Bir sahile varacak günlerimiz
Günler ki namütenahi ıstırap;
Kalmayacak bu günkü hasta, harap
Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz.
Orhan Veli Kanık
"Uzun Bir Istırabın Sonunda ve Bir Saadet Anında Gelecek Ölümün Türküsü", Varlık, Mart 1937
Bir sahile varacak günlerimiz…
Günler ki nâmütenahi ıstırap,
Kalmayacak bugünkü hasta harap
Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz.
Şekillenecek ruhu çeken kutup;
Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar
Kısa bir ânın ötesinde bahar…
İşte o dem ki bir ömrü unutup.
Açacağız nurdan kapılarını
Bugün vadedilen cennetimizin.
En güzel, en son memleketimizin
Bulacağız ışıktan pınarını.
Gün vuracak baktığımız her yüze..
Ve kızlar, kucaklarında çiçekler,
Ebedi baharı getirecekler
Bu yeniden başlayan ömrümüze…
Bir sahile varacak günlerimiz..
Günler ki nâmütenahi ıstırap;
Kalmıyacak bugünkü hasta, harap
Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz.
|Orhan Veli Kanık, Uzun Bir Istırabın Sonunda Ve Bir Saadet Ânında Gelecek Ölümün Türküsü
Şekillenecek ruhu çeken kutup:
Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar
Kısa bir ânın ötesinde bahar.
İşte o dem ki bir ömrü unutup
Açacağız nurdan kapılarını
Bugün vâdedilen cennetimizin.
En güzel, en son memleketimizin
Bulacağız ışıktan pınarını.
Gün vuracak baktığımız her yüze
Ve kızlar, kucaklarında çiçekler.
Ebedî baharı getirecekler
Bu yeniden başlayan ömrümüze.
Bir sahile varacak günlerimiz..
Günler ki namütenahi ıstırap.
Kalmayacak bugünkü hasta, harap
Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz.
Şekillenecek ruhu çeken kutup:
Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar
Kısa bir ânın ötesinde bahar.
İşte o dem ki bir ömrü unutup
Açacağıznurdan kapılarını
Bugün vadedilen cennetimizin.
En güzel, en son memleketimizin
Bulacağız ışıktan pınarını.
Gün vuracak baktığımız her yüze
Ve kızlar, kucaklarında çiçekler,
Ebedi baharı getirecekler
Bu yeniden başlayan ömrümüze.
(Mart 1937/Varlık, 15.3.1937)
nâ-
mü-
te-
nâhî.
Nihayeti olmayan. Sonsuz. Uçsuz bucaksız. Nâmütenâhî olarak dilimize Farsçadan geçmiştir. Fakat nihâyet kelimesinden türetilen ve sonlu mânâsına gelen mütenâhî kelimesi, aslen Arapçadır.
Bir sahile varacak günlerimiz,
Günler ki namütenahi ıstırap;
Kalmayacak bu günkü hasta, harap
Yüzlercesi bahtın karanlığından bir iz.
(Orhan Veli Kanık)
(“Uzun Bir Istırabın Sonunda ve Bir Saadet Anında Gelecek Ölümün Türküsü”, Varlık, Mart 1937)
"Nâmütenâhi"
Nihayeti olmayan. Sonsuz. Uçsuz bucaksız.
'Nâmütenâhi' olarak dilimize Farsçadan
geçmiştir. Fakat nihayet kelimesinden türetilen ve sonlu manasına gelen mütenahi kelimesi, aslen Arapçadır.
Bir sahile varacak günlerimiz
Günler ki namütenahi ıstırap;
Kalmayacak bu günkü hasta, harap
Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz.
Orhan Veli
"Uzun Bir Istırabın Sonunda ve Bir Saadet Anında / Gelecek Ölümün Türküsü", Varlık, Mart 1937