Geçen gün instagramda Zeki Demirkubuz’un bir röportajında, içime işleyen çok hoş ama çok da acı bir kesite denk geldim;
“… istemiyorum ya bu kadar basit. Arzularıma rağmen, deli gibi istememe rağmen bazı şeyleri, istemiyorum. Bu, böyle olmalı.”
Ne güzel bir vazgeçiş.
Aynı anda hem çok üzdü hem de çok şey düşündürdü bu cümleleri. Ne kadar anlatamasa da hepimiz kendimizden çok şey bulup cümlelerine binlerce anlam kattık.
Bazen insan çok istediği bir şeyi kimi zaman hevesi geçtiği için kimi zaman da arzuladığı şeyi eskisi gibi bulamayacağını bildiği için istemez. Bu böyle olmalıdır.
“…
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
başından başlayabilirim. “
Kanla Kirlenmiş Evrak,
Uyuyan Güzel
İpek dokumak için çok küçüktü,
bu onu üzdü; ölü gibi yattı,
yıllar önce daha anne sütü emerken kâhinlerin söylediği gibi.
Ama peri masalına yakışacak şekilde
Sarışın ve kötü ruhlu Prens Willy çıkageldi Korudan geçip şatoya ulaştı
ve onu solgun ve zayıf yanaklarından öptü.
Anne babası derin uykudaydı,
yatağın yaylarının gıcırdadığını duymuş olmalılar; gözlerine inanamadılar
Prens’e acı içinde yalvardılar:
“Lütfen yeni bir hayata yol açmayın, efendim. ”
Artık ona saldırmaktan vazgeçin, onu uyandırın yeter.
Şair Driek van Wissen’in çift anlamlı sözleri (bir bölümü kaçınılmaz olarak kayboluyor çeviride) olmasa bile “Uyuyan Güzel” masalı, büyüyen bir kızın kaderinin şiirsel bir anlatımıdır.
Ayrılıklar mıdır bir insanı gelecek üzerine tezler üretmeye sürükleyen? Varsayımlar yüzünden çok şey kaybettik. Birbirimize fazla zaman ayırdık. Mesajları alamadık; mesajlar bize ulaşmadı. Çocuksu aşklarla yetindik. Bir şeyler yoluna girer sandık. İçimizden böcek çıktı! Aydınlık bizi üzdü.
(Spoiler olacak)
İlk kitaptan çok daha güzeldi, iyiydi. En azından ilk kitapta geçen ergen havalar Celaena'nın peşini bırakmıştı; daha olgundu. Bu kitapta ikinci bir Tamlin vakası sezdim. O Tamlin de Chaol oldu. Chaol'u seviyorum ben. Arada yanlışlar yaptı ama her karakter yanlış yapar. İleride daha çok yapacağının spoilerini aldım maalesef. Bu yüzden de ikinci bir Tamlin vakası hatta birinci Tamlin vakası gibi Chaol karakteri.
Bu kitapta Chaol daha ön plandaydı. Archer keşke hemen ölse de kurtulsam dedim. Hiç sevmedim. Nehemia'nın ölmesi beni üzdü. Chaol ve Dorian'ın ayrılacak olması da öyle...
Bu kitapta gizemler yavaş yavaş açığa çıkmaya başladı. Aelin aslında Celaena idi, bunu biliyordum. Yani okurken şaşırmadım. Ama güzel bir sondu.
Üçüncü kitapta Rowan gelecek, onu da biliyorum ve umarım severim. Bundan dört yıl önce okuduğumda pek ısınamamıştım. Ama bakalım... Artık ne çıkarsa...
Celaena'nın güçlü olmasını seviyorum. Ve dilerim üçüncü kitaptan da ikinci kitaptaki gibi aynı heyecan hazzını alırım.
Karanlık TaçSarah J. Maas · DEX · 20171,999 okunma
Dili çok akıcı.
Bu tarz filmlere fazla maruz kalmaktan mı bilmiyorum ama sonunu tahmin edebilmek beni üzdü (: daha bi çarpılmak ters köşe olmak isterdim.
Arayışları olan bir gencin iç dünyasına yolculuğu. Aileden kopup kimliği bulma çırpınışları.
Bu zorlu keşfin, psikolojisine yansımaları..
Herkesin hayatının bir döneminde bir Demian’ı olmuştur belki de, kim bilir..
DemianHermann Hesse · Can Yayınları · 20215,2bin okunma
Merhabalar,
Karanlıklar Çağı temeli gerçekten sağlam olan bir kitap yani kitabı okurken aklınızda o dünya ile alakalı pek bir soru kalmıyor. Kitap hakkında söyleyebileceğim bana göre kötü olan bir kaç nokta var. Fantastik kitapların daha olay ağırlıklı olup fazla betimleme yapılmamasının daha iyi olduğunu düşünüyorum. Kitapta betimlemeler oldukça fazla benim açımdan ancak eğer çok sıkılmıyorsanız bu herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir sizin için. Kitap karakterler üzerinden anlatılsada ilahi bakış açısı ile anlatılmış.
Benim en sevdiğim karakter Ephyra'ydı ve onun az bölümünü okumak açıkçası beni biraz üzdü. Yani diğer karakterlere ikişer üçer bölüm verilirken ona bazen 30-40 safyada (özellikle sonlarda) 2-3 sayfalık bir kaç bölüm verilmişti. Bu durum Beru içinde geçerli onunda kitapta sadece 5-6 bölümü vardı.
Bunlar dışında kitap oldukça güzeldi. Buraya konusunu spoiler vermeden yazmak isterdim ancak kitap farklı bir karaktere döndüğünde genel konu değişiyor ve benim bunları ileriki bölümler hakkında spoiler vermeden anlatmam oldukça zor.
Ancak size sadece şunu diyebilirim ki eğer fantastik seviyoraanız bence okuduğunuza değecektir ve size tavsiyem ~hiç bir karaktere güvenmeyin.~ Çünkü gerçekleri ve bazı karakterler arasındaki bağları öğrendiğinizde oldukça şaşıracaksınız.
Son olarak da demeliyim ki kitabın sonu açık uçlu yani evet o anki olay bitiyor ama beklediğiniz son gerçekleşmiyor ve Asıl konu bir açıklığa kavuşmuyor. Bildiğim kadarıyla ikinci kitap hakkında bir açıklaam yok ancak ikinci bir kitabın çıkmasının çok daha iyi olacağı görüşündeyim.
Karanlıklar ÇağıKaty Rose Pool · Epsilon Yayınevi · 202310 okunma
“Sevmek insanca bir şey, ancak insanca sevmeyi bilmek lazım!” diyen Werther’in insanca sevmeyi başaramayıp hayatına son vermesiyle biten acıklı bir eserdi.
Üzdü…
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120bin okunma
Canan Tan… Türk edebiyatının yalın, anlaşılması kolay, hayatın içinden dersler veren ismi. Seneler önce Piraye kitabı ile tanıdığım üzerimde oldukça vurucu etkiler bırakan hayatın içinden öyküsü ile beni etkilemişti. Eroinle Dans kitabını da çok başarılı buldum; özellikle okuyucuya verilmek istenen mesaj çok güzel aktarılmış. Bir oturuşta okunabilecek bir hikaye… Baş karakterimiz Eylül ve Dünya’nın dostluğu beni etkilediği kadar yer yer üzdü, güldürdü, hüzünlendirdi. Güzel bir okumaydı, teşekkürler Canan Tan!
Eroinle DansCanan Tan · Altın Kitaplar · 201219,2bin okunma
Bu Didem Madak'dan okuduğum ilk şiir kitabıydı ve ölmeden önce son kitabı olması beni derinden üzdü. Daha çok genç yaşta kaybettiğimiz bu şairin şiirlerinin dili gündelik dilden argoya, sokağın diline dönüşüyor. Tarzı öyküleme biçimindedir. Konusu, Pulbiber Mahallesi’nde modern olanlarla “ötekilerin” bir arada yaşadıkları bir İstanbul mahallesini konu edinir. İstanbul’un kozmopolit yapısı içinde yaşamaya mecbur olan farklı kesimlerin yaşantısını şiirlerine taşır. Kent insanın bunalımlarını, isyanlarını başarı ile anlatan şiirlerdir bunlar. Ve bu kitap “Eyvallah” kelimesiyle sona erer. Kendince, okuruyla vedalaşır. Sınav haftam olduğu için okuması biraz uzun sürse de çok sevdiğim bir kitap oldu. Diğer kitaplarını da okuyacağım.
İkinci kitaba gerek var mıydı bilmiyorum. Çok fazla uzatılmıştı, bir noktadan sonra canım aşırı sıkıldı.
İlk yarı aşırı heyecanlı okudum ama ikinci yarıya geçtikten sonra özellikle Zafira’nın bazı gereksiz hareketlerinden dolayı kitaba bakış açım değişti. İlk kitapta bildiğim Zafira gitmiş sanki karakter gelişimi gerilemiş gibiydi..
Yaşanan olaylar fazla fazla uzatılmıştı. Hele sonda madem her şey bu kadar kolaydı bunca acıyı boşuna mı çektik yahuuu!!!
Son ve bazı şeyler hava da kalmış gibiydi. Yine de, her şeye rağmen bu kitap beni farklı diyarlara götürdü. Dili, sihirli gibiydi. Seriyi bitirmek beni mutlu etti lakin gıcık Nasir’e veda etmek üzdü…
Cem Sultan'ın trajik yaşamını anlatan Demet Altınyeleklioğlu romanı Bozkır Çiçeği talihsiz şehzadeyi tanımak isteyenler için iyi dramatize edilmiş bir kaynak. Kardeşi Beyazıt ile girdiği taht savaşını kaybeden ve yedi düvele savrulan bir hayatı sürdüren Cem'in acılı sonu beni çok üzdü. Okuyun.
Cem SultanDemet Altınyeleklioğlu · İnkılap Kitabevi · 2014229 okunma
SPOİLER içeriyor olabilir!!!
İlk kez Emeviler hakkında bir kitap okudum. Tarık Bin Ziyad'ın gerçek isminin de Amras olduğun öğrenmiş oldum. Sonu üzdü. Ama güzel bir kitaptı herkese öneriyorum.
Tarık Bin ZiyadOkay Tiryakioğlu · Timaş Yayınları · 2018258 okunma