Aşk ve tutku ile sarmalanmış, duygu dolu bir FMArsal başucu kitabı daha… Aşkı yazan adamdan yüreğinize kadar hissedeceğiniz aşk dolu bir roman daha… Bir sayfasında hüzünlenip gözleriniz dolarken, birkaç sayfa sonra size kahkaha attıracak bir FMArsal klasiği daha…
Turgut Ataman siyah saçlı, gri gözlü, karizmatik, sıklıkla gülümseyen, inatçı,
Erdal ..
Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce.
Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan.
Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı – Cemal Süreyya
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Ben seni severim aslında da; düzenim bozulur diye korkuyorum. durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar. sinemaya gitmeye, ele ele tutuşmaya falan kalkarız..işin yoksa; saçına bak, parfüm sık. küsmesi, barışması, ayılması, bayılması.
ona baktın, bunu süzdün tafraları. hatta; eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması..
Bu kadar ceremeye ne gerek var
Uzaktan seveyim seni uzaktan...
Ali Lidar
Yedi adam biri bir gün
bir aşk bir gün
gereğini belledi
ölüm girse koynuna
Ayırmaz aşkı yanından
Beyaz haberlerim oluşuyor kardeşlerim
Daha ne kadar saklanabilirdik seninle:
Yaylalardan nasıl geçtik
Çobanlara yetişemedik ama uzaktan
zahmetsiz ve hiç kimseye değil gibi konuşan ağızlardan
Ne bilge sözler dinledik
Sığındığımız
Ve içinde saçlarımız göle girmiş ıslanan
O dev O kabul eden O sizin veren mağaralar
Yine açık yine buyur’lu
Çekildi üstümüzden. -Çalıların
Bilen duruşlarıyla karşılaşırdık koşuşurken gizlilere
Tüm zarafetiyle,naifliğiyle yaşanan bir aşk..Yıllar yılı uzaktan uzağa içinde fırtınalar kopartırcasına...Edebiyatımızın en ünlü kitaplarından..Yazarının değeri hiç bilinmedi maalesef.Siyasi kişiliğine karşı durup çok güzel eserler veren bu adamı sindirdik.Saçma sapan her şeyin filmi yapılırken bu kitap için niye bu kadar geç kalındı?
Sinan Akyüz'ün birçok kitabından farklı olarak bu tarih içeren bir roman. Srebrenista'yı çok acı tecrübe ediyorsunuz uzaktan uzağa. Diğer kitaplarında genel olarak Orta Doğu'ya uzanan bir aşk hikayesinden farklı olarak savaşın içinde bir aşk hikayesine de tanık oluyoruz . Keyifli okumalar.
GESİ BAĞLARI TÜRKÜSÜ:
Eski zamanlarda bir yerden bir yere gidip gelmenin zorluğu malûm. Öyle bir zamanda Gesi`ye uzaktan getirilen bir gelinin ruh halini, dramını yansıtıyor bu türkü. Türkünün hikâyesinin birçok varyantları olmakla birlikte, biz müşterekliklerin ortaya koyduğunu, toparladığımız kadarıyla hikâyesiyle berâber Gesi Bağları Türküsünü sizlere sunmaya çalışacağız:
Aşk, sevgi, ölüm, ayrılık, gurbet, sıla özlemi, yalnızlık, haber gönderememe ve haber alamama; tabiatın yeşillenmesi, güllerin renk renk açılması, gül ve çiçeklerin devşirilmesi; bülbüllerin feryat ve figanı; inişli çıkışlı merdivenler, tarlalar, bağlar, bahçeler ve buralarda çalışanların duygularını, gönüllerinde barındıran Kayseri ve Gesi Sâkinleri, bu türküye kendi özünden bir şeyler katıyor, kendinden sonrakilere yolluyor… Böyle olduğu için türkünün sonu yok; devam ediyor, yeni ve orjinal katkılarla zenginleşiyor, belki daha da güzelleşiyor…
Kendi sürgünlüğümü anımsatıyor şimdi
Ne zaman bir gemi yanaşsa rıhtıma
Ve bir bırakılmışlık duygusu salıyor içime,
Kıyıdan uzaklaşıp giden her yelkenli...
Belki mutluydum dostlarım, evet belki
Ama gençliğimin tüm o gecelerinden
Ne kaldı ki elimde!
Bütün içtiklerimden,
Sonsuz bir susuzluk yalnızca
Ve tüm sarılmalardan
Beceriksiz iki kol kaldı geriye...
1
Van Allen kuşağı gibi sev beni
Vay canına desin herkes
Biz böyle aşk görmedik desinler
2
Alamut Kalesi’nden yola çıkmış gibi sev
Bütün kızlar korkup kaçsın esas kız gibi sev
Hüzünlü bakmak için poz veren şair fotoğrafına değil
Cüzdanında sakladığın fotoğrafıma bakar gibi sev
Bırak gözleri buğulu kızlar onları sevsin
Sen en buğulu gözlerinle