Atatürk'ün ölümünün 1. yıldönümüdür. Türk Ocağı binasının tiyatro sahnesinde Halkevi gençleri bir anma töreni tertiplemişlerdir. Salonu dolduran kalabalık içerisinde, ne hükümet ne de Cumhuriyet Halk Partisi'nden önemli bir isim göze çarpar. Cumhurbaşkanı locası ise bomboştur. Milletvekillerine ayrılmış diğer localarda ise Recep
Telaviv'de Yahudi Lisesine Ziyaret (1913)
Paskalya tatili öncesi lise talebeleri tarih, cografya ve fen bilimleri öğretmenleri ile birlikte Filistin'de, Suriye'de seyahate çıkıyorlar. Bir iki gün önce bu seyahatten döndükleri için çadırları toplayıp yerleştirmemişler. -Hangi vilayetlere gidiyorlar ve ne şekilde istifade ediyorlar? -Mukaddes şehirleri, tarihî yerleri, şehirlerde ve köy lerde yaşayan ya da göçebe halkın hayat ve maisetleri , memleketteki hayvanların, taş ve demirin, çeşitli bitkilerin cinslerini görüp öğrenme. Öğrenciler bitki ve madene taallûklu numuneleri de topluyorlar. Müzedeki bitki ve madenlerin çoğu öğretmen ve öğrenciler tarafından toplandı. İçlerinde tüfek kullanmasını bilenler var. Kuşları ve küçük hayvanları avlayıp içlerini dolduruyoruz. Tarih ve tabiat bilgisi öğretmenlerimiz usta avcı. Çocuklar kırda ve dağda yürüyüp temiz hava soluyarak gönüllerini ferahlatıyorlar, sağlık kazanıyorlar. Çadır kurmayı, ateş yakmayı, yemek pişirmeyi kendi işlerini kendileri yapmayı öğreniyorlar. Benim bildiklerim bu kadar, belki başka faydaları da vardır. Türk ve Arap mekteplerinin müdürleri de, muallimleri de bu gibi meşakkatli işleri sevmediklerinden, çocuklar tabiatı kendi yaşadıkları şehirlerde gördükleri kadar biliyorlar. Şehirden üç kilometre ötede ne yetişiyor, ne bulunur, halk nasıl yaşıyor, bilmiyorlar; vakı'a onların bu cehaletlerini kapatacak başka malumatları yok değil . Onlar, mesela Sudan'da yetişen bambu ağacının kalınlığını, meyvesinin rengini gönülden biliyorlar!
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Bu âlem, -aynen çok sesli bir mûsiki korosu gibi- sayısız senaryonun cereyan ettiği bir tiyatro sahnesi gibidir. Sizinle birlikte bütün varlıklar, kaderin hem memuru ve hem de mağlûbudurlar. Nasıl, bir senaryoda onu, tasavvur ve tahayyül eden kimse tarafından tespit edilmiş bir ana fikir ve esas gâye mevcud olursa, bu Alem'de de böylece bir
Mustafa Kemal Paşa tarafından kongreye gönderilen telgrafta ise şunlar yazılıdır: "Kayseri' de metropolit Meletyos efendiye; aidi Milli münasebetiyle vakii olan tebrikat ve temenniyat-ı malısusaya teşekkür ve bi'l mukabele beyan-ı tebrikat eylerim ". Ankara ile yürütülen yazışmalara bir örnek teşkil edecek bu telgraftan sonra dikkate değer bir noktaya daha temas etmek gerekmektedir. 12 Ağustos 1338 (30 Temmuz 1922) tarihinde toplanan kilise kongresi Ankara'da bulunan General Townshed'e Anadolu'da "ekalliyet iddiasıyla diyaneti siyasete alet ittihaz edenlerin vaki olan gürültülerine" önem verilmemesi yönünde bir telgraf çekilmesine karar verilmiştir. Bunu takiben 19 Ağustos 1338 (6 A ğustos 1922) tarihli gazetede yer alan bilgiye göre de benzer içerikli bir arizanın da Papa Eftim tarafından cihan kiliselerine ve Anglikan Kilisesi Episkoposu Canterbury'ye takdim edildiği belirtilmektedir. Bu arizada Fener Patrikhanesi'nin İngiliz hariciye nezaretine ve Anglikan kilisesi episkoposluğu makamına ve batılı basın organlarına müracaatla asılsız beyanlarda bulunduğuna dikkat çekilmekteydi.
Dünyada her zaman zulüm vaki olmuştur. Fakat önceleri bu zulüm olarak telakki edilirken, şimdi kuvvetlinin hakkı olarak görülmektedir.
Sayfa 23
Basyucelik emirleri- Harf Davası
• Bu emirle beraber ilim ve ihtisas ehlinden bir heyet kurulup aşağıdaki suallerin cevabını hazırlıyacak ve tam mânasiyle ilim ve hakikatle teyitli olarak Başyücelik makamına verilecektir. Sualler on dört tanedir. • İsmine “Arap harfleri” denilen, tam on asır Türk medeniyet kadrosunun ifade unsurunu teşkil etmiş ve on asırlık millî irfanın
Sayfa 322
Reklam
475 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.