Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ayrılık Sevdaya Dahil Acilmis sarmasik gulleri kokulariyla baygin En gorkemli saatinde yildiz alacasinin Gizli bir yilan gibi yuvarlanmis icimde kader Uzak bir telefonda aglayan yagmurlu genc kadin Ruzgar uzak karanliklara surmus yildizlari Mor kivilcimlar geciyor daginik yalnizligimdan Onu cok ariyorum onu cok ariyorum Heryerimde vucudumun
yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin ne yanına dönsen bir yerin kesilir fenâ kan kaybedersin kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice Ayrılık Sevdaya Dahil
Reklam
Herkes bir yol tutmuş gidiyor, kimi kısa kimi uzun ... #henâ
BELKİ HİÇ OLMAMIŞTI
Sabahın erken saatleri… Caddeler boş… Kırlangıç çığlıkları havayı bir jilet gibi kesip duruyor. Oyunbaz kargalar kaldırımlarda paytak adım geziniyor. Baygın bir ıhlamur kokusu diğer bütün kokuları bastırmış, gönlünce yayılıyor. Şehir yeni yeni uyanıyor. Binlerce evde aynı anda kahrolası alarmlar çalıyor; düşler belki de en güzel yerinden
Ayrılık Sevdaya Dahil
Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın En görkemli saatinde yıldız alacasının Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan Onu çok arıyorum onu çok arıyorum Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
İnsanlar arasında önemsenmemekten hoşlanmayan ben, görmediğim ilgiyi, önemi sende tattım. Ne yapılır bilemedim, hatta üzerine babaannemden kalan dantelleri örtmek bile istedim. O kadar yabancıyım yani. Sen bana kısa süreli zevkler yerine uzun uzun her şeyin tadını çıkarmayı öğretirken. Ben yine gidip iki parmağım arasındakiyle yetindim. Ben değer bilmedim. Kuzum. Ben çok fena yanıldım. -A
Reklam
Aynı olma hali...
"Hislerim beni yanıltmaz" diyen tarihsel insanı kandırabilmek için görünmez bir gelecek yaratıp kaygılanmasını sağlamak gerekiyordu. "Kulaklarımla duydum" diyen geleneksel ve kültürel insanı kandırabilmek için tarihsel insanın kaygılarının gerçekleştiğine ikna olunması gerekiyordu. "Gözümle gördüm" diyen sözde modern insanın gördüğü şeylerin sahte ve yanlış olduğunu bilmemesi gerekiyordu. Bu yüzden bazı bizler hislere, işitilenlere, gösterilenlere daha az inanır olduk! Her konuda tek taraflı olunma hali, gerçeğin algısını bozdu ve doğrunun yanlış olduğunu, yanlışın doğru olduğunu karıştırmaya başladık. Sanallaşan insan hâlâ yapay zeka dünyayı ele geçirecek mi diye şüphe ededursun, zira insanın doğal zekası çoktan hacklendi bile... Ne yiyip içmeniz gerektiğine, neyi çıkarıp giymeniz gerektiğine, nereye gitmeniz, nerede kalmanız gerektiğine, kime inanmanız, kimleri savunup, seçmeniz gerektiğine çoktan karar verildi bile! İnsanlığın tereddütlerini aydınlatabilecek, zihinlerini dürtebilecek "Niçin ve Nasıl" soru kalıpları uzun süre önce elinden alındı. Logos'un en az kullanıldığı, Etos'un ve Patos'un en kıymetli sayıldığı dünyada göstergeler zekadan daha değerli... Yaşayanlar her geçen günle birlikte daha fazla tektipleştirilmeye başlandı. Tıpkı ölenlerin tek tip olduğuna inandırıldığı gibi... içaforiz 🙋🏻‍♂️ . . . #akilfikirgezegeni 👉😁👈
Uzun zamandır izlemek isteyip de izleyemediğim dizileri izlemek de hiç fena fikir değil 😉
Günaydın. Çaresizlik ne fena. Ne yapacağını bilemiyor insan; sanki her şeyi yitirmiş, bütün çıkar yollar tükenmiş... Böyle anlarda Kızıl Damga'yı hatırlamalı: "Sırtında, gönlünde taşıdığın yükü üstlenmiş olduğun yere bırak, onunla artık uğraşma! Her şeye yeniden başla!" Önümüzde uzun bir gelecek var sevgili okur. Gülümseyin ve var olun #biryudumkitap
İyi okumalar dileriz. *** Ahmet Haşim - Müslüman Saati İstanbul'u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”den kasdımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre dinden,
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.