Elektromanyetik ve kütleçekimsel dalgalar hakkında:
Evrenin uzak köşelerinden şeyler hakkında bize bilgi getirecek şekilde yolculuk yapabilen yalnızca iki tip dalga mevcuttur: elektromanyetik dalgalar (ışık, X-ışınları, gama ışınları, mikrodalgalar, radyo dalgaları...) ve kütleçekimsel dalgalar. Elektromanyetik dalgalar ışık hızında hareket eden titreşen elektrik ve manyetik kuvvetlerden meydana
Sayfa 19 - Alfa bilim yayınlarıKitabı okudu
"benden birşey beklemeyin!" deyip gidişine
senin olsun ufuklar, uzaktaki o bahar dünyanın bensiz kalan her şeyi senin olsun çektiğin fotoğrafım evde mahzenin olsun bensizliğimle tüket en güzel yıllarını bensizliğim doldursun bir ömür kollarını saâdet sanıyorsun dünyada bensizliği oysa ben hep firavun bilmişim sensizliği götür avuçlarında hayatımı gülüm, git kalsın bana ayrılık
Sayfa 66 - BİREY YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
Bazan camın yeşilimsi sonsuzluğunda en uzaktaki Orhan’ı bulmaya çalışırdım. Bazan taklitçi görüntülerimin, elimin ya da başımın bir hareketini aynı anda değil de, benden küçücük bir an sonra taklit ettiklerini görebildiğimi sanırdım. En ürperticisi, yanaklarımı şişirip, kaşlarımı çatıp, dilimi çıkarıp yüzümle oynarken ya da aynalar içindeki yüzlerce Orhan’dan bir köşedeki sekizine, onuna dikkat ederken varlığını unuttuğum kendi kollarımın, parmaklarımın kendiliğinden yapıverdiği basit bir hareketi, aynalar denizinin yeşilimsi derinliklerinde bir yerdeki on- on beş küçük Orhan’ın aynı anda taklit etmesi, ama elimin o hareketi yaptığının bilincinde olmadığım için bir an uzaktaki küçük Orhan’lardan bir takımın aralarında anlaşıp artık kendi kendilerine hareket ettiklerini sanmamdı. Önce ürperir, bunun da bir yanılsama olduğunu aklımın şakadan anlamayan yanıyla kabul ettikten sonra aynı korkuya yeniden kapılmak için oyuna devam ederdim. Daha sonra, aynaları yalnızca birer parmak yerlerinden oynatıp açılarını değiştirmem bu sefer beni bambaşka bir Orhan’lar dizisiyle karşı karşıya bırakırdı. Tıpkı bir an odak noktasını şaşıran bir fotoğraf makinesinin göz deliğinden bakar gibi, bu yeni sonsuz Orhan’lar arasında ilk ve en yakın görüntünün yerini ve kendi asıl yerimi (sanki onu da kaybetmişim gibi) bir an çaresizlikle aramaktan hoşlanırdım.