320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Aşkı yaşamak mı , hissetmek mi ?
Hayata bakış açımızı değişik bir taraftan bakarak , insanların arasında olup belki gördüğümüz belki görmediğimiz belki de görmekten kaçtığımız bir fahişenin başına gelen aşk hikayesine tanıklık ediyoruz . İnsan sevemez mi ? Aşık olamaz mı ? Sorularının muhatabı o kadar önemli ki ... Bir ailenin kızından söz ediyorsak tabii ki sever , sevdiği ile evlenir deyip yuva kurmalarını bile sağlarız . Peki ya diğer türlü yaşam tarzında olanlar . Onların içinde bir aşk olduğuna inanmak bu kadar mı zor gelir insana . Yaşamlar, kariyerler , mevki makam , insan ne der düşüncesi ile yaşanan bir aşkın gölgesinde kalan iki insan . Biri metres hayatında olan bir kadın diğeri okuyup makam sahibi olmaya çalışan bir erkek . Ve aileleri . Her şey bir mutluluk kadar yakın , bir mutluluk kadar uzak birkadar uzak bir hayal . Her iki tarafında kendince haklı olduğu yerler var . Kitabı okuyunca haksız diyemiyoruz zaten . Ve aşk acısı ... tamamıyla gerçek olan olan gözle görülen bir acı kalıyor ortada . Okurken özellikle sonlara doğru çok duygulandım . Yaşanan her şey bir etki bıraktı bende . Okuyanlar bilir , okumayanlar varsa bir şans vermeli . İyi okumalar .
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Martı Yayınları · 201217,5bin okunma
Pişmanlığını duymayacağım bundan böyle bir madencinin güneşten alabildiğine uzak ve karanlığın bağırsağında geçen hayatını yaşamanın
“Pişmanlığını duymayacağım bundan böyle, bir madencinin güneşten alabildiğine uzak ve karanlığın bağırsağında geçen hayatını yaşamanın.”
Bir gemi gördüm Yağmurları sesini Sessiz durgun akşamlarda duydum En güzel aşklardır uzak yaşamlar Ya yakından nefes alıp hissettiğimiz yaşamımız
136 syf.
·
Puan vermedi
"İyi bir hayat yolu demek, bir insanın hayat bilinmezine kendisini tüm gücüyle fırlatması demektir." . . Şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir. . . Yardım et bana! Söyleyebildiklerimden daha fazlasını anla. . . Merhabalar sevgili kitap dostlarım Bugün sizlere çağımızın hastalığı olan, depresyondan bahsetmek istiyorum... Modern çağın çılgınlıkları, yanlızlaşan yaşamlar, bencilleşen toplum, empati yeteneğini kaybeden gösteriş budalası insanlar, yoğun çalışma temposu, evdeki iş yerindeki sorumluluklar,çoluk çocuk derken depresyonun göbeğine doğru sürükleniyoruz maalesef... . . Peki, nedir bu depresyon? Yazarımız bir paragraf hâlinde çok güzel özetlemiş aslında. Sizlerle paylaşmak istiyorum bu paragrafı... Depresyon ağır bir hayat sınavı. O yüzden tüm depresyona sebep olan etkenler üzerine bilgi sahibi olmak gerek. Depresyon kişinin kendi içindeki sarsıntıları. O sarsıntılar ne kadar uzun ve sürekli olursa kişi o kadar derin bir çıkmazın içine girer. Temeli insan kaynaklı olumsuz olaylara bağlı olarak gelişen depresyon aile içi ve dışında oluşur. . . Depresyon ve buna bağlı etmenleri, başlıklar altında hikayelerle desteklenmiş yazarımız ve bizlere anlaşılır, uygulanır tavsiyeler yüklemiş. Herşeyle baş etmek bu kadar zorken, aradığımız yardım eli bir kitabın sayfalarını çevirmek kadar kolay Depresyondan uzak, huzurlu bir hayat dileğiyle, hepinize şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Kitapla Kalın
Depresyon
DepresyonOya Akbaş · Yediveren Yayınları · 202411 okunma
hayatın sırrı
Görkemli yaşamlar Gösterişli evler . Yolcu muyduk yoksa Ev sahibi mi? . Çoğaldık, büyüdük Yükseldik ve doyumsuzlaştık
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
2024 Okuma Listesi 12. Hafta - 12. Kitap Mine G. Kırıkkanat’ın Kırmızı Kedi Yayınevi Ekim 2023 basımı Sinek Sarayı adlı kitabı 2024’ün 12. kitabıydı. Mine G. Kırıkkanat’la Elif Şafak arasındaki intihal davası ortaya çıktıktan sonra ilgimi çekti. Bit Palas’ı yıllar önce okumuştum. Dünya görüşü olarak Elif Şafak’a çok uzak olmakla birlikte bu
Sinek Sarayı
Sinek SarayıMine G. Kırıkkanat · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2015220 okunma
İnsanlara güvenmeyi de öğrenmeliyim. Ben herkesin bana kötülük yapacağını düşünüyorum. Bu da benim, büyük olasılıkla uzak kalmamam gereken olaylardan ve insanlardan uzak kalmama, uzaklaşmam gereken insanlardan ise kopamamama neden oluyor...
Sayfa 147 - Dharma YayınlarıKitabı okudu
""Herkesin baktığı pencere farklı ne de olsa. Kiminin penceresine korku ve endişe fırtınaları koparken, kiminin penceresi bu fırtınalardan uzak; dingin bir hava yaşıyordu..."
Trakya köylerinde evin başköşesinde durur. İncecik çöplerden yapılmış, minyatür bir Uzak Doğu tapınağını andırır. Üstünü renk renk, küçücük çaput parçaları süsler, rüzgârda kımıl kımıldır. Suyun dibinde balıkların kandığı olta tüyleri gibi, sinek sarayının görevi de sinekleri üstüne çekmektir. vin içindeki sinekler bu kımıl kımıl ince sarayın üstüne toplanırlar, renkli çaput parçalarına, incecik çöplere pislerler. Evin diğer eşyaları, bir ölçüde temiz kalır. Rüzgârda salınan narin gövdesi ve güzelim renkleri ile sinek sarayının gerçekte ne işe yaradığını görmek, insanı hüzünlendirir. Kimi evler ve kimi yaşamlar da sinek saraylarına benzerler. Görevleri temiz olmak değildir, ama boşuna oldukları da söylenemez. Güzellikleri ise bizim hanemize kazanç yazılır.
Sayfa 111 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Altıncı BasımKitabı okudu
Ah bir çocuk olsaydım..
""Kuş olmak ne güzel! Kar taneleri arasında zindan olan yeryüzünden süzülerek didara kanat çırpmak ne güzel. Çocuk olmak ne güzel! Dertten, kederden, hüzünden uzak; yaşının gereği mutluluğu doya doya yaşamak ne güzel. Bu yaşların mutluluğunu izlemek ne güzel."
Yağmurları sesini Sessiz durgun akşamlarda duydum En güzel aşklardır uzak yaşamlar
Dönmek, mümkün mü artık dönmek Onca yollardan sonra Yeniden yollara düşmek Neresi sıla bize, neresi gurbet Al bizi koynuna ipek yolları Üstümüzden geçiyor gökkuşağı Sevdalı bulutlar uçan halılar Uzak değil dünyanın kapıları Neresi sıla bize, neresi gurbet Yollar bize memleket Gitmek, mümkün mü artık gitmek Onca yollardan sonra Yeniden yollara düşmek Neresi sıla bize, neresi gurbet Rakılı akşamlar, gün batımları Çocuk gibi ağlar yaz sarhoşları Olmamış yaşamlar, eksik yarınlar Hatırlatır herşey eski aşkları Neresi sıla bize, neresi gurbet Yollar bize memleket
Murathan Mungan
Murathan Mungan
Ne zormuş insanın sevildiğini sanması. Tırnaklarıyla kazıdığı bir aşkta, tırnak kadar değerinin olmaması... Ben aşkı, kıracağını bile bile kalbini sevdiğine vermek ve bundan hiç gocunmamak olarak bildim. Uğruna ölünebilecek yaşamlar bulmalı ve sırf bunun için bile yaşamayı göze almalıydım. Aldım! Tek taraflı sevdim. Boşluktaki yanımı da ona verdim. Gözlerindeki sığınakta, kendimi kalbimden astım. '' Denize aşık olanlar gel-git'ine katlanır.'' dedim. Gitti ama gelmedi. Bir adım bile yaklaşmadı bana, hep uzakların yakını oldu. Yokluğum belki hatırlanır dedim uzak yerlerden. Ama sevilmeyen hatırlanmıyor, gerçekten yitirilmeden. İnsan neler öğreniyor yaşarken. Mesela aşk acısı kalpte oluşuyor ama asıl yarayı ruh alıyor. Yani sonunda her şarkı bitiyor ama hiçbir şarkı ölmüyor.