Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
27 Temmuz l656'da, Houtgracht'taki büyük sinagogun ka­pısına İbranice yazılmış olan aşağıdaki metin asıldı: Uzun zamandır şeytani göriiş ve faaliyetleri bilinen Baruch de Spinoza'nın, bu şer yolundan dönmesi için ma'amad efendileri (cemaat tarafından yönetici olmaya layık görülenler), çeşitli yollar deneyerek onu ikna etmeye
Sayfa 182 - İletişim Yayınları
Mustafa Kemal yine bir gün, beraberindekilerle birlikte meclise gitmek için yola koyuldu. Şoförü, uzun zamandan beri, Ata'sının hizmetinde çalıştığı için onu çok iyi tanıyordu. Yol boyunca aracını normal bir hızla sürdü. İğde ağacına yaklaştığında frene basıp aracı yavaşlattı. Araçtakiler, şoförün bu davranışına bir anlam verememişlerdi.
Sayfa 49 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Uzun yol öncesinde bir üzüntü çöktü üstüme. İnsan yolun sonunda kendisini mutluluğun beklediğini bildiğinde bile tamamen doğal bu, değil mi?"
Sayfa 480Kitabı okudu
"Solunan hava, yüzülen su, oturup kalktığın insan, yürüdüğün yol seni değiştirir."
Sayfa 88 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
Yol uzun, gece kara. Gülüm benden uzakta
Sayfa 421 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
“Bir insan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez."
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Bütün bunların ötesinde, 1789 Devrimi'nin başarısında en önemli rol oynayan, toplumsal ödül almayı hak ettiklerine inanan özellikle Paris'teki şehirli sankülotlar -küçük dükkân sâhipleri, işçi liderleri ve ücretliler-, politik haklarını elde ede­medikleri gibi maddi olanaklarını da artmamış, ucuz ve yeter­li yiyecek istekleri karşılanmamıştı; tatminsizlikleri giderek artıyordu. Uğradıkları haksızlıklar ve özlemlerinin uzun bir geç­mişi vardı; ancak devrime aktif olarak katılmaları ve olaylar içinde fiilen yer almalarıyla, "insan haklan" ve "halkın egemen­liği" gibi bulaşıcı sloganlarla tanışmalarıyla bunlar yeni bir içe­rik ve kesin tanımlar kazandı. Böylece, sankülotlar giderek dik­kate alınması gerekli bir politik güç olmaya başladı; iktidar ara­yışı içindeki güçlerle ittifaklar kurmaları burjuvazi içindeki bö­lünmeleri derinleştirdi. Bu süreç devrimin, 1789 yılında bu ha­rekete başlayanların ne düşündükleri ne de bu niyetle yola çık­tıkları bir biçime kaymasına yol açtı.
Sayfa 111 - PdfKitabı okuyor
DEHB ve Zekâ Düzeyi
DEHB her türlü zekâ düzeyindeki bireyde, düşük zekâlıdan, yüksek zekâlıya dek görülmektedir (Antshel 2008). Yapılan bir araştırma IQ ile DEHB tanısı arasında , negatif bir korelasyondan söz etmiştir (Kuntsi 2004). Yani kısaca zihinsel engellilerde, daha fazla DEHB görülmektedir. Ancak parlak zekâlı olmak da bireyi DEHB'den korumamaktadır,
Nobel Tıp Yayınları
uzun bir yol
Kökleri cehenneme kadar inmeyen hiçbir ağaç cennete kadar büyüyemez.
Sayfa 251 - Carl Gustac JungKitabı okuyor
Sokakların odalarda göllendiği saatler Taşların uykulara boyandığı saatler
İçimde hazla kederin ebruli karıncası Ormanlardan masal almış bir uzun yol Kuyuların dünya hevesi gövdemde Alnımda karakalem bir gelecek resmi Ağzım kanatları kesik şarkılar İki bulanık zamandan bir tenha atlas Gözyaşı mumlarından bir otel odası Kumların çiçek açtığı deniz bahçeleri... *****
Sayfa 9 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Tek bedende iki baş, uzun bir hayata doğru yol alamaz.
Sayfa 145Kitabı okudu
“İki yol vardır,sizi acıdan kurtarabilecek:hızlı ölüm ve uzun sevgi.”
"Ama solunan hava, yüzülen su, oturup kalktığın insan, yürüdüğün yol seni değiştirir."
Dördüncü Söz~Sözler
Namaz, ne kadar kıymettar ve mühim hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kere iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen şu temsili hikâyeciğe bak, gör: Bir zaman bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, her birisine yirmi dört altın verip iki ay uzaklıkta has ve güzel bir
Namaz öyle ki olmazsa olmazımız olmalı, insanın ruhunu ferahlatan, daralan kalbini genişleten bir nefestir. Böyle bir bilet varken değerini bilip güzel işlerde harcayalım. :)Kitabı okudu
Çünkü taş ebedidir, değişmeyen ve durağan yaşamın simgesidir.
Soyulacaklarını hisseden bazı çakal tüccarlar, hırsızlar gelmeden evvel servetlerini yol üstünde, sonradan bulabilecekleri bir yere gömerlermiş. Nereye? Çoğunlukla gözlerine kestirdikleri bir taşın dibine. Çünkü taş ebedidir, değişmeyen ve durağan yaşamın simgesidir. Yıllar yıllar geçse bile, çok büyük bir aksilik olmadığı sürece o taş yerinde durur, hep aynı yerde durur. Yanlarından nice yaşam geçip gider, ama taş hep durur. Artık taşlara daha dikkatli bakıyorum. Birinin dibinde hazine bulsam kafam amma rahatlar diyorum. Şimdiye kadar bize hep “parayla saadet olmaz” dediler ama bunu yaşayarak öğrenmek istiyorum, hiç bilmiyorum Osman.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.