Bazen deliliğim başlıyor. Uzağa, çok uzağa, kendimi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok olmak istiyorum.
Sayfa 17 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Doğu ve Batı
“Batı’da insanların kökü birdir. Dalları gelişir. Kökten bağlı olanlar, sosyal düzen tarafından birbirine benzer hallere sokulmuş insanlardır. Ancak bunlar büyüyüp gelişir ve ayakları sosyal güvenlik numaralarına saplanmışken elleriyle gidebildikleri kadar uzağa yükselirler. Oysa Doğu, kapalıdır. Kök ve dallar birlikte yaşar. Bunun nedeni, dalları koruyacak tarafsız bir sosyal düzeneğin olmamasıdır. Dal, ancak köküne yakınsa yaşar. Otuz beş kişilik aileler, tek evin içinde birlikte ölür. Evden kaçılmaz. Çünkü bu deliliktir. Evden kaçanı kimse koruyamaz. Batı’daysa evden kaçmak, gelişmenin tek yoludur. Aslında her ne kadar Doğu doğaya daha yakınmış gibi dursa da, hayvanların yavrularıyla ilişkileri düşünüldüğünde Batı toprağa çok daha yakındır. Toplumların bir el olduğunu düşünürsek, Batı’da eller açıktır. Avuç toplum, parmaklar bireydir. Doğu’daysa eller yumruk olmuştur. Bu yüzden, Doğulularla savaşmak için hepsini birden yok etmek gerekir. Yumruk bilekten kesilmelidir. Batılılarsa, parmak kırar gibi tek tek alt edilmelidir. Parmaklar teker teker kesilmelidir. Size, sen diyebilir miyim?”
Reklam
Çok uzaklaşma benden kalbim bu kadar uzağa atamaz benii
İnsan çok uzağa gitmiştir Sevgiden uzağa. Acıdan uzağa. Bağıştan uzağa. Soğumuş bir yara... Konuşsa da.
... Birinin de benimle beraber gelmesini isterdim, yüreğimi daha sıcak hisseder, kendime daha çok güvenirdim, iki kişi beraber yürürse, gerekli noktaları biri görmezse öbürü görür, yalnız iken de insan sezinleyebilir, ama görüşü çok uzağa gidemez, sezgisi biraz kısa kalır.
Bazı şeyler şeffaf olduğunda daha gizemli görünür. Evrenin kendisi de şeffaftır; gözlerin yeterince keskinse istediğin kadar uzağı görebilirsin. Ama ne kadar uzağa bakarsan o kadar çok gizemli bir hal alır.
Reklam
Ne kadar uzağa gittiğini bilmiyorsan, çok uzaktır.
Sayfa 225Kitabı okudu
Adam koşmakta hep çok iyiydi, bilhassa da gerçeklerden uzağa koşmakta.
Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna! Ben toplumun bir mikrobu olmuşum, zarar veren bir varlık. Başkaları­nın sırtına yük. Bazen deliliğim başlıyor. Uzağa, çok uzağa, kendi­mi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok ol­mak istiyorum.
"Eğer kaybedecek çok şeyin varsa, o kadar da uzağa kaçamıyorsun. "
Reklam
İnsan çok uzağa gitmiştir Sevgiden uzağa. Acıdan uzağa. Bağıştan uzağa. Soğumuş bir yara... Konuşsa da.
Sayfa 51 - KırmızıkediKitabı okudu
Acıyı bulmak için genellikle çok da uzağa gitmeye gerek yoktur.
En parlak yıldızlar Güneş'ten çok daha ağır ve mavi- beyaz renktedirler. Bununla birlikte bu kadar ağır olmalarından dolayı kısa ömürlüdürler ve yaklaşık 10 milyon yıl içinde yakıtlarını tüketirler. Spiral kolları izleyen mavi-beyaz yıldızlar gençtir çünkü buna benzer yıldızlar asla yaşlanmazlar. Doğdukları yerden uzağa hareket edecek zaman bulamazlar ve bazıları yıldızlararası çorbayı zenginleştiren supernova patlamalarıyla yaşama veda eder. Bu kadar parlak olmayan daha küçük yıldızlar, çöküp parlak yıldızları oluşturan aynı gaz ve toz bulutlarından meydana gelir, ama büyük mavi-beyaz yıldızlar ortadan kaybolduktan çok sonra da Galaksi etrafındaki yollarına uzun süre sessizce devam ederler. Güneşimiz yalnızca Samanyolu topluluğunun böyle sessiz bir üyesidir.
Bazı şeyler şeffaf olduğunda daha gizemli görünür. Evrenin kendisi de şeffaftır; gözlerin yeterince keskinse istediğin kadar uzağı görebilirsin. Ama ne kadar uzağa bakarsan o kadar çok gizemli bir hal alır
Sayfa 135Kitabı okudu
bana bakmamak için gözlerini kapatıyordun... Zaten çok az bakıyordun bana, o hep yanılıp giden bakışlama, benden uzağa, benden uzağa...
Sayfa 43 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Resim