Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
493 syf.
·
Puan vermedi
Fotoğraf Sanatı Üzerine Nedir fotoğraf? Deklanşöre basıp anı kopyalamak mı? Yoksa anı ölümsüz kılmak mı? Sizce hangisi? İşte kitapta tam da bu noktada okuyucunun yardımına yetişiyor. Bakalım, neymiş fotoğraf.. Yazar ilk olarak eserinde; kompozisyon, ışık, ritmik yapı, alan derinliği doku ve sismik yapı, leke dağılımı, konstrat, ton değerleri,
Fotoğraf Sanatı Üzerine
Fotoğraf Sanatı ÜzerineTekin Ertuğ · Alter Yayıncılık · 20154 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
KARTALLARIN GÖKYÜZÜNDE SÜZÜLDÜĞÜ ŞEHİR
ORTA ASYA’DAN GÜNÜMÜZE BİR AHLAT POLİSİYESİ Okumakta olduğunuz kitaba dair incelemeyi, birazdan belirteceğim başlıklar altında yazdım,inceleme okumayı seven okurlara kitap hakkında bir fikir vermekle beraber,kitap da yer verilmemiş ama bana düşündürmüş olduğu konular hakkında da fazla detaya girmeden bilgilendirme ve
Anadolu'nun Şifreleri
Anadolu'nun ŞifreleriGürcan Yaman · Altiva Yayıncılık · 201848 okunma
Reklam
656 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Asıl büyük öğretmen hayatın ta kendisidir.
*Her hayat bir sürü günden oluşur, gün be gün. Kendi içimizde yürüyüp giderken hırsızlara, hayaletlere, cavarlara, ihtiyarlara, delikanlılara, karılarımıza, dullara, âşık kardeşlere denk geliriz ama denk geldiğimiz hep kendi kendimizizdir aslında.
James Joyce
James Joyce
ile
Ulysses
Ulysses
uzun soluklu bir yolculuk oldu. Tabii tereddüt ile başladı. Anlar mıyım,
Ulysses
UlyssesJames Joyce · Kafka Kitap · 20191,064 okunma
#1 Frappede Krema Olur Mu?
Pek yoğun olmayan bir iş günü sonrası, pek resmi olmayan ama efendi görünümlü bir kıyafetle ünlü kahvecilerden(Kahve Deryası, Kahve Dünyası, Kahve Kültürü, KahveRengi, Kahve Tiryakisi, Osmanlı Kahvecisi...) birine gittik. Garsonlarla hoşbeş ve menü kısımlarını hızlıca geçtik ve şekersiz birer Espresso Frappe istedik. Bir süre sonra liseden
339 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bir çoğumuz Cemil Meriç'i çok okuduğu için genç yaşında kör olduğunu duymuş ve böylece tanımışızdır. Ve yine okumayı sevdiğimiz için aynı korkuyu belki bizler de yaşamışızdır. Ama kitapta, otobiyografi bölümünde yazılandan anlaşılıyor ki, yazarın göz rahatsızlığı çocukken başlamış. Belki çok okumak süreci hızlandırmıştır ama ileri derecede
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821bin okunma
...ilk kez 18. yüzyılda mezar ve vakıf kitabelerinin Türkçe yazılması yaygınlaştı; oysa daha önceleri bu tür yazıtlarda Arapça ve Farsçanın kullanılması adetti. 19. yüzyılın sonlarında İslam hukuku(Mecelle) Türkçe olarak yazıya geçirildi ve böylece Arapçanın İslam hukuku alanındaki tek dil olması son buldu.Bu çerçeveden bakıldığında, Cumhuriyet döneminde siyaset adamlarının ve edebiyatçıların, yaşamın akla gelebilen her alanında Türkçe kullanılması ve ayrıca, gerektikçe uygun uzmanlık dilleri oluşturulması girişimlerinin eski bir gelenek içinde yer aldığı görülür.
Sayfa 43 - Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
Reklam
Param Var Ama Tüketmeye Hakkim Yok!
Hayrettin KARACA: PARAM VAR AMA TÜKETMEYE HAKKIM YOK! Kırmızı süveteri delik deşik olmasına rağmen hala üzerinde; ayakkabısı da yamalı. Sökük paltosunu, pantolonunu, yakalarını ters-yüz ettiği gömleklerini yıllardır kullanıyor. 10 yıldır hiçbir şey almamış üzerine. Karaca markasının ve TEMA Vakfı'nın kurucusu Hayrettin Karaca "param
Her çağda ve her kültürde, birtakım "çocuk düşürme" yöntemlerine başvurulmuş; bu amaçla iksirler, şuruplar kullanılmış; fiziksel egzersizler uygulanmış; bazı kadınların tekelinde bulunan, üzeri kapalı bir çocuk düşürtme kültürü oluşmuştur. Ortaçağın "cadıları" işte bu kadınlardır ve toplum içinde çok muğlak bir konumları vardır. Bunlar aynı zamanda tedavi eden, bedenin gizlerini ve bitkilerin özelliklerini bilen, yaşamın ve ölümün sırlarına vakıf olan kadınlardır çünkü.
İslamı her alanda yaşamak ve yaşatmak...
Muallimeliğimin medar-ı süruru...🪷 -Öğretmenim Allah duam için mi seni gönderdi? Muallimeliğimin 12. senesindeyim. İlk defa başörtüsü olan biri ile vakit geçiren öğrencimde oldu. İlk defa benimle İslam'ın güzelliğine vakıf olanda oldu. Çocuk Gelişimciyim ama çoğu okulda Din Kültürü ve Ahlak Öğretmeni olarak karşılandım. ELHAMDÜLİLLÂH Hepsinde kulluğumun bilinci ile ilerledim. Her gönüle giremesemde izler bıraktım. Bazen sadece çocukta, bazen bütün aile ile eğitim alanında oldum. Kur'an harflerini, ayetleri, minik yüreklerde yeşertmek için mücadele ettim. Minik yüreklerimle hatimlerimiz güzel yollarımız oldu. Bugün bana öğrencimin sorduğu soru ile kulluğumu sorguladım. Rabbim beni nerede bulundurmak istiyorsa, nerede onu anlatmamı istiyorsa vesile kıldı. Rabbim beni minik yürekte dua olarak beklettiğin için hamd olsun🤲 Kayseri (Tebessüm) 20.5.23
313 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitabın alt başlığı Tedavi ve tıbbı kurumlar olsa da bu iddiasını pek yerine getirememiş. Genel hatlarıyla güzel bir akademik çalışma, roman gibi değerlendiremiyorum. Lakin medresenin ne olduğu, hediyeleşme kültürü, vakıf sistemi ve osmanlıca nın ne olduğuna dair çok çok geniş açıklamalar var. Bu bir İngiliz vb insanlar için iyi bir çalısma lakin ben okurken çok sıkıldım. Konudan konuya bağlantısız bir şekilde atlanılmış. Mesela veba2nın tedavisiyle ilgili bilgi vermek yerine, vebanın insanların sosyal yaşantısını nasıl etkilediğine dair bilgiler var. Benim başlığa aldanma sebebim de buydu. İnsanlar vebaya yakalandığında nasıl tedavi oluyorlardı, hangi araç gereç ve ilaçlar kullanılıyordu? Bunu vermek yerine, insanların karadeniz vb bölgelere kaçıştığını yazmış. Bunun yanında aydınlatıcı bilgiler tabii ki var. Lakin ben pek istediğimi alamadım.
Osmanlı Tıbbı
Osmanlı TıbbıMiri Shefer-Mossensohn · Kitap Yayınevi · 20147 okunma
Reklam
265 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Batı'da Ölümün Tarihi
Batı'da Ölümün Tarihi
Philippe Ariès
Philippe Ariès
Tarihçiliğe profesyonel anlamda en iyi bakış açısını kazandıran Annales okulun temsilcilerinden philippe'nin eseri farklı bir perspekifle olaya açıklık getirmiş. Tarih metodu ve zihniyet tarihini inceleme açısından çok iyi bir eser. Yazar Muhafazakar ve sağ çizgide olmasına ragmen michel Foucault gibi sol çizgideki
Batı'da Ölümün Tarihi
Batı'da Ölümün TarihiPhilippe Ariès · Everest Yayınları · 201529 okunma
    "İslam, cahil ve bilgisiz Müslümanlar istemiyor. Kitabı iyi bilen, Kur'an kültürüne vakıf insan istiyor."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz 2010'da: "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok!" diye bir çıkış yaptı. (...) "Evet, diploma var ama dil biliyor mu? Hayır. Bilgisayar kullanıyor mu? Hayır. Türkiye'nin meselelerine, küresel meselelere vakıf mı? Hayır. Mezun olduğu bölümle ilgili tecrübe edinmiş mi? Hayır... Ben, 'Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok' dediğim zaman eleştirildim. Böyle bir garanti dünyanın hiçbir yerinde yok." (...) Erdoğan'ın "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok!" sözü, hele o tehditvari ifadesiyle, aynı zamanda "ideolojik"tir. Zira işsizliğin yapısallaştığı bir dünyada, işsizliği bir "kabahat" olarak işsizlerin sırtına yükleyen bir söylem bu. Aynı zamanda, her insanı "vasıflarını" (iş bulmaya yarayacak beceriler anlamında) sürekli artırmaya dönük bir performans ve rekabet basıncı altına sokan saldırgan "iş kültürü" ideolojisini yeniden üreten bir söylem.
Sayfa 7 - Tanıl Bora
Sultan Il. Mahmud tarafından hızlandırılan laikleşme eğili­mi, aslında önemli nedenlere dayanmaktaydı. Asıl amaç, orduyu finanse edecek parayı bulmaktı; bu nedenle, 18. yüzyılda başlayan vakıfları devlet denetimi altına alma denemeleri artık yoğunlaştırılmıştı,24 Nitekim 1826'dan sonra vakıflar özel bir nezarete bağlanarak kamulaştırılmıştı. Bu durum, o güne dek vakıf idaresinden önemli gelirleri olan ulema ve özel­likle ileri gelenlerin siyasi nüfuzunun iyice azalmasma sebep oldu. Bir yandan medreseler devletin denetimine sokulurken, diğer yandan yeni kurulan teknik okulların yararına bu dini okullar bilinçli bir tavırla ihmal edildi. Bu nedenle entclektüel iddiası olan ulema başka eğitim alanları seçmek zorunda kaldı... İlk bakışta II. Abdülhamid döneminde bu gelişmenin durdurulduğu­nu düşünmek mümkün, çünkü bu dönemde hükümdarın dini meşruiyeti ön plandaydı. Osmanlı padişahının tüm Müslümanların halifesi olması, özellikle imparatorluk dışındaki, Avrupa'nın sömürgeterindeki Müslü­manların gözünde vurgulanıyordu... Öte yandan devlet kadrolarına teknik ve idari uzman hazırlayan din dışı okulların kurulması, Abdülhamid döne­minde de devam etti. Özellikle askeri okullar, laikleşme sürecinde önemli bir işlev üstlendiler.
Sayfa 282 - Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Türklerin çoğunlukta bulunduğu bölgelerinde, özellikle de İstanbul'da, 16. yüzyıldan beri süren bir adet bir camiye para bağışında bulunulmasıydı . Bağışlanan bu paralar faiz karşılığı (çoğunlukla % 10-15) ve güvence alınarak işletilir, elde edilen gelirde de caminin bakımı sağlanırdı. Bu uygulamanın da tutulmayan bir yanı vardı, çünkü hukukçuların birçoğu paranın değerinin yeterince istikrarlı olmadığı görüşündeydi, oysa vakıf kurumunun temeli süreklilikti . Ayrıca İslam hukukunun (günümüze kadar) ısrarla savunduğu taiz yasağı da açıkça delinmiş oluyordu. Ama ulema arasındaki tartışmanın, sıradan bağışçıları böyle bağışlar yapmaktan alıkoymadığı anlaşılıyor. Örneğin 18. yüzyılın ikinci yarısında Bursa'da parasını faizle işleten o kadar çok vakıf vardı ki, bunlar için ayrıntılı kayıtlar tutulmuştu.
Sayfa 161 - Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
121 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.