. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler -çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin- edilmedik dönemeçleri ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan kudretli topraklar -tümü, beni her zaman atlatan seni anlamlandırmak için içimden yükselirler. Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim bahçelersin sen. Bir kır evinde açık bir pencere-, ve sen daha yeni atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli karşılamak için beni. Rastgele geçtiğim sokaklar,- sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun. Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş geri verirlerdi benim çok ani hayalimi. Kim bilir? belki de aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de ayrı ayrı, dün akşam.
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke
Reklam
Sen daha başından
daima hasretle seyrettiğim bahçelersin sen Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler - - çok uzaktaki derinliğine hissedilen
Sen Daha Başından Rainer Maria Rilke Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni
Sen daha başından
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler -çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin- edilmedik dönemeçleri ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan kudretli topraklar -tümü, beni her zaman atlatan seni anlamlandırmak için içimden yükselirler. Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim bahçelersin sen. Bir kır evinde açık bir pencere-, ve sen daha yeni atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli karşılamak için beni. Rastgele geçtiğim sokaklar,- sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun. Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş geri verirlerdi benim çok ani hayalimi. Kim bilir? belki de aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de ayrı ayrı, dün akşam.
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke
belki de  aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de...
sen daha başından Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili,  sen yitirilmiş olan daha başından,  senin hangi şarkılar gider hoşuna  hiç öğrenemedim. Vazgeçtim ben seni  gelecek anın kabaran dalgaları içinde  tanımaya çabalamaktan. İçimdeki  tüm uçsuz bucaksız imgeler - - çok uzaktaki  derinliğine hissedilen peyzaj,  şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin-  edimedik dönemeçleri  ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan  kudretli topraklar - -  tümü, beni her zaman atlatan seni  anlamlandırmak için içimden yükselirler.  Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim  bahçelersin sen. Bir kır evinde  açık bir pencere - -, ve sen daha yeni  atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli  karşılamak için beni. Rast gele geçtiğim sokaklar, - -  sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun.  Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş  olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş  geri verirlerdi benim çok ani hayalimi.  Kim bilir? belki de  aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de  ayrı ayrı, dün akşam.
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke
Reklam
Sen daha başından
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vazgeçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler, çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin edilmedik
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vazgeçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler -çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin- edilmedik dönemeçleri ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan kudretli topraklar -tümü, beni her zaman atlatan seni anlamlandırmak için içimden yükselirler. Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim bahçelersin sen. Bir kır evinde açık bir pencere-, ve sen daha yeni atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli karşılamak için beni. Rastgele geçtiğim sokaklar,- sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun. Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş geri verirlerdi benim çok ani hayalimi. Kim bilir? belki de aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de ayrı ayrı, dün akşam.
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke
Sen Daha Başından Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler - - çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların
"benden birşey beklemeyin!" deyip gidişine
senin olsun ufuklar, uzaktaki o bahar dünyanın bensiz kalan her şeyi senin olsun çektiğin fotoğrafım evde mahzenin olsun bensizliğimle tüket en güzel yıllarını bensizliğim doldursun bir ömür kollarını saâdet sanıyorsun dünyada bensizliği oysa ben hep firavun bilmişim sensizliği götür avuçlarında hayatımı gülüm, git kalsın bana ayrılık
Sayfa 66 - BİREY YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
Rainer Maria Rilke-Sen Daha Başından
kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vazgeçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler – – çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin edilmedik
Yıllar önce tanıştığım bu şiir kaybolsun istemedim.
Şimdi güz geldi bizim buralara Sararmış yapraklarını döküyor ağaçlar. Çağrısız savruk rüzgar sokaklarda Hüzündür bütün renkler şimdi Enya Hüzündür renkler Sessizce akıyor ırmak. Sararmış sazlıkların arasından düşleriyle Eylül Enya o sonsuz hüzün Eylü’le aşkların yaprak dökümü Denmiş isede sen sakın inanma buna Eylül Kardelen’dir Eylül Kardelen’dir
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, sen yitirilmiş olan daha başından, senin hangi şarkılar gider hoşuna hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni gelecek anın kabaran dalgaları içinde tanımaya çabalamaktan. İçimdeki tüm uçsuz bucaksız imgeler -- çok uzaktaki derinliğine hissedilen peyzaj, şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin edimedik dönemeçleri ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan kudretli topraklar tümü, beni her zaman atlatan seni anlamlandırmak için içimden yükselirler. Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim bahçelersin sen. Bir kır evinde açık bir pencere --, ve sen daha yeni atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli karşılamak için beni. Rast gele geçtiğim sokaklar, - sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun. Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş geri verirlerdi benim çok ani hayalimi.Kim bilir? belki de aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de ayrı ayrı, dün akşam. Rainer Maria Rilke
Bazan camın yeşilimsi sonsuzluğunda en uzaktaki Orhan’ı bulmaya çalışırdım. Bazan taklitçi görüntülerimin, elimin ya da başımın bir hareketini aynı anda değil de, benden küçücük bir an sonra taklit ettiklerini görebildiğimi sanırdım. En ürperticisi, yanaklarımı şişirip, kaşlarımı çatıp, dilimi çıkarıp yüzümle oynarken ya da aynalar içindeki yüzlerce Orhan’dan bir köşedeki sekizine, onuna dikkat ederken varlığını unuttuğum kendi kollarımın, parmaklarımın kendiliğinden yapıverdiği basit bir hareketi, aynalar denizinin yeşilimsi derinliklerinde bir yerdeki on- on beş küçük Orhan’ın aynı anda taklit etmesi, ama elimin o hareketi yaptığının bilincinde olmadığım için bir an uzaktaki küçük Orhan’lardan bir takımın aralarında anlaşıp artık kendi kendilerine hareket ettiklerini sanmamdı. Önce ürperir, bunun da bir yanılsama olduğunu aklımın şakadan anlamayan yanıyla kabul ettikten sonra aynı korkuya yeniden kapılmak için oyuna devam ederdim. Daha sonra, aynaları yalnızca birer parmak yerlerinden oynatıp açılarını değiştirmem bu sefer beni bambaşka bir Orhan’lar dizisiyle karşı karşıya bırakırdı. Tıpkı bir an odak noktasını şaşıran bir fotoğraf makinesinin göz deliğinden bakar gibi, bu yeni sonsuz Orhan’lar arasında ilk ve en yakın görüntünün yerini ve kendi asıl yerimi (sanki onu da kaybetmişim gibi) bir an çaresizlikle aramaktan hoşlanırdım.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.