Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
_Atatürk_ İktisat, ingiliz'in çekilmesi, Lenin, Şapka...
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_ _Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Reklam
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
Zindandan Mehmed'e Mektup
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim! Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yol da tutuktur hapse düşeli... Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak. Ne ayak dayanır
Narsistik Çift : Tolstoy ve Sonya [okumak isterseniz diye bırakıyorum]
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tols­toy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlük­lerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan
Sayfa 85 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Reklam
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Aslında kitabın içinde tam 7 öykü var, ancak en uzun olanı ve kitaba da ismini veren en derin öykü Erendira'nın öyküsü. Ben de sadece o öyküden bahsedeceğim çünkü beni çok etkiledi ve soluksuz okudum. Erendira kazayla büyükannesinin evini yakar, ancak bu kaza onun tüm hayatına mal olur... Acımasız büyükannesi, evini yaktığı için tüm zararını Erendira'yı erkeklere pazarlayarak karşılamak ister. Henüz 17 yaşında olan Erendira'nın kabusu bu nedenle başlamış olur... Erendira'nın çektiği sessiz acı onlarca erkeğin onun bedeni üzerinden kendini tatmin etmesi... büyükannesinin acımasızlığı... o kadar berbattı ki kitabın içine girmek isterdim... Kitabın son ve en uzun hikayesi... Sonrasında Erendira ve büyükannesinin serüvenini okuyoruz. Marquez'in dili genel anlamda karmaşık ancak ben çok seviyorum. Büyülü gerçekçilik akımıyla yazdığı bu öykü eserinde de en sevdiğim öykü Erendira'nın öyküsü oldu. Diğer öyküler de büyülü gerçekçilik akımıyla yazılmış ancak biraz karmaşık geldi bana kafamda net olarak oturtamadım. Tavsiye eder miyim eğer benim tarzıma yakınsanız evet, yazara başlamak için doğru bir seçim değil ama. 'Albaya mektup yok' eseriyle başlayabilirsiniz Diğer öykülerini bir kenara bırakalım sadece Erendira'nın öyküsünü okumak için alabilirsiniz. Edebi yönden tatmin etmedi beni bunu da söylemek istiyorum. Okuyan var mı? Yorumlara bekliyorum
İyi Kalpli Erendira
İyi Kalpli ErendiraGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20161,631 okunma
_İnsan, kim olduğunu ancak felakete uğradığında gerçekten anlıyor. _Önemsiz bir şahsiyet olan bu Habsburglu kadının kurduğu neşeli, tasasız oyun dünyasına devrim dalıvermeseydi, o da gelmiş geçmiş yüz milyon kadın gibi sakin sakin yaşayıp gidecekti. Dans edecek, sevecek, gülecek, süslenecek, çocuklar doğuracak, en sonunda da sessizce bir yatağa
~BİRAZ UZUN AMA ÜŞENMEDEN OKURSANIZ BELKİ HOŞUNUZA GİDEBİLİR:)~ Yazar Franz Kafka günlük yürüyüşlerini yaptığı parkta iki gözü iki çeşme ağlayan küçük bir kız çocuğuna rastlamış bir gün. Neden ağladığını sormuş ona. Meğer oyuncak bebeğini kaybetmiş küçük kız ve bundan dolayı çok üzgün hissediyormuş kendini. Kafka ona yardım edebileceğini hatta
Hz. Ali'ye Mektup • Alper Gencer sana bu mektubu pişirilmiş çamurun içerisinden yazıyorum ağaçların otların ortasında yaşıyorum cayır cayır yanan bir orman ne kadar uzun yaşar? Allah’ım benim yanmayan yerlerimden yangın çıkar yanan öd ağacının külü olmak istiyorum yanan bir öd ağacı gibi yanmak istiyorum çakmağın varsa çak tutuştur
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.