Teneke
Emekli olmasına az kalmış olan Resul Efendi istifadan vazgeçince. köylüler Ankara yönetime telgraf çektiler.Ankara Yönetimi sesi duyunca; Resul Efendiyi başka köye tayin yaptılar. Karısı: Durumu öğrenince Uyy! Uyyy! beddua etti
Sayfa 11 - ykkKitabı okudu
Namazı spor olsun diye kılmak istemiyorum...” Uyy, yesinler seni! Sen, beni değil kendini kandırıyorsun. Bir kere namaz kılıp, onu tüm iliklerine kadar hissedebileceğini mi san­dın, haşa sen Hz. Ali misin? Peygamber misin?
Reklam
Peygamberlerin siyah gözlükleri, son model ciks arabaları, düzgün fizikleri yoktu ama onlar sağlam ve faydalı öğretileriyle binlerce yıla damga vurdular. Peşine düştüğün dava ne kadar büyükse, sen de o kadar yaralanırsın. Toz, toprak içinde kalırsın. Yüzün sürtünür. Dalga geçerler, alay ederler, taşlarlar. Davası büyük olanın lokması küçük olmalıdır. Bir deve gibi suyunu hörgücünde taşıyıp deve dikeniyle beslenerek yolumuzu aşmaya gayret etmeliyiz! Kafamızı yormamız gereken kısım burasıdır. Kişisel gelişim kitaplarına bakarak karizma sahibi olunmaz. Karizma, Allah'ın bize verdiği güzel bir noktaya vurgu yaparak dikkat çekmektir ki zaten onu siz elinizde olmadan yaparsınız. Doğru bildiği yolda durup dinlenmeden direnenler bir gün elbet kazanırlar. Hep kazandılar. Hep kazanacaklar. "Bende karizma yok abi." diye kandırma kendini ya da "Sende karizma yok." diyenlere kulak asma, işine bak. Hepsi fasa fiso... Bir kez kazanmaya gör; burnundaki sümükten, kepçe kulaklarına kadar karizmatik olarak algılanırsın. Sen de oturup gülersin onlara. E mi benim cücüğüm... Uyy, yerim ben seni.
Sayfa 172Kitabı okudu
"Damat nerde damat?!" diye bağırdı bir adam. Bu adamı tanımıyordum fakat Gökhan tanıyor olmalıydı. "Damat ve horon?" dedi Gökhan, kahkaha atarak. Bunun üzerine adam daha çok kahkaha atmıştı ve saniyeler içinde yarım dairemizden çıkarak horonu terk etti. "Uyy!" diye bağırdı Bülent, şaşkınlıkla. Önce ona, sonra da gerek yarım dairemizdeki gerek de yarım dairemizi izleyen onlarca insanın baktığı yöne, yarım dairenin sağ başına çevirdim bakışlarımı; damat, horona girmişti. Ve öyle bir girmişti ki; buraya neden ve nasıl girdiğini sorguluyor, oldukça hoşnutsuz duruyor ama ayıp olmasın diye gülümsüyor ve mecburen olsa da horona ayak uydurmaktan geri kalmıyordu.
Sayfa 227Kitabı okudu
yöresel beddualar :)
"uyy, başan başından büyük daşlar yağa! Tenekeyle oynama! "uyy, geberesen,gidesen! görmisen! Pasli nal mığhına basmışsan. "uyy, cehnem ataşında kömür kimi yanasın! Ula, ataş elle tutulur?
Sayfa 18
Mercedes yıldızı gerçekten yok arabanın önünde Uyy, uy... Aman Balkız, nerde bizim yıldız? Ne yaptık onu? Kime kaptırdık? Bizim şerefimiz o. Biz onsuz edemeyiz
Sayfa 68 - BayramKitabı okudu
Reklam
Namaz kılmayan adamlar hiç kimsenin namazını beğenmezler. Namaz kılmamaktaki en büyük bahaneleri şudur: "Ben namazı spor olarak kılmak istemiyorum abi..." Uyy, yesinler seni! :)
Sayfa 49
Uyy uşağum;)
Uykuyu kaçırdığı açıklamasıyla hareket edenlere, uykudan mahrum kalmanın çaydan mahrum kalmaktan daha iyi olduğunu söylüyordum.
Sayfa 101Kitabı okudu
Meydanda bir kalabalık vardı, kardaşım, uyy... aman kalabalık! Meydan bağırdı, ben bağırdım: "—Somadeva! Somadeva! Kavga sonuna kadar kav—ga!..."
Sayfa 64 - İKİNCİ KISIM BİRİNCİ BAPKitabı okudu
bir nebze uyy-ku için kıyabilirim bazılarına
Sayfa 83 - İzdiham YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“O kadarla kalsa iyi; daha neler neler... Eve bir kötülük geldiğini sezdiği anda hemen leylek pisliği bulur, yakarak bütün evi tütsülerdi. Ona göre kötülükler leylek gibi uçup giderdi evden. Belki de giderdi, ne bileyim. Bizi güldürmek gibi bir niyeti yoktu ama her sözüne gülünüyordu büyükannemin. Bazen beni oturturdu yanına, gazeteyi elime verip, ‘Oku bakayim, kim kimi saplamiş?’ diyordu. Kim kimi saplamiş! Medyanın özeti değil mi bu? Bir gün ‘Büyükanne’ dedim, ‘bizim mahalleye yakın bir yerde bir kadını kocası vurmuş.’ ‘Neresinden vurmişlar?’ diye sordu; ‘İki kaşının arasından’ dedim; ‘uyy Allah korumiş kadinin gozuni’ demez mi? Gel de gülme, elindeyse gülme.”
Sayfa 225 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Meydanda bir kalabalık vardı, kardaşım, uyy, aman kalabalık. Dalgalı, karanlık bir suya düşmüşüm gibi beni sardı, kardaşım, bu yaman kalabalık.
Sayfa 65 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Ben, namazı spor olsun diye kılmak istemiyorum...” Uyy, yesinler seni! Sen, beni değil kendini kandırıyorsun. Bir kere namaz kılıp, onu tüm iliklerine kadar hissedebileceğini mi san­dın, haşa sen Hz. Ali misin? Peygamber misin? Namaz, Arap dilinde kavuşma, boyun eğmedir. Bize düşen ezanı duyunca namazı kılmak... İdeal bir namazın peşine düşersek çok bekleriz, o nasip me­ selesidir. Biz, şimdilik kütük vücudumuzu Rabbin önünde eğip bükerek beden eğitiminden geçelim yeter. Gerisi Allah Kerim!
Peygamberlerin siyah gözlükleri, son model ciks arabaları, düzgün fizikleri yoktu ama onlar, sağlam ve faydalı öğretileriyle binlerce yıla damga vurdular. Peşine düştüğün dava ne kadar büyükse, sen de o kadar yaralanırsın. Toz, toprak içinde kalırsın. Yüzün sürtünür. Dalga geçerler, alay ederler, taşlarlar. Davası büyük olanın lokması küçük olmalıdır. Bir deve gibi suyunu hörgücünde taşıyıp deve dikeniyle beslenerek yolumuzu aşmaya gayret etmeliyiz! Kafamızı yormamız gereken kısım burasıdır. Kişisel gelişim kitaplarına bakarak karizma sahibi olunmaz. Karizma, Allah'ın bize verdiği güzel bir noktaya vurgu yaparak dikkat çekmektir ki zaten onu siz elinizde olmadan yaparsınız. Doğru bildiği yolda durup dinlenmeden direnenler bir gün elbet kazanırlar. Hep kazandılar. Hep kazanacaklar. "Bende karizma yok abi." diye kandırma kendini ya da "Sende karizma yok." diyenlere kulak asma, işine bak. Hepsi fasa fiso... Bir kez kazanmaya gör; burnundaki sümükten, kepçe kulaklarına kadar karizmatik olarak algılanırsın. Sen de oturup gülersin onlara. E mi benim cücüğüm... Uyy, yerim ben seni.
Resim