Sultan Il. Mahmud tarafından hızlandırılan laikleşme eğilimi, aslında önemli nedenlere dayanmaktaydı. Asıl amaç, orduyu finanse edecek parayı bulmaktı; bu nedenle, 18. yüzyılda başlayan vakıfları devlet denetimi altına alma denemeleri artık yoğunlaştırılmıştı,24 Nitekim 1826'dan sonra vakıflar özel bir nezarete bağlanarak kamulaştırılmıştı. Bu durum, o güne dek vakıf idaresinden önemli gelirleri olan ulema ve özellikle ileri gelenlerin siyasi nüfuzunun iyice azalmasma sebep oldu. Bir yandan medreseler devletin denetimine sokulurken, diğer yandan yeni kurulan teknik okulların yararına bu dini okullar bilinçli bir tavırla ihmal edildi. Bu nedenle entclektüel iddiası olan ulema başka eğitim alanları seçmek zorunda kaldı...
İlk bakışta II. Abdülhamid döneminde bu gelişmenin durdurulduğunu düşünmek mümkün, çünkü bu dönemde hükümdarın dini meşruiyeti ön plandaydı. Osmanlı padişahının tüm Müslümanların halifesi olması, özellikle imparatorluk dışındaki, Avrupa'nın sömürgeterindeki Müslümanların gözünde vurgulanıyordu...
Öte yandan devlet kadrolarına teknik ve idari uzman hazırlayan din dışı okulların kurulması, Abdülhamid döneminde de devam etti. Özellikle askeri okullar, laikleşme sürecinde önemli bir işlev üstlendiler.
Sayfa 282 - Tarih Vakfı Yurt Yayınları.