başlar. Minik güzeli kontrol edemeyen ve onun farklılığından rahatsız olan büyüklerse dev, öcü, cin ve peri gibi hayali canavarlarla onu uyutmaya çalışırlar. Pes etmeyip bunların karşısında direnen minik güzel büyüdükçe bu sefer okulda disiplin, not korkusu; çevresindeyse gelenek, görenek, ayıp gibi gözle görünmediği halde çok güçlü olan silahlarla sindirilmeye çalışılır. Üzülerek ifâde ediyorum ki; güzel doğanların büyük bir çoğunluğu daha gençlik çağına gelmeden bu etmenlere teslim olur ve uykuya dalar...
Uyuyan Güzel masallarına inanmam ben. İnansam bile uyuyan Güzel olamayacağımı bilirim. Hangi prens dikenli çalıları yarıp da bana gelecek? kaldı ki o prensler de düzmece prenslerdir.
Rıhtımda uyuyan gemi
Hatırladın mı engini,
Sert dalgaları, yosunu,
Suların uğultusunu...
Nolur bir sabah saati
Çağırsa bizi sonsuzluk,
Birden demir alsa gemi
Başlasa güzel yolculuk.
Yırtılan yelkenler gibi
Enginle baş başa kalsak
Ve bir şafak serinliği
İçinde uykuya dalsak.
Rıhtımda uyuyan gemi
Hatırladın mı engini
Gidip de gelmeyenleri
Beyhude bekleyenleri...