“Aşk akut bir hastalıktır. Ani başlar ve çok gürültülü seyreder. Tansiyon yükselir, kalp hızlanır, nefes alışverişler sıklaşır, yanaklar pembeleşir, vücut ısınır. Böyle akut bir duruma insanoğlu bir ömür nasıl dayansın? Böyle bir heyecan yıllar boyu sürecek olsa, kalbimiz ne çok zarar görürdü bu durumdan. Yani uzun lafın kısası zamanla bu duruma beden ve ruh uyum sağlar ve âşık olunan kişi karşısında duyulan heyecanlar yavaş yavaş kaybolur. Ve aşk kronikleşir... Kronikleşince de aşk olmaktan çıkar sevgiye, güvene, huzura ve alışkanlığa dönüşür.”
Baylar ve bayanlar, sizlere birazdan gerçeği sunacağım. Tüm çıplaklığıyla kendi gerçekliğimi ortaya koyacağım. Yazacaklarım ne romanla ilgili ne de romanın dışındadır. Ne incelemenin hakkını verecektir ne de incelemeden bağımsız olacaktır. Ne okunmayacak kadar değersizdır ne de okuyunca aydınlanacak kadar değer doludur. Uzun lafın kısası, her şeyi
Dün öğle saatlerinde okumaya başladığım Ahmet Ümit in yeni kitabı ni gece 2 de elimden bıraktım. Sabah 5 De ankaraya doğru yoldayken yeniden elimde idi, yani kısaca zorunlu ihtiyaçlar dışında kitabi elimden bırakamadım.
Ahmet Ümit bu sefer yıldız baskomiser karakteri ile Almanya da başlayan ama ege ye uzanan bir macera ile karşımızda! Spoiler vermeden nasıl inceleme yazacağımı şuan inanın bilmiyorum fakat kitap tek kelime ile HARIKA ! Ben yunan mitolojisine bayılırım belki de bu yüzden çok sevdim kitabı ama, kitap tıpkı İstanbul hatırası ya da sultani öldürmek gibi ara ara tarihi bilgi veriyor sonra hikayeye devam ediyor.
Yunan mitolojisini hiç bilmeyen biri bile bu kitabı bitirdiğinde yunan mitolojisi ile ilgili artık bir çok şey biliyor olacak :)
İşlenen cinayet olgusuna gelince, daha ilk cinayetten daha doğrusu daha ilk bölümden içine çekti kitap beni ve bu Sefer tahminde bulunmak epey bir zordu benim için. Spoiler vermeden ancak bu kadar inceleme yazabiliyorum ki bunu bile gözlerim yana yana yazıyorum. Sanırım 2 3 gün kitap okumayacagim :)
Uzun lafın kısası kesinlikle üzerine çok çalışılarak hazırlanmış bu roman Ahmet Ümit in artık ustalık üstü eserlerinden birisidir !
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski etkinliğimiz bitmiştir. Katılan ve emeği geçen herkese, kendi adıma teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Dostoyevski ile kalın!
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, adamdır! Biz de, adam olandan ders alalım dedik ve etkinlik düzenlemeye karar verdik. Daha doğrusu, bu fikir güzel insanlardan - https://1000kitap.com/incierdem
Çocuk buyukannesine sorar:
_Büyükanne sen her şeyi çok biliyorsun gelip herkes sana soru soruyor, dert anlatıyor ,sonra da yanından yüzleri gülümseyip ayrılıyorlar nasıl bir cevap veriyorsun bilmiyorum ama galiba cevaplarından memnun ayrılıyorlar…O yüzden ben de uzun zamandır herkese sorup da anlayamadığım bir soru sormak istiyorum
Ezop, fabl denen öyküleriyle ünlüdür. Anlattığı öyküler yaşama ilişkin bir öğüt ya da ders verir. Kahramanları ise hayvanlardır. Ezop'un öykülerinde hayvanlar konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. Öyküden çıkarılacak ders, sonunda okura öğüt biçiminde verilir
Bir tane paylaşmak istiyorum....
AKREP VE KURBAĞA
Akrep nehrin kenarında durmuş
Yazarın okuduğum ilk kitabı …. Bir çok kişi okumam için ısrar ettikten sonra kesinlikle artık okumanın zamanı geldi diyerek başladım ……
Kısaca özet geçmek gerekirse kahramanımız Raif efendi sessiz sakin bir kişiliktir yaşadığı büyük aşk ve hayatını konu alıyor…. Genelde hiç sevmem işin gerçeği aşk romanları ama şunu söyleyebilirim ki gerçekten bu eser mükemmeldi beni bile kendimden aldı okurken….
Ve sonlara yaklaştıkça kitabın keşke bitmese diye kendi içimden geçirdim…. Uzun lafın kısası ben çok ama çok beğendim bu kadar popüler bir eser olduğunu kesinlikle bana kanıtladı…. Okuyacak arkadaşlara şimdiden keyifli okumalar dilerim …..
Yeraltından Notlar, Dostoyevski'nin okuduğum 7. kitabı oldu. Bu kitapta Dostoyevski, diğer kitaplarından farklı olarak, isimsiz bir yeraltı kahramanına yer vermiş ve yeraltı kahramanının hezeyanlarını önümüze sunmuş.
Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde isimsiz yeraltı kahramanımız, yeraltından nutuk çekiyor bizlere. Ama ne nutuk...
Eveeet ! Eğer " Çocuk kitabı " olarak nitelendiriliyorsa evet, Çocuk Edebiyatı da okuyorum.
Gelecekte hatta şuanda bile çok donanımlı iyi bir okur olduğunu düşündüğüm [ Bunu oğlum olduğu için söylemiyorum, inanın ;) ]
Emir Buğra " Anne mutlaka okumalısın. " dediği için gözüm kapalı [ gözlükle bile zor okuyorum bunu nasıl başarabildiysem:) ] okuduğum ve iyi ki dediğim bir kitap. Sonsuz teşekkürler oğlum...
Biz yetişkinler bir zamanlar çocuk olduğumuzu büyüyünce hemencecik unutuyoruz sanırım. Arada bu tarz kitaplar okuyarak, çocuklarımızın gözünden kendimize bir bakıp öz eleştiri yapmamız şart...
Vee kitap... Karakterleriyle konusuyla hem içinizi ısıtacak hem sizi yer yer hüzünlendirecek. Bir çok kez kahkaha attıracak. Okurken sahip olduğumuz ama bizim için artık çok sıradan olan şeylerin ne büyük nimetler olduğunu hatırlatacak.
Bir çocuğun dünyasını, yaşadıklarını anlamlandırma çabasını, yetişkinlerin ona yardımcı olduklarını sandıklarında nasıl da çocuğun duygularını göremediğini ve en önemlisi iyi bir arkadaşın hayatımızı nasıl değiştirebileceğini, iç çeke çekeee, sıcacık bir üslûp eşliğinde okudum.
Uzun lafın kısası ; gerçeklikten uzak olmayan bir süper kahramanlık hikâyesi okumak istiyorsanız, bu samimi sıcak yolculuğa çıkmak için hemen bir bilet satın alın ;)
Öncelikle, zamanında babamın kitaplığından aşırıp kendi kitaplığıma dahil ettiğim, lakin yıllar boyunca tozunu almak dışında başka bir ilişki kurmadığım bu değerli eseri, bir etkinlik marifetiyle elime alıp okumamı sağlayan değerli okur dostlarım