Mondros Mütarekesi
Bu mütarekenin yapılmasıyla görevlendirilen delegelerin başı şu an Ankara'daki Başbakan Rauf (Orbay) Bey'di. Ayrıca o zaman memleketin en mühim askerî kuvvetinin başında da şu anda Ankara Meclisi Başkanı olan Mustafa Kemal'in bulunmakta olduğu herkesin bildiği bir şeydir. Asayiş meselesi ileri sürülerek gerekli gördükleri herhangi
Sayfa 48 - Derin Tarih - Sultan VahdettinKitabı okudu
"Tabii ki Sultan Vahdettin 'hâin' değildir. Çünkü: 1- Mustafa Kemal’e para ve gemi vererek Anadolu’ya çıkmasını o sağladı. 2- Sürgünde yolculukla cebelleşirken bile Atatürk ve cumhuriyet aleyhine tek kelîme etmedi, edenleri de huzurundan kovdu. 3-Sürgüne giderken hazîneden istediğini alabilecek durumda olmasına rağmen hakkı olmayan tek kuruşa el uzatmadı, hatta okumak için aldığı kıymetli kitapları makbuz mukabili iade ettikten sonra vatândan ayrıldı. 4- Son nefesini verinceye kadar vatanla irtibatını sürdürdü. Seveni çoktu, isteseydi bir isyan başlatabilir, genç cumhuriyeti en azından zor durumda bırakabilirdi. İngilizlerin bu konuda el altından teşvikleri bile olmuştu; ama kışkırtmalara kapılmadı, vatânın selâmeti, cumhuriyetin muvaffakiyeti için dua etmekle yetindi. 5- Vatandan ayrıldığı zaman padişahlığını kaybetse bile 'halife' kimliğini koruyordu. İsteseydi İslâm dünyâsından her türlü yardımı alabilirdi. İstemedi, tenezzül etmedi, 'halîfe' sıfatını bile kullanmadı. O şartlarda başka nasıl 'vatansever' olunur? "
Sayfa 87 - PanamaKitabı okudu
Reklam
Atatürk halifeliği kaldırmıştır, çünkü:
1. Halifelik dinsel bir zorunluluk değildir, hatta uygulandığı şekliyle dinde yeri yoktur. Ancak dinde yeri olsaydı bile, ulusal egemenlikle ve laiklikle çeliştiği için yine de kaldırılacağına şüphe yoktur. 2. Siyasal olarak hiçbir işe yaramamıştır. Halifelik, zannedildiği gibi, tarih boyu İslam dünyasını birleştirmemiş, tam tersine bölmüştür. 3.
Sayfa 296 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
"- Efendim, önce iddianamede diğer maznunlarla birlikte benim hakkımda da "hıyanet-i vataniye" tabiri kullanılmasını reddederim. Ben bir Türk milliyetçisiyim. Hayatımın manasını mensup olduğum millet uğrunda savaş diye anlayan bir kafa taşıyorum. Binaenaleyh bir hain-i vatan olmam mümkün değildir. Vatan haini diye kime denileceği yüksek makamınızca da malumdur. Bir Vahdettin, bir Damat Ferit vatan hainidir. Yüz Ellilikler, Çerkez Ethem, Kürt Şeyh Said de vatan hainidir, çünkü hepsi vatana hiyanet etmişlerdir. Fakat kalbi Türklük sevgisiyle dolu olan bir Nejdet Sançar asla vatan haini değildir ve olamaz. Onun için bu iddiayı yüksek huzurunuzda ve müsaadelerinizle şiddetle reddederim."
Sayfa 380Kitabı okudu
Ben bir Türk milliyetçisiyim. Hayatımın manasını mensup olduğum millet uğrunda savaş diye anlayan bir kafa taşıyorum. Binaenaleyh bir hain-i vatan olmam mümkün değildir. Vatan haini diye kime denileceği yüksek makamınızca da malumdur. Bir Vahdettin, bir Damat Ferit vatan hainidir. Yüz Ellilikler, Çerkez Ethem, Kürt Şeyh Sait de vatan hainidir, çünkü hepsi vatana hıyanet etmişlerdir. Fakat kalbi Türklük sevgisiyle dolu olan bir Nejdet Sançar asla vatan haini değildir ve olamaz.
Tabii ki Sultan Vahdettin “hâin” değildir. Çünkü, 1- Mustafa Kemal’e para ve gemi vererek Anadolu’ya çıkmasını o sağladı. 2- Sürgünde yolculukla cebelleşirken bile Atatürk ve cumhuriyet aleyhine tek kelîme etmedi, edenleri de huzûrundan kovdu. 3- Sürgüne giderken hazîneden istediğini alabilecek durumda olmasına rağmen hakkı olmayan tek kuruşa el uzatmadı, hattâ okumak için aldığı kıymetli kitapları makbuz mukabili iâde ettikten sonra vatândan ayrıldı. 4- Son nefesini verinceye kadar vatânla irtibâtını sürdürdü. Seveni çoktu, isteseydi bir isyân başlatabilir, genç cumhuriyeti en azından zor durumda bırakabilirdi. İngilizlerin bu konuda el altından teşvikleri bile olmuştu; ama kışkırtmalara kapılmadı, vatânın selâmeti, cumhuriyetin muvaffakiyeti için duâ etmekle yetindi. 5- Vatândan ayrıldığı zamân padişahlığını kaybetse bile “halîfe” kimliğini koruyordu. İsteseydi İslâm dünyâsından her türlü yardımı alabilirdi. İstemedi, tenezzül etmedi, “halîfe” sıfatını bile kullanmadı. O şartlarda başka nasıl “vatânsever” olunur?