Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki;
"Kim güzelce abdest aldıktan sonra gözünü göğe kaldırarak "Eşhedü en lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke lehû ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlühû (Şehâdet ederim ki, bir olan Allah'tan başka ilah yoktur. O'nun ortağı yoktur. Muhammed (s.a.v) de O'nun kulu ve resulüdür) derse istediğinden içeri girebileceği sekiz cennet kapısı açılır."
Sayfa 388 - nesâi, kübrâ 9912; ebu ya'lâ, müsned 180
"Duam ile gidiyorum bir başına biricik yolumda, güller içinde 'Gül' gibi... Ve bir'e Meftun, Elif'e doğru.
'Elif! O güzel merhametinle bize sırrından bahşet..."
Sayfa 168Kitabı okudu
Düşlerimden vursan ne olur
Vahdet bir kurban istersen benim
Muallâk taşına koysan ne olur
Ben İsmail gibi yürür giderim
ALLAH için bana kıysan ne olur.
Kabilin elinden gelen taşı da
Tur-i Sina önüne konan kuşu da
Beytül Makdis'deki kopan başı da
Bin kere gözünle görsen ne olur.
Osman'ın Ömer'im Ali'm şüheda
Nice kahır çekti Taif, Kerbela
Hakkın ikramıdır bize her bela
Ah etsem başımı yarsan ne olur.
Zulme karşı vicdan konuşur bizde
Sen ALLAH'a tuzak kursan ne olur
Ölüm sevda ile buluşur bizde
Beni düşlerimden vursan ne olur.
Sayfa 45Kitabı okudu
"Ben sana kızamam...
Kırılırım belki, küserim ama kızamam
Sen, sevgimin yeşerdiği o yersin. Sen, kalbimin en çirkin yerlerindeki o küçücük umutsun. Ben, yıllar sonra çıkıp gelsen kapısı sana hep açık olacak evinim. Senin ihtimalin bile güzel. Sorarsın belki ama anlatamam..."
Sultân’ül Vâizîn Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi Rahmetullahi Aleyh
O cemaatini çok severdi…
“Sizler benim gözbebeğim, ruhum ve kalbim mesafesindesiniz.”
Korkutmazdı; ümit verirdi…
“Hocalar cemaatını korkutmaz eğer korkutursa allah korkutur, hocalar ümit verir!”
Bazen efkarlanırdı…
“Efkarlıyım bazı şeyler de aşırı gidiyorsam kapu caminin muhterem cemaati aziz kardeşlerim beni affedin!”
Daima birlik çağrısı
Geçmişteki gençlikle şimdiki gençlik arasında bir fark yok. O günlerde de şiddet ve vahşet varmış, şimdi de.
Sayfa 240Kitabı okudu
