Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
iyiyken dönüp bakacağım
Çok nadir yazıyorum buraya, uygulamayı ara ara silip yüklüyorum. Uzun zaman sonra dönüp yazdıklarıma bakınca garip hissediyorum, daha doğrusu o zamanlar düşündüklerimi hislerimi garipsiyorum. Epey zamandır içim çok buruk, içimdeki bu illet suçluluk duygusu geçmiyor, iyi hissedemiyorum, kendimi affedemiyorum. Ne oluyorsa içimde oluyor, ne oluyorsa ben yapıyorum. Kimseyi üzmeye hakkım yok ama mutsuzken, bu derece kötü hissederken bunu her vakit gizleyebilmem mümkün değil. 'Hissel olarak taşmak' son zamanlar hayatımdaki en somut olay. Nasıl geçer, ne zaman geçer bilmiyorum. Onun yanımda olması bana hep iyi geliyor ama onu dahil edemediğim her an her alanda yıkılıyorum.
İmam Gazâlî Hazretleri şöyle buyurdu: Dünyada uzun yaşama hırsından uzak durmalısın. Aksi hâlde şu dört şey ortaya çıkar: Birincisi, nasıl olsa önümde daha çok zaman var, sonra yaparım deyip ibâdetleri terk eder ve kulluk vazîfelerinde tembellik gösterirsin. İkincisi önümde vakit var, yaşım da genç sonra tevbe ederim. Hem ne zaman istesem tevbe edebilirim deyip tevbeyi terk eder, sonraya bırakırsın. Hâlbuki ecel bir gün ansızın gelir, tevbeye ve sâlih amel işlemeye fırsat kalmaz. Üçüncüsü yaşım ilerleyince fakir, parasız kalmaktan korkuyorum. Belki çalışmaya da gücüm yetmeyecek. Hastalığımda, yaşlılığımda, fakirliğimde bana para lâzım olacak, dersin. Bu kış ne yiyeceğim, ne giyeceğim hiçbir şeyim yok gibi sözlerle dünyaya rağbete, para ve mal biriktirmeye karşı hırsın artar; rızık endişesine düşersin. Dördüncüsü uzun yaşama hırsından dolayı ölümü ve kabir hayatını hiç hatırlamaz, âhireti unutursun ki bu da kalbinin katılaşmasına sebeb olur. (el-İsti’dât lil-mevti, İmam Gazâlî)
Reklam
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
UZAYLI KOCAKARI (Ursula K. Le Guin - 1976) Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
Bir öfkeyle numaramı değiştirdim bir gün. O zamana kadar aramadın. Belki de ondan sonra da hiç aramadın. Her gün bir fotoğrafını sildim. Her gün senden kalan bir anıdan kurtuldum. Tam iki yıl sürdü. İşte o ilk iki yıl canım çok yandı. Ama evimi değiştirmem çok daha uzun sürdü. Çünkü ne zaman istesen, beni burada bulabilirdin. Belki özlersin. Belki dayanamazsın. Belki aklına eser de çat kapı gelirsin diye, gidemedim bu evden. Sen benim bir zamanlar canım, kanımdın. Artık, hatıram bile değilsin...
gregor ve olmayan ailesi
Dönüşüm
Dönüşüm
kitabında sy. 26-27'de şu cümleleri söylüyor gregor: "normal zamanlarda babası öğleden sonra çıkan gazeteyi günün bu saatinde karısına bazen de kızına yüksek sesle okurken, şimdi çıt çıkmıyordu. kim bilir belki de kız kardeşinin kendisine anlattığı ve mektuplarında yazdığı bu okuma alışkanlığından son zamanlarda vazgeçilmişti.
Reklam
ADA PALAS ;
Bu gün seni andım Kulakların çınladımı .. Ada palas'ın önünden geçtim uzun Zaman sonra ilk defa... Yokuşları yalnız çıktım sen elimden Tutmadın... Adaya giden otobüs sırasında bekledim Bu sefer kimsenin kolunu yanlışlıkla Tutmadım... Dileğimi diledim ayayorgi'de Eşsiz manzara eşliğinde çay içtim Bizim masada başka bir çift vardı bu gün Birbirlerine bakarken gülüşüyorlardı Eskiden bizim yaptığımız gibi... Bir kalemde silip atılamıyacak kadar Güzel anılar biriktirmişiz ... Sen silip atana kadar !!!
-Neden ölüme bu kadar takmış durumdasın sence? •Ben olsam 'takmak' kelimesini kullanmazdım. -Sen ne derdin? •Takmak fiilinin yargılayıcı bir özelliği var, değil mi? Sanırım 'kararlı' kelimesi daha iyi betimliyor durumu. Periyodik tabloda, alttaki elementlerin en sevdiğim özelliği ne biliyor musun? Bazıları sadece saniyeden de
Anlaşılmak mı?
anlaşılmak mı? çölde su aramak gibi bir şey bu Zehk... ki ben çok uzun süre susuz kaldım. tam kabullendim susuzluğa, buldum. doya doya içtim, yılların yokluğu geçip gitti.
ölümüne savunduğum özgürlüğümle varlıkların ve gerçeğin bütün anlamlarını, bütün yüzlerini görmek isterdim… Kendilerinden tiksinen insanların o sıkıcı gölgesi vurunca günlerime artık uzaklara gitme vaktinin geldiğini anlardım… O sıkıcı gölgeyi çocukluğumdan bilirdim. Çünkü bütün vaatleri anlamsızlaştırmaya başlardı o sıkıcı gölge. Zaten hep aynı
Reklam
Müəllif: Nüsrət Həsən
Doğdu zərurətdən mütləq təsadüf, Sən çıxdın qarşıma bilmədim kimsən. Sevgini görəndən sonra anladım Sən mənim ən gözəl təsadüfümsən... Mən ki inanmazdım təsadüflərə. Səninlə dəyişdim bax birdən-birə Götürüb qələmi yazdım hər yerə, Sən mənim ən gözəl təsadüfümsən... Mənə uzadaraq sən öz əlini, Yaşatdın sevginin ən gözəlini, Gün boyu bir cümlə tutur dilimi Sən mənim ən gözal tasadüfümsən... Sanki bənövşələr sənə baş əyir. Gül gülə baş əyməz bunu kim deyir? Uzun zaman sonra yazdım bir seir Sən mənim ən gözəl tasadüfümsən... Heç vaxt "sən" deyə bilmədiyiniz, amma çox sevib-dəyər verdiyiniz o gözəl təsadüflər'ə💚
Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusunu
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin
Kendini yeniden sevmek veya sevmeyi öğrenmek- Alice in the Cities 1974- Şans ver!
Bugün uzun zamandır yapmadığım "şans ver" başlıklı yazılarıma bir yenisini daha ekleyeceğim. 1974 Yapımı siyah beyaz ve Alman sineması eseri olan Alice in the Cities (Alice in den Städten) filmini izledim ve film beni gerçekten çok etkiledi. Filmin içeriğini çok kaba hatlar ile anlatacağım ve daha sonra neden etkilendiğimi aktarmaya
Bilmez Miyim Hiç...
Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok Kıyılar da bomboş, kır yolları da Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler Yol kenarında bir kapı, tahta Peki,
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.