Beni sevdiğin için Buck. Beni sevdiğin için...
"Varoluşun zirvesini gösteren,hayatın artık daha fazla yükselemediği bir kendinden geçme hali vardır. Yaşamanın çelişkisi de odur ki bu kendinden geçme,esrime hali,insan ancak en hayat doluyken ve insanın ancak hayatta olduğunu tamamen unutmasıyla gelir. Bu hayatı unutma hali sanatçıyı etkisine aldığında bir alev gibi ondan dışarı taşar;bir askeri etkisine aldığında o asker cephede savaş çılgınlığına kapılarak düşmanına en ufak merhamet göstermez.
Reklam
İlk kez hırsızlık yapıyordu. Bununla vahşi kuzey ortamında bile hayatta kalabileceğini ispatlamış oluyordu. Bu onun değişen yaşam koşullarına uyum sağlayabilme yeteneğinin bir göstergesiydi; zaten uyum sağlayamamak demek, ölmek demekti. Üstelik bu hırsızlık olayı onun yaşam savaşında önünde engel olan ahlaklı olma erdeminin paramparça oluşunun ispatıydı.
"...orta yolun olmadığını biliyordu. Ya o efendi olacaktı ya da birileri onun efendisi... Acımak, merhamet etmek, zayıflıktı. Vahşi hayatta merhamet diye bir şey yoktu. Merhamet, korku sanılırdı ve bu yanlış anlama, ölüm getirirdi. Ya sen öldürürsün ya da seni öldürürler, ya sen yersin ya da seni yerler; yasa buydu ve zamanın derinliklerinden gelen bu buyruğa uydu Buck."
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yine Jack London yine derinden etkileyen bir hikaye... Başkahramanımız “Buck”.. Jack London’ın Beyaz Diş adlı kitabının konusuna benzediğini duydum, tıpatıp olduğunu düşünenler de var tabi. Ama bu iki eserin benzemelerinden ziyade birbirilerini tamamladığını söyleyenler de var ki ben bu grupta olacağıma inanıyorum (Beyaz Diş’i henüz okumadım). Jack London’u çok severim ve nedense kitapları konusunda onu eleştirebileceğimi düşünmüyorum. Buck, bir köpek.. Ama o bildiğiniz köpeklerden değil.. Vahşetin içinde hayatta kalmayı, ayakta kalmayı bilen; güçlü olmayı öğrenen, güçlü olan, lider olan bir köpek.. Ve beni en çok etkileyen özelliği ise hayatını kurtaran, şiddete maruz kalırken onu koruyan kişiye bağlılığı, sadakati ve birbirlerini sahiplenişleriydi... Evet, doğduğumuz yeri, ailemizi, dünyaya geldiğimiz yaşam alanını bizler seçemiyoruz. Buck’ın evcil bir köpek iken vahşi doğaya sürülmesi gibi.. Ama hayatımızın kontrolünü elimize alıp onu yönlendirmek, yönetebilmek, mücadeleyi bırakmamak, seçilenleri yaşama statüsünden seçtiklerimizi yaşama statüsüne geçebilmek, özgürleşmek, zincirlerimizden kurtulabilmek için özgürleşebilmek bizim elimizde. Buck bunu başardı :) Peki ya biz??
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,9bin okunma
"Bu durum onda bir boşluk,açlığa benzer ama sızım sızım sızlayan ve bir şeyler yiyerek dolduramadığı bir boşluk yaratmıştı."
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.